Bölüm 15: Kutsal Ruhların Kehaneti

557 50 384
                                    

Bölümde geçen müzik: Fly Me To The Moon - Midnight Version. 

Orijinal versiyonunu şiddetle tavsiye eder ve Türkçesine de bir bakmanızı öneririm. :) 

Keyifli okumalar^^

------------

Kan kızılı güneş batmaya yüz tutmuş, ulu dağların ötesinde ufka kavuşmak için sıkı sıkıya bağlı olduğu göğü bırakıyor, aşağı süzülüyordu. Sıcak tonlardaki renkleri ahenkle birbirine karıştırıp yeryüzünü bir gayret aydınlatmaya devam ediyordu. Havanın kararmaya başlamasıyla, insanların hanelerine çekilip akşam sükunetine bürümeleri gerekirdi, lakin bu ışıkların aydınlattığı minik şehir, şen bir eğlence havasındaydı, insanların gülüş ve bağırışları havayı dolduruyordu. Hatta sema ne kadar kan bürürse, insanlar da o kadar evlerinden sokaklara dökülüyor, neşe ve keyifli bir keşmekeş oluşturuyorlardı.

O sırada evlerinin etrafından birbiri ile hararetle konuşarak geçen insan topluluklarının sesleri, açık pencereden odanın içerisine ulaşıyordu. Tezgahın önünde, kolları dirseklerine kadar sıyırılmış elindeki tabağı bir bezle ovalayan Luo Binghe, kulaklarına ilişen kahkaha sesleriyle başını pencereye doğru çevirip, dışarıya göz atmıştı. Etraf al renge boyanmıştı. Daha sonra başını geri önüne çevirip arkasına doğru seslenerek, "Shizun sanırım başladı." dedi ve işini yapmaya devam etti.

Arkasında yuvarlak bir masadaki tabakları ve bardakları toplayıp üst üste yerleştiren Shen Qingqiu ise, kendi kendine mırıldanır halde ona bir cevap vermemişti. Ardından topladığı bulaşıkları aheste aheste tezgaha götürüp bıraktığı vakit, Luo Binghe onları kendi önüne çekerken bir taraftan da dalgınca mırıldanmaya devam eden Shen Qingiu'ya garipsemiş bir bakış attı. Sanki bir melodi şekilleniyordu mırıltılarından. Diğeri onu fark etmeyerek yeniden masaya gidip düzenlemeye devam ederken, Luo Binghe tekrar, "Shizun?" diye seslendi.

Adam bir başka bulaşık takımını ona aktardığı vakit, ilgiyle bakışlarını Luo Binghe'ya kaldırmış, kaşlarının merakla havalanmış bir durumda şahsını süzdüğünü keşfetmişti.

'Ahh... Sanrım bana bir şey söyledi...' Dedi içinden.
Sonrasında zihninden 'Sistem,' demiş ve önünde çıkan "{≡ ⊴ ⊲ ⊚ ⊳ ⊵ ∅ }" sekmesinden "" tuşuna basarak beyninin içinde çalan müziği durdurmuştu. Bu Sistem'in güncelleme sonrası seçtiği salatalık seçeninden kazandığı "Salatalık Müzik Çalar" ödülüydü. Ve sahiden epey kullanışlıydı. Shen Qingqiu'nun bu, avare avare dolaştıkları boş vakitlerde Sistem'i kurcalamaya birçok fırsatı olmuştu, ve önceden aldığı bu ödülünün o anda yeniden farkına varmıştı. İçeriğinde belli başlı müzik türleri ve şarkılar vardı fakat niye de, aşina olduğu melodileri yeniden yad etmek Shen Qingqiu'ya iyi gelmişti. Tesadüfe bakın ki, Sistem'in tanzim ettiği şarkı listelerinin çoğu ona hitap ediyordu, bu yüzden ister istemez sürekli müzik dinlemeye başlamıştı.

"Ehem... Özür dilerim dalmışım, ne diyordun?" Diye mahcupça konuşurken, bu kez dikkati büsbütün Luo Binghe'daydı.

Luo Binghe bakışlarını ondan çevirip bulaşıkları önüne çekerken, "Diyordum ki, insanlar sokağa çıkmaya başlamış. Geçit töreni birazdan başlayacaktır." diye düz bir tonda konuştu. Meşgalesi ile uğraşırken, Shen Qingqiu'nun yoğun bir "Mhm." çıkardığını duydu. Temiz bir bez alıp masanın üzerini silerken kulağa hoş gelen ses tonuyla, "Seslerini duyuyorum. Pek bir şenlikli. Bunu bitirince, biz de dışarı çıkabiliriz." diye devam etti.

İkili tezgahın önünde yan yana durmuş, biri bulaşıkları yıkarken diğeri kurulayıp bir kenara kaldırıyordu. Pek tabii bu sırada Shen Qingqiu yeniden müzik dinlemeye başlamıştı. Luo Binghe kendine daha fazla hakim olamayıp, "Shizun bu mırıldandığın şey nedir?" diye sorana değin, onun kendi kendine melodiler çıkararak işini yapmasını seyretmişti. Neyse ki Shen Qingqiu öncekine nazaran çok yüksek sesli dinlemiyordu ve bu soruyu rahatça duyabilmişti.

I Won't Let You Go ✓SVSSS [ғᴀɴғɪᴄᴛɪᴏɴ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin