Draco titreyen elleri ile tahta kaptaki çorbayı kaşıklamaya başladı. Sıcak çorba bu soğuk yerde ki tek sıcak şeydi. İliklerine kadar donmuştu ve tepede ki bir elin bile sığamayacağı yine de içeriye yeterince soğuk hava ve birkaç damla yağmur girmesine sebep olan delik onu daha da üşütüyordu.
Üç kaşıkta hemen biten çorbasına baktı ve kapının yemek bölümünden dışarı uzattı. Kapıda ki görevli ses çıkarmadan kabı aldı ve homurdanarak bir adım mesafe yanında olan çöpe attı. Draco itaatkarca kendini yorgan ve köpükten yapılma yatağına attı ve gri tavanı seyretmeye başladı.
Tek odalı bir hapishane hücresinde yaşam şartları zordu.
Yaşama tutunmaya çalışmak daha da zordu.
İnsanın klostrofobisini çıldırtacak kadar küçük olan odada duruyordu ve yatak benzeri şey odanın bir kısmını boydan boya kaplıyordu. Yatak çok büyük değildi, oda çok küçüktü.
Soğuktan titreyen elleri ile duvara tutundu ve doğruldu. Hapishane hücresinde ki tek arkadaşına baktı. Kağıt ve kalemlere.
İki aydır bu lanet hapishanede kalıyordu ve gerçek bir işkenceydi. Ayda bir mektup gönderme hakları vardı.
Yatağın baş ucunda duran kağıdı aldı ve düz zemine koydu. Kalemi parmakları arasına aldı ve kendini birkaç saniye sıkarak titremesini durdurmaya çalıştı. Bu deliği farkeden hapishane müdürü dışarıdan deliği kapattıracaktı ama Draco'nun bilmediği bir nedenden ötürü bugün kapanmamıştı. Havalar sıcak olsa içeriye temiz oksijen girerdi ama bu soğuk havada sadece buz gibi hava giriyordu ve ısıtması bile olmayan bu hapishanede mümkünmüş gibi sarışın adamın daha da üşümesine sebep oluyordu.
Titremesi dinmedi, yine de azalınca en yeni hobisini yapmaya başladı.
Minik sevgilisine mektup yazmaya.
Evet hayırlı uğurlu olsun yeni kurgumuz.
