1 - Gerçeklerle yüzleşme

34 3 0
                                    

BÖLÜM ŞARKISI :

MOTHER MOTHER- IT'S ALRİGHT 

''Gerçeği bulabilecekler miydi? yoksa bu labirentin içinde kaybolup gidecekler mi ? Genç ve taze duyguları , bedenleri buna katlanabilir miydi? Sahi ya ... Biz o yaşın verdiği cesaret ve şehvet sayesinde işledik bu günahları . Ve öyle böyle güçlendik. Herkes hata yapa yapa büyürdü. Ama biz öyle bir günah işledik, öyle bir hata yaptık ki... Onlar  daha yeni yeni öğrenirken her şeyi , daha yolun yarısında  kesilecekti dünya ile bağları. Çünkü biz Adem ve Havvadan da ağır bir günah işledik ... Biz onların sonu olduk.''

-

Tepe de güneş herkes için parıl parıl parlarken bazılarımızı hüzne boğan bir keder çökmüştü.  Ama buraya kadardı . Olanları hiç bir şey geri getiremeyecekti . Her bu soydan gelen , o geni taşıyan biri gibi o da bu zamanları bekliyordu istemsizce... Son anlarını ailesiyle , dostlarıyla geçirmeyi düşünüyordu. İnsanın öleceği günü saatine kadar bilmek ayrı bir ağırdı . Tahmin edemeyeceğiniz bir ağırlıkta... 

Abel eğlenmeyi seven , coşkulu , çocuksu neşesi olan bir adamdı . Ama diğerlerinden biraz farklıydı. Onu diğerlerinden farklı kılan bir özelliği , bir yeteneği vardı. Gençliğinde her ne kadar olur olmadık şeylere , sırf hayatın ciddiyetini anlamamak için o yeteneği kullansa da , son yıllarında hayli nefret etmişti bu yeteneğinden . Onun için bu yeteneği, o kanı vücudunda barındırması bile tiksindiriyordu onu . Nefret ediyordu . Son yıllarında her sabah... Her sabah normal biri olmak için dua ediyordu . Ama ne yapabilirdi ki? Belki de o genç yaşlarda gerçeği bildiği halde bir şeyler için çaba gösterebilirdi . Ama o bunu düşünmedi. O soydan gelen herkes sadece son yıllarında bunun lanet bir özellik olduğunu fark ettiler . Hayatlarını kolaylaştırmak , zevk almak için kullandıkları özellikleri onların ölüm antlaşmasının imzasıydı . 

                                                                                              ...

Babam son zamanlarda çok çökmüştü. Bizden saklamaya çalışıyordu ama belliydi. Babamın sakladığı diğer şeyler gibi gizliyordu acısını ama bir şey vardı. Sadece bu diğerlerinden farklı . Bu gerçekçi bir acı . Gerçek hissedilen bir acı... 

Anneme yardım ediyordum , bir yandan da babamı izliyordum . Her zaman yaptığı şeyleri yapıyordu . Dizüstünü çekmiş ve gündemdeki haberle bakıyordu. Yani her zaman olduğu gibi. Anormal bir şey yoktu . Babamın yüz ifadesi dışında. Sanki biri ölmüş gibi...Ah cidden katlanabilecek bir durum değil ortamın kasvetli olması. Ciddiyim . Hadi tamam babamın morali bozuk , belli ki bir şey var ama annem normaldi . Annem niye normal ? Hiç rahatsız edici bir hava yokmuş gibi günlük işlerine , kahvesine, akşam çayına, dizilerine devam ediyordu. En azından bazı zevki konularda babama çektiğim için şanslıydım. Evet kesinlikle şanslıydım ...

Bu durum artık beni rahatsız etmekten çok gıdıklamaya başladı. Babam 1 2 yıl öncesine kadar gayet keyifli ve eğlenceli bir adamdı. 2 yılda 30 yaş çıkamaz bir insan . İmkanı yok ! Ama annemden de sakladığına emindim . Neydi bu ? Benden ve annemden saklamaya çalıştığı o saçma efsaneyle ilgili mi yoksa? 

Hızlıca babamın yanına gittim ve ''sıkılmadın mı artık şu haberleri okumaktan?'', diye söylendim. E artık birinin olaya el atması gerekiyordu . Bana göz devirerek baktı . 

40. YIL LANETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin