Bölüm Biblosu : My Friend (Arkadaşım).
#2.Bölüm #
Yanlış seçimlerin bedellerini ödemek bu kadar zor mudur? Önüne çıkan yol ikiye ayrılırken,neden hep dikenli yollara yürür çıplak ayakla insanoğlu? Ya da neden bile bile yangınlara atar savunmasız kalbini? Peşinden sürüklendiği duygunun adına aşk demekten bile acizken,neden kalbini harlanan ateşlere salar? Gençlik macerası,hoş duygular... Ne denir ki bu duruma? İhanetle ezilen kalbi kim eski haline getirebilir peki? Nasıl getirebilir...Oyun hamuru muydu kalp? Oynanmak,ezilip büzülmek,sonra tek bir hamleyle ilk haline döndürülmek için mi vardı? İlk haline gelir miydi ki öyle kolayca? Çocuk oyuncağı mıydı?
Kalp bu kadar esnek değildi belki ama bazıları ihaneti umursamayacak kadar geniş yürekliydi.
Elinde buruşturup top haline getirdiği kağıda baktı adam. Bir zamanlar,bir kadının uzun tırnaklı,acımasız ellerinde tortop edildiği kalbine benzetti istemsizce. Kağıdı usul hamlelerle açtı. Fakat eski haline dönmemişti. Dümdüz olan kağıt şimdi buruşuktu,kırışıktı. Tıpkı bir zamanlar pürüzsüz olan kalbinin kırıklarla dolması gibi,paramparça olması gibi...
Aniden gelen öfke kriziyle masada ki kalemi kapıya fırlattı bir hamlede. Geniş,deri sandalyesine yaslanıp gözlerini kapadı ardından. Bir kaç dakika geçmişti ki açılan kapıyla araladı göz kapaklarını.
" Kardeşim! Ne bu hâl? Yine gelmiş sana soldan soldan sanırım.." diye mırıldanan arkadaşını görmezden geldi. Şimdi hiç onun şebekliklerini çekecek havada değildi. " Tamam cool adamsın falan ama pas ver arada. Ezikliyorsun lan hep..." dedi sahte üzgün bir ifadeyle. Ardından masada duran kahveyi alıp dikti kafasına. Geri püskürtürcesine " Bu ne ya? Buz gibi olmuş bu!" diye söylendi.
" Koray biraz daha konuşursan daha kötü hissedeceksin kardeşim!" diye cevap verdi. Koray anlamıştı bir şeyler olduğunu.
" Var sende bir şeyler. Ne oldu?"
" Salih... Karşıda ki AVM ihalesine girmiş. O şerefsiz adamdan bir kurtulamadım! Geçmişi hatırlatmak istercesine önüme çıkıyor her seferinde. Yoluma taş koyuyor.. Ama onu öyle bir yok edeceğim ki,görecek.." dedi hırsını sesine dökercesine.
" Oğlum onlar sağlam adam değil,biliyorsun sen de. Zaten o kadın açtı bizim başımıza hepsini. Neyse yine konuyu ona getirmek istemiyorum. İhaleden çekilsen.." diyordu ama nafile.
" Bu ihale de önemli olan para ya da yeni bir iş değil Koray. Her seferinde,her işte kendini ortaya atıyor,hem de büyük meblağlarla,hiç umursamıyor bu işi. Aramızda gizliden gizliye bir savaş başlattı. Ben ne kadar ondan uzak durmaya çalışsam da o üzerime geliyor. Ondan uzak durmamın tek sebebi Yusuf'a bir zarar gelmesini istemeyişim." dedikten sonra soluklandı. Şimdiki aklı olsa,o kadının yanında bile durmazdı ama iş işten geçmişti. Bir hata yapmıştı yapmasına ya,bırakmıyordu peşini bir türlü. O pisliğin lekesi üzerine yapışmış,çıkmıyordu.
" Kemal Amcayla konuştun mu hiç? Ne diyor bu şerefsiz hakkında?" diye sordu Koray merakla.
" İhalede bizden başka kimse yoktu biliyorsun,biz teklifi arttırınca çekildi tüm şirketler. Son anda bu çıkınca babam sordu kim diye.. Bende söyledim işte. Zaten babam da geri adım atacak gibi değil." O adamın -adam bile demek istemiyordu- olduğu her işte bir şer çıkıyordu. İsmini duyunca bile sinirleri bozuluyordu Cihan'ın.
Koray sıkıntıyla önündeki bardakla oynarken Cihan da elindeki siyah kalemi çeviriyordu. Kapının tıklatılmasıyla dikkati dağıldı ikisinin de.
" Cihan Bey,öğleden sonra insan kaynakları departmanında ki yeni çalışanımızla bir toplantınız vardı,haber ver demiştiniz." dedi asistanı Asya içeri girdikten hemen sonra.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Tozu(Tamamlandı)
General FictionSen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin, Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin. Bir ısıtır,bir üşütür,bir ağlatır,bir güldürür; Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin. -Özdemir Asaf-