51. BÖLÜM

573 30 2
                                    

yazardan devam

Berrin ayılmaya başlarken yanında bulunan Arslana baktı. Gözleri zorla açılırken kendine gelmek adına birkaç defa gözlerini kapatıp açtı. Karnında hissettiği acıyla yüzünü buruşturan Berrin geçtiği normal odada kanepede yatan Arslan da gözlerini gezdirdi. Yorgunluktan bitmiş halde olduğu aşikardı. Berrin yattığı yatakta dikleşmeye çalışırken yataktan çıkan gıcırtılara karşı Arslan kafasını kaldırdı. Berrinin uyandığını görmesiyle ayaklanırken Berrinin yanında yerini aldı. Berrin Arslana bakarken " uyandırmak istememiştim. Özür dilerim." dedi. Arslan hızla başını sallarken "sen iyi misin?" dedi. Berrin başını usulca salladı. Yanında yer alan Arslanın göğsüne başını yaslarken "karnım acıyor sadece" dedi. Ardından usulca başını kaldırmış ve ona endişeyle bakan yeşillere karşı tebessüm ederek gülümsemişti. Arslan Berrininn alnını dikkatli bir şekilde öptü. "seni seviyorum" dedi. Berrin "biliyorum" derken kendini geriye çekip yeniden söz almıştı.

"kızlar nerde" demesiyle içeriye giren ekibe karşı Berrin başını kapıya çevirdi. Buse içeri girdiği gibi gördüğü Berrine karşı hızla yanın da yerini alırken "ne zaman uyandın? nasılsın? iyi misin?" Berrin artarda sorulan sorulara karşı "evet daha iyiyim." dedi. Buse dolu gözleriyle Berrine yavaş ve dikkatli bir şekilde sarıldı. Selinay ve Aybars içerde yerlerini almış Berrine bakarken içeriye en son giren Bartu herkesin dikkatini çekti. Arslan Bartuyu görmesiyle ona doğru atak yaparken bunu fark eden Berrin son anda Arslanın bileğini kavramış ve atak yapmasına engel olmuştu. Arslan sinirle Berrine dönerken Buse ikili arasından çıkıp Aybarsın yanında yerini aldı.

Arslan sinirle yutkunurken Berrinin eli nedeniyle olduğu yerde kıvranırken Berrin abisine dönerek " kavga çıksın istemiyorum!" dedi. O sırada abisinin suratını yeni fark etmişti. Arslan yine yapacağını yapmıştı anlaşılan. Bartu Berrinin sözleri üzerine "yalnız konuşabilir miyiz abim" dedi. Arslan hızla reddederken diğer grup yavaş bir şekilde odayı terk etti. Buse Berrinin odasına gelmeden önce abisiyle konuştuğundan ötürü rahatlıkla onları yalnız bırakabilirdi. Berrin abisine dönerken "kusura bakma. Arslanın odadan çıkmasını isteyemem." dedi. Bartu anlayışla başını sallarken "ben... ben senden özür dilerim Berrin. küçüklükten beri sana yüklendim. Bu da yetmezmiş gibi senin rızan olmadan mafyaya soktum. Ben.... Ben gerçekten özür dilerim." dedi. Berrinin gözleri dolarken Arslan destek olduğunu gösterir bir şekilde Berrinin omzuna elini koydu ve hala çatık kaşlarıyla Bartuya bakmaya devam etti.

Berrin boğazında oluşan yumruya karşı boğazını temizlerken ne diyeceğini düşündü. Bartu hala yediği dayakların etkisiyle yalpalamaya devam etse de Berrine doğru ilerledi. İki hasta kardeş birbirine bakarken Berrin Arslana baktı. Arslan istemsiz bir şekilde ayağa kalkarak Bartuya yol verirken Bartu ona açılan yola karşı kardeşine doğru ilerledi ve "Berrin ben sana karşı çok mahçubum. Beni affeder misin?" dedi. Berrin başını eğerken abisinin onu hor gördüğü sevgisinden mahrum bıraktığı yılları düşünürken gözlerinden yaşlar süzüldü. Bu ha deyince affedilecek bir şey değildi. Ama abisiyle daha fazla kırgın kalmakta istemiyordu. Başını kaldırdığında abisinin dolu gözlerini gören Berrin daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladı. Karnının acısını yok sayarak ayağa kalkıp abisine sarıldı. Bartu akan göz yaşlarını umursamadan Berrine kollarını doladı. Arkada sinirle onları izleyen Arslan abisi için yaralı karnını umursamadan ayağa kalkan berrine karşı çok sinirlenmişti. Barışıp barışmamaları umrunda değildi. Her ne olursa olsun Berrinin yanında olduğundan o buna takılamamıştı. Onun takıldığı şey kendini umursamamasıydı. Oysa Arslan onu ok fazla umursuyor hayatının merkezi yapıyordu. Arslan başını olumsuz anlamda sallayarak odadan çıktı.

Buse odadan çıkan Arslana karşı şaşkınlıkla bakarken neden çıktığının anlam veremedi. Arslan hastaneden dışarı çıkıp banka oturup çıkarttığı sigara paketinden bir tane alıp dudaklarının arasına yerleştirdi. Yanına gelen Aybars sormadan banka oturup elini uzattı. Arslan kaşlarını kaldırırken hayırdır der gibi baktı. Aybars omuzlarını silkerken elini yeniden uzattı. Arslan başka bir sigara çıkartıp Aybarsa verdi. Ardından çakmağını uzattı. Aybars yaktığı sigaradan derin bir nefes alırken başını geriye attı. Arslan omuzlarını silkerken umursamadan öne eğildi ve kafasını ellerinin arasına aldı.

Berrin abisinin gitmesinin ardından odada yer alan Buse Selinay ve Elife bakıyordu. Elif dışarda doktorlarla konuştuğundan Berrinin yanında değildi. Bunun açıklamasını yapma gereği duymuştu. Berrin ise her yerde Arslanı arıyordu. Odasından çıkıp gitmesi hayra alamet değildi. Sıkıntıyla nefes alırken odanın kapısı açıldı. Berrin hızla kapıya yönelirken Arslan ve Aybars içeri girdi. Aybars Buseye ve Selinaya bakıp başıyla gidelim işareti yaptı. Kızlar anında kalkarken Elifte ayaklanarak "ben buralardayım" dedi. Berrin başıyla onayladı.

Yavaş yavaş boşalan odada yalnız kalan Berrin ve Arslana karşı Berrin yatakta doğruldu. Arslan yavaş adımlarla odada bulanan kanepeye oturdu. Berrin "sorun ne?" derken Arslan Berrine döndü. "sana ne kadar değer verdiğimi biliyorsun değil mi?" dedi. Berrin başıyla onaylarken "evet ve bende sana çok değer veriyorum." dedi. Arslan başıyla onayladı ve önüne döndü. Berrin bu konuşmanın nereye varacağını merak ederken Arslan yeniden söz aldı. " artık daha dikkatli olmanı istiyorum Berrin. Sana zarar gelecek korkusu yaşamak istemiyorum." dedi. Berrin gülümserken kollarını açtı. Düşünüp surat astığı bu konu onu oldukça şaşırtmakla beraber garip bir şekilde hoşuna da gitmesini sağlamıştı.

Arslan ona açılan kollara karşı gülerek kafasını salladı. Berrin sırıtırken "yanına getirtme işte. Bunu bir daha bulamazsın" dedi. Arslan ayağa kalkıp Berrinin kollarına karşı sarılırken yatakta kendine yer oluşturarak Berini kendine çekip sarıldı. Hastane yatağında rahat bir şekilde yatmış üstüne uyuya kalmış çifte karşı Elif odaya girip kanepeye uzandı. Tabi ki bu ikilinin fotoğraflarını çekmeyi ihmal etmemişti.

Grup rahat tavırlarıyla arabaya binip Aybarsın evine geçerken Buse merakla "sen bir ara ortadan kayboldun? Üstüne de Arslan ile beraber geldin hayırdır?" dedi. Aybars sevgilisinin bu durumu fark etmesine karşı gülerek başını salladı. Her şeyi hemen fark ediyordu. Arslanla konuşmamış sadece birlikte oturduklarını nasıl anlatacaktı. Çokta mühim bir konu değildi. Omuzlarını silkerken Buse gözlerini kısarak önüne döndü. İkna olmasa da üstüne gitmek istemediği kanısına vararak durumu boş verdi.

Aybars durduğu evin önünde aşağı inerken herkes teker teker arabadan indi. Aybars evin kapısını açarken Selinayla da muhabbet ediyordu. Buse evin arkasından ses geldiğini duymasıyla durakladı. İkilinin yanından ayrılıp sesin geldiği yere ilerlerken Selinay hareketlenmeyi görüp Buseyi izledi. Buse yol kapısına gidip etrafa bakarken Selinay abisini dürttü. Aybars arkasına dönüp Suseye baktı. "Hayırdır sevgilim" demesiyle Buse Aybarsa dönüp " ses duydum sandım. Ama kimse yokmuş" dedi. Tam o sırada kapıya hızla yanaşan araç Buseyi içeri aldığı gibi kapısını kapatarak yoluna koyuldu. Kısa sürede olup bitene karşı Aybars hızla ileri atak yapsa da olayı idrak edene kadar araba ilerlemişti. Selinay şaşkınlıkla dona kalırken "bu... Bu nasıl olabilir" dedi. Aybars hızla arabaya binip yola koyulurken Selinay şoktan kurtularak Berrini aradı. Bu olayları idrak bile edemiyordu. Evin önünden de Buseyi kaçıracaklarını hiç düşünememişti. 

kürkçü dükkanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin