moral of the story.

192 18 40
                                    

sevinçten ağlıyorum desem

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

sevinçten ağlıyorum desem...

"o günü onunla geçirdim."

Thomas'ın gözünün önüne eski zamanlar gelmişti.

"çok mutluydum, ama aklıma takılan bir şey vardı."
"ona buradan ne zaman ayrılacağımızı sordum."

"cevap vermedi."

Sonra Thomas pamuk şekeri yanaklarından inen gözyaşlarını sildi.

"neden ağlıyorsun? ne oldu?"

"tekrardan sordum. bu sefer tepkisi gerçekten sertti."
"bunun hakkında tartıştık."

Thomas'ın boğazında düğümleniyordu kelimeler.

Ara sıra ağlamaktan konuşamıyordu.

"ona ısrarla ne olduğunu sordum."

Thomas artık kendini tutamadı ve hıçkırarak ağladı.

"t-tamam sakin ol."

George doğruldu ve ona sarıldı yavaşça.

"sanırım onu çok fazla sinirlendirmiştim."

Arada nefesi bile kesiliyordu.

"o zamanlar ilaçlarını almıyordu ve istese de kontrol edemediği bir hastalığı vardı."
"tam anlamıyla bir manyaktı."

George sorusunu tekrarladı.

"ne oldu?"

"he tried to kill me."

George sarılmayı bıraktı ve hiddetle ona döndü.

"ne? neden?!"

"d-dedim ya-"
"ama şimdi daha iyi."
"ilaçlarını kullanıyor."

George şaşkın bir şekilde ona bakıyordu.

"o akşam oradan koşarak kaçtım. evin yolunu nasıl bulduğumu bile hatırlamıyorum."
"gözyaşlarım yüzünden yolu görmem bile mucizeydi."

"sonra onun yüzünü bir yıl boyunca görmedim."
"o bir yıl bana yüzyıl gibi gelmişti."
"ailem defalarca ne olduğunu sordu."

"psikologlardan yardım aldım, ama kimseye ne olduğunu anlatamadım."

Thomas artık ağlamayı bırakmıştı.

"bir arkadaşımla kafede otururken televizyonda onun sesine benzer bir ses duydum."

"başta yine beynimin bana oynadığı bir oyun sandım."

Yüzünde büyük bir gülümseme oluştu konuşurken.

"sonra arkadaşım bana ısrarla televizyona bakmamı söyledi."

𝘴 𝘦 𝘳 𝘪 𝘢 𝘭 𝘬 𝘪 𝘭 𝘭 𝘦 𝘳 //dreamnotfound Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin