DELPHİ #6
"Daniel'ın Kararı"Chris: Gel,burada olmaz.
(Chris soyunma odasına gidip kıyafetlerini değiştirdi. Scarlett onu dışarıda bekledi.)
Chris: Demek bir hacker'sin.
Scarlett: Evet.
Chris: Söylediklerine göre de baya iyisin.
Scarlett: Kendimi övmeyi sevmem aslında.
Chris: Ben severim. Gel. Şurdaki Porche benim. Düzgün bir yere gidelim de ne olup bittiğini güzelce bir anlat.
(Arabaya bindiler. Ve uzaklaştılar.)
---
Mike: Tamam, bak. Şimdi bana her şeyi en başından doğru düzgün anlat tamam mı?
Rose: Sinirlendiğimde bişeylerin değiştiğini fark etmemle başladı. Ben sinirlendiğimde, ya da üzüldüğümde.. Bilemiyorum. Bir şeyler oluyor. Arabanın radyosu gibi mesela. Sonra.. Şu sakallı adamı görmem var. Aldığım garip mesajlar var. Şu kızıl saçlı kız ve sevgilisi var. Ne yaşadığımı gerçekten bilmiyorum, ama bunu çözücem.
Mike: Bunu çözmeyeceksin, birlikte çözücez. Ne olursa olsun yanındayım tamam mı?
---
Chris: Hacker'lık nasık bir şey? Eğlenceli mi?
Scarlett: Yani,bazen.
Chris: Neyse, gelelim şu konuya. Demek Delphi ha?
Scarlett: Evet. Yetenkli gençleri alıp birer kahraman yapıyor. Gücü olan gençleri. Eeee? Senin gücün ne?
Chris: Ben? Aaa şey, ben. Ben insanlara görmedikleri şeyleri gösterebiliyorum.
Scarlett: Nasıl yani?
Chris: Hm, mesela. Şu yan masadaki adama bak.
Scarlett: Evet.
Chris: O adamı bana tarif et.
Scarlett: Kızıl saçlı, yeşil gözlü.
Chris: Tamam şimdi tekrar bak.
Scarlett: Aman Tanrım! Sarı saçlı ve kahverengi gözlü.
Chris: Bilimde bunun adı Optik Yanılsama.
Scarlett: Wow, gerçekten iyiymiş.
Chris: Senin bir gücün var mı?
Scarlett: Hayır, ben sadece hacker'ım.
Chris: Delphi hacker kabul ediyor mu ki? Sadece gücü olan gençleri aldığını söylemiştin.
Scarlett: Bende bilmiyorum, deneyeceğim, göreceğiz.
Chris: Peki bu Delphi denen şeye nasıl ulaşırız?
Scarlett: Öncelikle başka gençlere ulaşmamız gerekiyor. Diğer yetenekli gençlere. Düşündüğün biri var mı?
Chris: Şimdilik yok.
Scarlett: Kız arkadaşın?
Chris: O mu? O inanmıyor bile.
Scarlett: Peki. Şimdi gitmem gerek.
(Çantasından bir kart çıkardı.)
Scarlett: İşte numaram. Eğer aklına biri gelirse ararsın.
(Chris "tamam" anlamında kafasını salladı.)
---
Daniel: Hadi, çabuk olalım lütfen.
(Jordan eldivenleri Daniel'a uzattı. Mağaza soyacaklardı.)
Jordan: Tamam, ben adama silah doğrulttuğumda sen kasadakileri al.
(Daniel kafasını salladı.)
Jordan: Ne o? İsteksiz görünüyorsun.
Daniel: Ben sadece.. Artık bu işi yapmak istemiyorum.
Jordan: Hadi adamım! Çok eğlenicez.
(Daniel çaresizce kafasına siyah maskeyi geçirdi. Soygun yapacaklardı. Tekrar. Soygun.
İç geçirerek Jordan'ı takip etti.
Ortalıkta insan kalmayınca mağazaya daldılar. Jordan "Eller havaya! Bu bir soygundur!" Diye bağırırken, Daniel çabucak kasaya yöneldi. Elindeki çantayı açıp, olabildiğince para doldurdu. Mağazadakiler korku içinde kıvranıyor, ama bir şey diyemiyorlardı. Sokağın köşesinden polis arabasının sesi duyuldu.)
Jordan: Olamaz! Polisler! Çabuk ol, D.
(Daniel çantanın ağzını kapatıp hemen mağazanın arka kapısına koşmaya başladı. Bu sırada polisler mağaza girdi. Daniel hemen "çabuk ol, J." Diye fısıldadı. Ama çok geçti. Polisler Jordan'ı görmüş. Hatta ateş etmişlerdi. Daniel tüm bu olanları arka kapının o minicik camından görmüştü. Jordan çoktan yakalanmıştı. Yapabileceği hiçbir şey yoktu. Onu kurtaramazdı. Yaklaşık 10 saniye boyunca geri dönmeli miyim, yoksa kaçmalı mıyım diye düşündü. Bu 10 saniye ona sanki 10 yıl gibi gelmişti. Hayatının seçimini yapıyordu. Bunca yıllık arkadaşıyla birlikte tutuklanıp onla tekrar beraber olabilirdi. Yada çantasındaki bu paralarla kaçar, kendine yeni bir hayat kurmaya çalışırdı. Kimsenin parasını çalmak zorunda kalmayacağı bir hayat. Polisler Jordan'ın ellerini kelepçelerken, bir an için o küçücük camdan Jordan'la göz göze geldiler. Jordan Daniel'a hayatı boyunca unutamayacağı bir bakış attı. Daha sonra bir polisin sesi duyuldu. "Yalnız değil! Yalnız değil! Biri daha var. Arka kapıdan kaçıyor!"
Daniel bu sesi duyar duymaz hemen koşmaya başladı. Polisler de arkasındaydı. 5-6 sokak boyunca kovalandıktan sonra sonunda polislerin gözünden kaçmayı başarmıştı. Yürümeyi öğrendiği andan beri bunu yapıyordu zaten. İnsanlardan kaçıyordu. Bir an polis sesleri uzaklaşınca rahatladı. Daha yavaş koşmaya başladı. Kimsenin olmadığı ıssız,sakin bir sokağa girdi. Çantayı açtı. Paralara baktı. Kafasını duvara yasladı. Zaten doğru düzgün bir hayatı yoktu. Tek bir arkadaşı vardı. O da artık gitmişti. Üstelik polisin mermisinin Jordan'a gelip gelmediğini de bilmiyordu. Yani Jordan sadece tutuklanmakla kalmamış, yaralanmış olabilirdi. Ölecek olma ihtimali bile çok yüksekti. Daniel tüm bunları düşünürken, o ıssız sokakta, ona bakan, sakallı orta yaşlı bir adam gördü. Adam sadece ona bakıyordu. Daniel arkasında biri var mı bakmak için arkasını döndü. Önünü döndüğünde adam gitmişti.
---
Devam edecek...