Dört duvar arasında kalmak mı daha kötü yoksa gerçekler arasında sıkışıp kalmak mı? Cevabını bilmediğim birsürü soru beynimde dans ederken yaptıkları gürültüler beni fazlaca hırpalıyordu.
Yatağımın sağ kenarındaki komidinin önünde bulduğum boşlukta ayaklarımı içimde doğru çekerken sırtımı komidinin çekmecesinin kulpuna yaslıyor , vücudumu acıtana dek batmasına aldırış etmeden kollarımı dizleri saracak şekilde bağlıyor , gözlerimi her kapatıp açtığımda içimdeki düşüncelerle empoze olan gözyaşlarım yavaş yavaş süzülüyordu . Ayaklarım çıplak , yer soğukluğu vücut ısımı gitgide düşürse de içimden korla çıkan ve her çıkışta nefes borumu kavuran nefesim , aldırış etmeden yakmaya devam ediyordu. Arada bir ağzımı açarak derin nefesler alıyor , hıçkırma sesimi çıkarmamak için içimde düşüncelerden oluşan büyükçe bir yumak oluşturuyordum.
Ara sıra çıkardığım garip seslerle dudaklarımı ısırmam arasında saniyelik farklar oluşuyordu . Sürekli tekrar eden babamın sesi beynimde yankılanınca ellerimle kulaklarımı sıkıca kapatarak gövdeme doğru kafamı gömüyordum. Bu sırada Matt hiçbirşeyden habersiz her zamanki gibi Lisanın yanında olduğundan rahatça kendimi delirtebilirdim.
Bir süre aynı pozisyonda durduktan sonra üşüme hissi fazlalaşınca doğruluyor , yatağıma serilip sağa dönüyor , battaniyeyi hızlıca sol kolumun altına kadar çekiyor , sağ elimi de yastığımın altında bırakıyor , pencereye uzun uzun ve derin bakışlar atarak rahatlamaya çalışırken saatin sesi beni huzursuz ediyordu .
Uyuma isteği hiç olmasa da deniyor arada bir kafamı yastığa gömüyor , başarılı olamayınca diğer tarafa dönerek bir nebze de olsa uyumak için uğraşsam da bir işe yaramıyordu. Doğruluyorum . Yastığımı yatak başına değecek şekilde dik konuma getirdikten sonra vücudumu ellerimle yatağa bastırarak dikleştirirken Matt odaya giriyor.
"Dostum inanamazsın fakat Lisa ile dakikalarca gözgöze olmak olağanüstü birşey. Tıpkı kitabımdaki sevdiceğim gibi. Sanırım ona artık sevdiceğim diyemeyeceğim. Çünkü gönlümü mavi gözlü küçük deve kaptırdım". derken sessizliğim dikkatini çekince sözünü ve mutluluğunu yarıda bırakıp ayakucumda oturuyor. Yüzüme üzgünce bakıp ;
"Kızların sana ne anlattı? Bilmeden kırdılar mı kalbini? Holly bana anlatır mısın? Senin şuanda mutluluktan havalara uçman gerek!" derken kafamı sağa çevirip , yastığımın altındaki zarfı uzatıyorum.
"Oku! neler olduğunu anla Matt Davinson". dedikten sonra hızlıca eline aldığı zarfı açıyor , gittikçe büyüyen gözleriyle arada bir bana bakıyor , kağıda tekrar tekrar dönüp şaşkınlığını büyütüyordu.
"Sanırım Luke " demelisin diye ekliyorum. O sırada istemsizce dolan gözlerimle dudaklarım hafif büzülürken , boynuma atlıyor.
"Sen benim için her zaman Holly' sin sayın Luke .!" derken sırtımı sıvazlıyordu. "Geçmişin hakkında herşeyi öğreneceğiz " diyerek ellerimi sıkıca tutuyor
" Buna gerek yok! " dediğimde
" Niçin ? " diye ekliyordu.
" Çünkü her yeni bir bilgi öğrendiğimde , bir kat daha hayal kırıklığına uğruyorum. Gelen kızlarım değildi . Babamdı " derken nasıl tepki vereceğini kestiremiyordu. Hafif bir sessizlikten sonra olan herşeyi ayrıntısıyla anlatırken , dikkatimizi kapıda beliren Dr.Arvine yöneltiyorduk.
" Holly. Biliyorum bana kırgınsın. Belkide kızgın . Ama kesin okkalı bir yumruğu hakettiğimi düşünsen de bende senin gibi yeni öğrendim . Odama geldiğin o gün , sana bunları anlatacaktım . Fakat olanları biliyorsun."
Bunları söylerken yavaş adımlarla karşı yatağa doğru hareket ediyor , elinde büyükçe bir kutuyla yatağın ucuna kuruluyordu . Sözlerine devam etti ;
" Babanız . Bruno Wayne. Sana bunu bıraktı . Kendi anlatamadığı herşeyi buraya kilitlemiş " derken elindeki ahşaptan yapılmış gibi duran , kenarları süslemeli , ucunda da rakamlarla şifrelenmiş kutuyu uzatırken ;
" Dediğim gibi . Herşeyden yeni haberim var . Bu kutuyu senin açabileceğini söyledi . Akşama dene olur mu? Çünkü toplu seans var . Ama istersen katılmayabilirsin" diye eklerken benim tüm dikkatim kutuya yönelmişti.
Kucağıma aldığım bu kutuda ellerimi hafifçe üstünde gezdirirken , oymadan yapılan süsler sanki üzerimdeki bütün negatifliği bir çırpıda siliyordu.
"Geleceğim." diyerek yüzüne çok ciddi bir bakış attıktan sonra Dr. Arvin odadan çıktı. Matt heyecanlı bir şekilde yüzüme bakarken ;
" Şimdi değil. Geldiğimde deneyeceğim. Hoş ne yapacağımı da bilmiyorum ya ! " diyerek hevesini kursağına kadar ittirdiğimi düşüyordum. Ama şuan nedense onu açmak içimden gelmemişti.
"Bak istersen gelmeyebilirsin " diyerek sırtımdaki elinin sıcaklığını hissettiğim Matt' e dönüp
"Buradaki yaşamımın devamını merak ediyorum" diyerek ilginç bir cevap verdikten sonra terliklerimi ayağıma geçirip , üzerimdeki kapşonlunun önlerini fermuarladıktan sonra ,
"Hadi Matt!" diyerek hala şaşkın olan Mattin irkilmesine sebep oluyordum.
Koridorda yürürken hiçbirşey yokmuş gibi davranmam bana bile tuhaf gelirken , Matt iyice endişeleniyordu. Ellerimi cebime sokmuş , şapkamı kafama çekmiş , hızlı ama emin adımlarla yürürken , merdivenlerin sonundaki koridorda gürültüleri duyunca hızlıcaya oraya doğru koşmuştuk.
Büyük bir kalabalık arasında " Ooo" sesleriyle inleyen etten duvarı zorla aşarak , çemberin ortasındaki kavgayı net görebiliyorduk. Thomas ile Harry kavga ediyor , işin tuhaf yanı da Harry dayak yiyordu. Şaşkınlıkla birbirimize bakarken , büyükçe sert bir yumruğu hazırlayıp havaya kaldıran Thomas'ı kolundan yakalamayı başarmıştım.
"Thomas Dur!" sesleriyle sanki rüyadan uyanan Thomas , diğer eliyle yakasını sıkıca kavradığı kanlar içindeki Harry'i yere bırakıyordu.
Dur sesimden sonra bana dönüp gözlerini yüzüme dikince araya giren Matt ; "Sakinleş tamam mı?! Hadi gel " diyerek çekiştirip bir sandalye üzerine otutuyordu. Harry'e yönelip
"İyi misin? " diyerek elimi uzatırken uzunca bir düşünüp , dilini ısırarak kendi içinde verdiği mücadeleden sonra sıkıca elimi tutup ayağa kalkarken , Dr Arvin'in kolumu kavradığını hissediyordum.
"Bu kaçıncı oldu Holly! Hadi yürü!" diyerek kollarımı sıkıca tutan iki adam arasında derdimi anlatmaya çalışrken Matt 'de bizimle birlikte ilerliyor durumu izah etmeye çalışsa da başaramıyordu . Arkamı döndüğümde Thomas Harry'nin omzuna kolunu dayayıp , yüzüme haince gülüşler atarken olayın tezgah olduğunu çok geç farkediyordum.
-----------------------
Bölüm müziği ;
Model - Kehanet
Bölümle ilgili yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum . Sevgiyle kalın .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulaşık Teli - Hastane
Paranormal23.12.14 Bir Akıl Hastanesi! Günler geçtikçe benliğinin yok olduğunu farkeden ve gölge gibi peşinde gezen geçmişini araştıran biri ; "Holly" ve onunla aynı kaderi paylaşan diğer arkadaşları.Birbirinden başka güvenecekleri kimse yok.Küçük bir aşk ile...