Dedektif gözlerini açtığında hemen ayağa kalktı. Elini cebini attı ve telefonunu çıkarıp amirini aradı :
- Alo, amirim. Ormana gelin anlatacaklarım var.
Baygınmış gibi gelen dedektifin sesi amirini heyecanlandırmıştı :
- Dedektif sesin kötü geliyor. Bir şey mi oldu ?
Dedektif :
- Gelin, amirim.
Amir "Tamam" deyip polis teşkilatını toplayıp yola çıktı. Yarım saat sonra ormana gelmişlerdi.
Biraz ilerledikçe ağacın altında oturan dedektife rastladılar.
Amir :
- İyi misin ?
Dedektif :
- Adam ... Adamla o kadının ilişkisi var. Adam kaçacak.
Amir :
- Ne oldu dedektif ? Ne adam ne kadını ?
Dedektif :
- Saat 13 gibiydi. Ormana geldim. En derinliklere ilerledim. Aynen şu an oturduğum gibi çam ağacına oturdum. En başta gördüğüm kadınla, kurbanın kocası konuşuyorlardı. Adam yarın saat 10'da kasabanın boş alanında özel uçakla New York'a gidecek. Kadın biraz burada kalacak. Eğer olayı bırakırsak 3 ay sonra buraya geri dönecekmiş. Eğer bırakmazsak kadını da alıp, gidecekmiş. Adam karısını o kadınla aldatıyormuş. Makyaj ve aksesuarlarla kadını değiştirecek, karısını da başka yerde tutacakmış. Onu başka biri öldürmüş. Neyse, adam gidince kadın beni farketti. Koşmaya başladı. Ayağım takıldı. Kafamı şuradaki dala çarptım.
Amir :
- Orayı ablukaya alalım. Akşam saat 5'e kadar ormandaki her yere tek tek bakılacak.
Polisler "Tamam amirim." deyip ormana dağıldılar. Dedektif bu arada sızlayan kafasına buz koymuştu. Kafasında her şeyi toparladı ve amirinle konuşmaya başladı :
- Bence, şu ormandan vazgeçip kadının evine baksak daha iyi olur, amirim.
Amir :
- Tamam. Peki, sence cinayeti kim işledi ?
Dedektif :
- Evi araştıralım da inşallah bulacağız. Önemli olan kadını yakalamak ve adamı kaçırmamak. Amirim adamı şimdi yakalamayacağız değil mi ?
Amir :
- Tabiki de. Suç üstü yakalarsak haklı çıkarız. Şimdi yakalasak delil yetersizliğinden serbest kalır. Suç üstü olursa hemen içeri tıkarız. Polislere telsizle gideceğini haber verir. Hepsi asistanın arabasına binerler ve eve giderler.
Kapıyı çaldıklarında kurbanın kocası açar ve büyük bir şaşkınlıkla :
- Buyurun, kime bakmıştınız ?
Dedektif :
- Pınar Hanım'ın eşi Ümit Bey siz misiniz ?
Ümit Bey :
- Evet.
Dedektif :
- Eğer izin verirseniz içeri girip biraz araştırma yapacağız. Bu amirim Kadir Yeşil bu da asistanım Pelin Sümer.
Ümit Bey :
- Buyurun.
Dedektif eldivenlerini giyip, kurbanın cep telefonuna bakar.
Dedektif :
- Bu Pınar Hanım'ın telefonu mu ?
Ümit Bey :
- Evet
Son arayan numaralardan bir numara görür ve hemen not defterine yazar. Mesajlar ise bomboştu. Amir ise bazı odalara bakar.
Ümit Bey :
- Yalnız, izin göstermeniz lazım. Buraya gelip evime geliyorsunuz.
Amir :
- Ben varım. Olur mu ?
Ümit Bey :
- Haydi, bir daha olmasın.
Amir :
- Tamam, tamam. Gidelim.
Dedektif, amir ve asistanı arabayı binerler. Dedektif :
- Numaraya ulaşamıyor.
Dedektif, amir ve asistan giderler. Gecenin ardından sabah olur. Saat 9'da kasaba polis kaynamaktadır. Bir grup ormanı bir grup da kasabanın girişini kontrol etmektedir. Özel uçağın yakınlarında bir yere gizlenen amir, dedektif ve asistan adamı beklerler. Adamın aracı gelir ve adam içeriden bekler dedektif arkadan seslenir :
- Ümit Bey seyahate mi gidiyorsunuz ?
Ümit Bey şaşkınlık yaşar.