23. Bölüm

1.5K 65 112
                                    

''Yemin olsun nefes nefese koşanlara; Sonra çakarak kıvılcım saçanlara; Sabahleyin ansızın baskın yapanlara; Derken o sırada tozu dumana katanlara; Peşinden orada bir topluluğun ta ortasına dalanlara. İnsan, Rabbine karşı pek nankördür. Şüphesiz buna kendisi de şahittir; O, mal sevgisine aşırı derecede kapılmıştır. O bilmez mi ki kabirlerde bulunanlar diriltilip dışarı atıldığı zaman; Ve kalplerde gizlenenler ortaya konduğu zaman; İşte o gün (anlayacaklar ki), Rableri onlardan tam mânasıyla haberdardır!''

Âdiyât Suresi

______________ _ _ _


Sena, üç aylık kızını uyuttuktan sonra salona girdi. Ablası, son birkaç gündür onları ziyarete gelmemişti. Allah ondan razı olsun, taze anneyi bu yeni başladığı yolda yalnız bırakmamıştı. Hakkını nasıl öderdi bilmiyordu.

Meryem uyanırsa sesini duymak için kapıyı kapatmadı. Koltukta çocuk gibi, heyecanlı halde ayaklarını yukarı çekerek kollarıyla sarmalamış Sema, kız kardeşine gülümsedi.

''Hime*m uyudu mu?''

''Uyudu, çok şükür.''

Misafir başını salladı, dudağını kemirdi, aşırı gergindi. Yoksa elini ağzına götürüp tenini çekiştirmezdi. Sena, şefkatli gülüşle ablasının elini tuttu. Yanına kurulup başını koluna bıraktı.

''Dudağını çekiştirme abla, hep yara olacak.''

''Sena'm.''

Ev sahibi mutlulukla güldü. Öyle içten bir şekilde söylüyordu ki. Onun gibi bir ablaya sahip olduğu için tekrar tekrar şükretti.

''Efendim, güzel ablam.''

''Bir şey diyeceğim-''

Eliyle yapamadığını dişleriyle yaptı, dudağını ısırdı. Bulunduğu yerden doğruldu, bu sefer dizleri üzerine oturdu. Ondan uzaklaşmış sırdaşına heyecanla baktı. İçinde daha fazla tutamayacaktı.

''Bu son birkaç gündür, düşün, düşün, başım ağrımaya başladı. Ben- Ben bir şey danışmam lazım- Korkuyorum da- Ama çok da heyecanlıyım- Olur mu bilmiyorum-''

''Seni bu kadar mutlu her ne ise, eminim çok güzel bir müjdedir.''

''Öyle- Yani İslam'a uygunsa öyle- Yani uygunmuş da- Yine de senden onay almak istedim-''

Ablasının ehli sünnet fetva hatlarına, başka meseleler hakkında danıştığından haberdardı. Onları arayıp fetva verdilerse, Sena'ya düşen bir şey yoktu. Belki de, bulunduğu yerdeki müftüye danışmış olabilirlerdi. Bazı fetvalar, yüz yüze görüşerek ve kişiye özel verilmesi gerekiyordu.

''Abla, şu heyecanına, şu mutluluğuna bak. İslam'a aykırı değilse, seni mutlu eden her ne ise, başım üstüne.''

Sema, çocuk gibi kıkırdadı. Gülüşleri neredeyse kulağına varıyordu. Dudağını kemirdi, bir çırpıda söyledi.

''Bebeğimiz olacak- Anne olabilirim- Ömer'im de baba olabilir-''

Sena, şaşkınlıkla gözlerini kırpıp durdu. Ol deyince olduran, yoktan var eden Allah'a iman ediyordu. O istedikten sonra, dünyevi aklın alamayacağı her şey olabilirdi. Yine de, hamile kaldığını sanmadı. Öyle olsaydı, günlerdir düşünmez, hemen ona müjdelerdi. Başka durum söz konusu olmalıydı.

Onun konuşmamasına biraz üzülen ablasını fark etti, anında kocaman gülümsedi.

''Güzeller güzeli ablam, bana yeğen müjdesi mi veriyorsun sen? Meryem'ime arkadaş mı geliyor?''

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 09, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin