2007 Yaylatepe Köyü
Dünya var oluşumuzdan itibaren kavga ediyordu. Sayısız evren, galaksi ve devam eden sonu olan bir döngü... Var oluşumuzun sebebi neydi diye bazen düşünüyorum. İyiyle kötünün savaşı nedendi? Neydi alıp veremedikleri? Bu kaos her gün neden yaşanıyordu? Biri neden gördüğü kötülüğe boyun eğerdi, ne için susardı? Anlamıyordum. Bu cehennem günbegün devam ederken neden kimse engel olmuyordu. Annem her gün niye ağlıyordu neden mutsuzdu? Babamın içine bu canavar ne zaman girmişti? Annemi neden koruyamıyorduk, babam neden durmuyordu.
Çelimsiz omuzlarım düşerken vücudum titriyordu. Gözlerimden yaşlar dökülürken ablam eliyle ağzımı kapatıyordu. İçten, ses çıkarmamaya özen göstererek ablama baktım. Kahve gözleri kızarmış, su birikintileri dolmuştu içlerine. Kendini sıkıyordu ağlamamak için. Elini ağzımdan çekip dudaklarına koydu. Sus diyordu, ses çıkarma. Çünkü anneme olanlar başımıza gelir diye korkuyorduk. Jiyan odanın kenarından öylece babama bakıyordu. Yeşil, iri gözleri kızarmıştı. Elindeki ayıcığa tırnaklarını geçirmişti. Etrafa korku dolu gözlerle baktı, bizi bulmak istiyor gibiydi. Hareket edeceğim sırada ablam ağzıma daha çok elini bastırdı ve eliyle kolumu sıktı. O zamanlar neden durduruyordu anlamamıştım. Şimdi daha iyi anlıyordum.
Babam elindeki bıçağı yere fırlattı. Gözlerinden ateşler fışkırıyor gibiydi. Saldırgan bir hayvana benziyordu. Etrafa baktı. Elindeki kanı üstündeki gömleğe sürdü. Gözleri Jiyanla buluşunca, Jiyan, ''Anne'' diye mırıldandı. Sesi kırgındı, donmuş gibiydi. Babam koşarak Jiyan'ın kolundan tuttu.
''Yürü!'' Sesi bir aslanın kükremesi gibiydi. Hareket edeceğim sırada ablam benden önce hareketlendi. ''Bavo!'' Ablamın babama seslenmesiyle babam arkasına dönüp ablama baktı. Onu hiç böyle görmemiştim. Jiyan'ın sol kolunu sertçe sıkmıştı ve Jiyan ağlamaya başlamıştı. Sağ elindeki ayıcığı yere sarkıyordu. ''Baba, dur! Annem?'' Masanın altından yerde kanlar içerisinde melekler gibi uyuyan anneme baktım. Buğday teni bembeyazdı. Halının üstüne örttüğü örtü annemden akan kanla lekelenmeye başlamıştı. En son Jiyan salonda altına işediği, örtüyü kirlettiği için onu dövmüştü. Şimdi ise kanlar içerisindeydi bu örtü ve annem uyanmıyordu. Parmağı dahi kıpırdamıyordu.
Babam arkasını döndü ve Jiyan'a ''Yürü!'' diye bağırdı.
''Baba nereye?'' diye bağırdı ablam peşinden giderken. Masanın altından çıkamıyordum ki nereye gidiyorsunuz diye sorayım. Kıpırdayamıyordum. Annem öylece yerde yatarken anneme dokunamıyordum. Bir ateş sesi yankılandı evin civarında. Korkuyla sıçrayıp bacaklarımı kendime çektim. Ellerimi bacaklarımın arasına gömdüğümde bacak aramdan bir sıvının üstümü ıslattığını anladım. Daha neye uğradığımı anlamadan biri beni masanın altından çekti. Roni yengem kolumdan tutup beni aldığı gibi kucağına aldı ve kafamı boynuna gömdü. Bir çığlık sesi geldi ardından teyzemle anneannemin bağırışı. ''Delfin!'' diye haykırdı teyzem. Kafamı yengemin elinden çekmemle başımı çevirdim. Anneannem, annemi göğsüne doğru çekmiş ağlıyordu. Annem ölmüştü. ''Delfin anne kurban Delfin! Uyan, annem sen daha çok küçüksün yavrum. Delfin!''
Ablam kapının kenarında belirince yengemin kucağından inmek için kıpırdadım. Ablamın elinde Jiyan'ın ayıcığı vardı. Kucağından iner inmez ablama koştum. Ablam eğilip yere çömeldi ve oturdu. Islak gözleri beni görünce daha da çok ıslanmaya başladı. ''Jiyan nerede?'' diye sordum.
''Babam Jiyan'ı götürdü.'' Dudağı kanamıştı. Bana daha çok sarıldı. Anneannem daha çok feryatla bağırırken korkuyla daha çok sarıldım ablama.
*****
2022 İstanbul
Tenimi yalayan rüzgar, yolda yürüyen herkesin tenine öpücük kondurmaya devam ediyordu. İçimdeki ürpermeye mani olamamıştım. Omuzlarım ısınmak için yukarıya doğru büzüşürken burnuma düşen ıslaklıkla kirpiklerimi kırpıştırdım. Kar yağıyordu. Kimyasallardan kuruyan ellerimi montumun ceplerine soktum. Bu mevsimde en çok ellerim üşürdü. Hızlı adımlarla yürümeye devam ettim. Yürürken bir yandan da villaların numaralarına bakıyordum. İçimdeki huzursuzluk hissiyatı devam ederken soldaki villanın aradığım villa olduğuna kanaat getirerek kapıdaki güvenliğe tebessüm ettim. ''Merhaba, şey, temizliğe gelen Maral Hanım'ın kardeşiyim. Geleceğimi size Betül Hanım söylemiştir. Ablam bugün biraz rahatsızda onun yerine ben geldim,'' dedim yalancı bir tebessümle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARAM SEVDA (Düzenleniyor.)
Roman d'amourKadın ağladı, adam güldü. Kadın delirdi, adam tebessüm etti. Kadın bileklerini kesti, adam öylece yaşadı. Kadın tebessüm etti, adamın gözleri doldu. Kadın güldü, adam ağladı. Kadın intihar etti, adam öldü.