"Yazın sonunda bambaşka biriydin o zaman. Yetenekli, güçlü ama çok şey görüp geçirmiş biri."
Draco acıyla karışık güldü. "Sanırım. Tek bildiğim artık çocuk olmadığımdı."
Hermione içindeki coşkun merhamet hissine karşı koyamıyordu daha fazla. "Sana s...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Draco o tuhaf görünümlü dolapla ne yapıyordu?" diye soludu Harry. Hogwarts Ekspresi kalkalı neredeyse yarım saat olmuştu. Harry, Hermione ve Ron boş bir kompartman bulmuşlar ve hemen yerleşmişlerdi. Tren, sanki olabilirmiş gibi her zamankinden daha yavaş ilerliyordu.
Harry'nin heyecanla sorduğu bu soru üzerine Ron ve Hermione ona döndüler. Hermione, dün gece gördüklerinden sonra Harry'nin bu konuda bu kadar geç konuşmasına şaşırmıştı doğrusu. Bu konuşmanın bu kadar geç gerçekleşmesi, Harry'nin ciddi teoriler ürettiği ve tüm gece buna kafa yorduğunu gösteriyordu. Keza aynı şeyi tüm gece Hermione de yapmıştı. Kendisi de tüm gece boyunca Draco Malfoy ile annesinin orada ne yapıyor olabileceklerine dair sürüyle teori üretmişti. Ve anlaşılan bu teorilerden bazılarını Harry'den de duymak üzereydi.
"Ve o insanlar da kimdi?" diye devam etti Harry heyecanla. "Anlamıyor musunuz? Yaptıkları bir ayindi. Yani bir kabul töreni."
Hermione, Harry'den gelen bu teoriye şaşırmadı doğrusu. Bunu bekliyordu. Ama yine de bu teoride canını sıkan bir şeyler vardı. "Kes şunu Harry." dedi sadece. "Nereye varmak istediğini anlıyorum."
Harry Hermione'ye aldırmadan, "Ama oldu." dedi inatla. "Artık onlardan biri."
Konuşmaları anlamlandırmaya çalışan Ron, Harry'nin ne ima ettiğini anlayamamıştı. "Kimlerden?"
Harry bunun üzerine Hermione'nin yüzüne baktı. Harry, Ron'a onun cevap vermesini bekliyordu. Hermione başını inanamıyormuş gibi iki yana salladı, bezgin bir nefes verdi. "Harry, Draco Malfoy'un artık bir Ölüm Yiyen olduğunu düşünüyor."
Ron kaygısız bir kahkahata atarak, "Uçmuşsun sen." dedi. "Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen Malfoy gibi birini ne yapsın?"
"O halde Burgin & Burkes'te ne işi vardı? Mobilya mı baktı yani?"
"Orası acayip bir dükkan. Ve o da acayip biri."
"Dinle," dedi Harry Ron'a doğru. Hermione bu konuşmanın gidişatından pek hoşlanmamıştı. Ellerinin arasındaki Büyü Tarihi kitabını okumaya geri döndü. "Draco'nun babası bir Ölüm Yiyen. Bu son derece normal. Ayrıca Hermione bunu kendi gözleriyle gördü."
Hermione koptuğu konuşmaya tekrar dahil olmaktan rahatsızlık duyarak elindeki kitabın kapağını sertçe kapattı. "Sana söylediğim şey Harry, ne gördüğümü bilmediğimdi." diye izah etti. Tüm yaz Harry'e bunu net bir şekilde açıklayabildiğini düşünmüştü. Lucius Malfoy'u Bakanlıkta görüp görmediğinden emin değildi. Ama görünüyordu ki Harry bunu kabul etmemekte ısrarcıydı.
Harry arkadaşına bir süre bir şey demeden boş gözlerle ikisine baktı. Ardından, "Temiz hava almalıyım." diyerek kompartımanın kapısının sürgüsünü çekip dışarı çıktı.
Hermione, uzun bir süre Harry'nin çıktığı kapının arkasından baktı. Bunu çok çabuk kabullenmek istemese de Harry'nin tahmininin gerçekliği yüksek olabilirdi. Hermione'nin de, dün gece orada Draco'yu ve tüm o insanları gördüğünde ilk aklına gelen şey bu olmuştu. Ama bu yine de bir şeyleri kanıtlamazdı ve orada gördükleri her anlama gelebilirdi. Draco Malfoy gibi birinin -her ne kadar soyadı Malfoy olsa bile- böyle bir ayine katılma olasılığını düşünemiyordu. Hem Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen gibi biri -tıpkı Ron'un söylediği gibi Draco Malfoy kadar genç ve cahil birini neden bir Ölüm Yiyen yapmak istesin ki? Bu, her açıdan mantıksız geliyordu.
Ama aynı şekilde kafasını karıştırıp canını sıkan başka şeyler de vardı tabi. Lucius Malfoy'un geçen yıl Bakanlık'ta bir Ölüm Yiyen olarak görünmesinin ve Azkaban'a atılmasının ardından Draco ve annesinin birtakım kötü niyetlerle Ölüm Yiyen'lerle görüşmeler yapma olasılığı gibi.
"Hermione, sence de böyle bir şeyin ihtimali var mıdır?" diye sordu Ron yanında oturan kıza dönerek.
"Bilmiyorum, Ronald." diye mırıldandı genç cadı arkadaşına bakmadan. Bu durum canını sıkmıştı, trenin -sanki olabilirmiş gibi daha da yavaş gitmesi kadar canını sıkmıştı üstelik. Tekrar kitabının sayfalarına döndü. "Ama eğer böyle bir ihtimal varsa bile, bu her anlamda korkunç olurdu."
Ron bunun üzerine bir şey demedi ve Hogwarts'a varana kadar camın arkasından akıp giden ovaları inceledi. Draco'nun gerçekten bir Ölüm Yiyen olma olasılığını kafasında tartıyordu.
Hermione ise her ne kadar uğraşırsa uğraşsın, baktığı ve okumak istediği kitabının sayfalarında dün geceden görüntülerin dolaşmasına engel olamıyordu. Gerçekten de Draco Malfoy artık bir Ölüm Yiyen olabilir miydi? Tıpkı Ronald'a dediği gibi bunun ihtimali varsa bile korkunç sonuçlara yol açacağı aşikardı. Hogwarts'a kalan tüm yol boyunca Hermione Granger, kitabında aynı sayfaya bakarak bu korkunç sonuçların neler olacağını düşündü durdu.
