Selamm canımın içleri ^^
Umarım bölümü beğenirsiniz satır başı yorumlarınızı bekliyorum
Keyifli okumalar dilerim...
"Yüzbaşı Kutay Bayraktar." Bu cümle yankılanıyor du kulaklarım da. Vurulmuştu şehit olmuştu belki de. Karnım da bir acı hissedince bakışlarım karnıma kaydı. Yerde damla damla kan vardı üniformam hep kan olmuştu. Amcam korkuyla yanıma gelip bağırdı.
"Asena." Kendimi kasmak dan dikişlerim patlamış dı. Canım yanıyor du. Başımın döndüğünü hissediyorum ama ağzımı açacak halim bile yoktu. Kutay'a, kardeşime ya birşey olduysa? Bakışlarımı bana korku ve endişeyle bakan amcama çevirdim.
"Kutay." Dedim. Sesim fisıltı dan ibaretti. "Amca Kutay şe..." Derin nefes almaya çalıştım hem dikişlerim patladığı için yaram yanıyor ve acıyordu hemde başım dönüyor du. Sanki boğazımı görünmez bir el sıkıyor ve ben konuşamıyorum gibi hissediyorum. Aldığım nefesler ciğerime yetmiyor du. Amcam kolumdan tutup siyah deri koltuğa geri oturttu.
"Sakin ol Asena Kutay sadece vurulmuş şuan helikopter varmıştır bile sakin ol Kutay'a hiçbir şey olmayacak. Şimdi yavaşça kalk hastaneye gidiyoruz dikişlerin açılmış." Amcamın dedikleriyle derin nefes aldım ölmemiş di. Eğer rüyasında ki gibi on kurşunla vurulsaydı yaşaması imkansız olurdu. Amcama gülerek baktım.
"Ölmemiş mi?" Amcam buruk bir tebessüm etti.
"Ölmemiş deli kurt ölmemiş kalk hadi." Gülerek amcama sarılınca yaramın acımasıyla ağzımdan büyük bir inleme çıktı. Amcam korkuyla bana bakıp kolumdan tuttuğu gibi ayağa kaldırdı beni.
"Sen zaten insan olsan söz dinlersin demi? Şuraya bak daha iki gün oldu ayaktasın? Hayır anlamıyorum ya bizim vurulan askerler naz yapıyor yada sen fazla güçlüsün. Bir otur yerinde otur. Neymiş efendim kendini yormayacakmış Alp'in haberi varmı senin burada olduğun dan? Hah tabi ki yok. Ama ben o yarım akıllılara da göstereceğim günlerini seni dışarı salmak neymiş o zaman görürler." Amcam kendi kendine konuşup dururken revire gelmiştik bile. İçeri girdiğim de Ayşen doktor masasında oturuyordu. Amcam boğazını temizleyince Ayşen korkarak ayağa kalkıp konuştu.
"Albayım buyrun."
"Şu deli kıza bak Ayşen." Amcam beni sedyeye bırakınca Ayşen hızlı adımlarla yanıma gelip uniformamda ki kana baktı.
"Çok kanaman var vuruldun mu?" Başımı olumsuz anlamda sallayıp konuştum.
"Hayır dikiş patladı." Ayşen başını olumlu anlamda sallayıp konuştu.
"Çıkar bakalım üstünü bir göreyim yaranı." Amcam dışarı çıkınca bende üzerimi çıkarıp sporcu atletimle kaldım. Ayşen yarama bakıp iç çekti.
"Yüzbaşım nereden baksan bu yara iki üç günlük sen neden ayağa kalktın ki?" Sıkıntıyla derin nefes alıp verdim.
"Yav ben askerim asker öyle bildiğiniz asker de değil koskocaman TSK'nın askeriyim ben. Ben özel kuvvetler de çalışıyorum bak berem de bordo. Öyle üç kurşuna ölmem ben daha kötü günlerimde oldu şimdi dik gitmem lazım." Ayşen doktor başını olumsuz anlamda sallayıp eline iğne almıştı ki konuştum.
"Kızım delimisin sen? Ne yapıyorsun ya?" Ayşen kaşlarını çatıp bir bana bir yarama bir de elinde ki iğneye baktı.
"Ne yapıyormuşum?"
"Uyuşturma dan dik gitsin bir de oramı hissetmiyeyimde tam olsun." Ayşen yanaklarını şişirip elinde ki iğneyi geri yerine bıraktı. Eline aldığı bir kaç malzemeyle yaramı temizleyip konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Timi
AçãoAnnesini ve babasını küçücük yaşta şehit veren bir kızdı o. Yanında bir tek biricik ağabeysi vardı. Şimdi o küçücük kız büyüdü kocaman bir bordo bereli bir yüzbaşı oldu. o kim mi? o Asena Türkoğlu tüm zorluklara göğüs geren kahraman türk askeri.