strawberries and cigarettes, namgi

ikimizin de yanakları kıpkırmızıydı

Plum dinlerken atıyorum bolumu, Troye'a asigim ben cok asigim

Iyi okumalarrr💖

*

Akşam vaktiydi, güneş batmak üzereydi. Yine bir buluşmadan dönüyorduk, parka gitmek istemiştin. Yine şaşırmıştım, çünkü dedim ya, oraya sadece ağlamak istediğin için gittiğini sanıyordum. İtiraz etmemiştim, ellerimiz birbirine kenetli o banka kadar yürümüştük.

Banka oturduğumuzda heyecanlı gibi gözüküyordun, sürekli ellerinle oynuyordun. Ne olduğunu sordum, sadece kafanı kaldırıp baktın. O gün geldi gözlerimin önüne, o gün de böyle bakıyordun fakat bu sefer gözlerinde mutluluk vardı, gözyaşların yanaklarından süzülmüyordu.

Çantana uzandın, çileklerini çıkardın ve elime verdin. Gülümseyip yemeye başladım. Ve birinci çileğimi bitirdiğimde, yine beklenmedik bir şey yaptın.

Dudaklarıma uzandın ve öptün, ikimizin de dudaklarında çilek tadı vardı ve hayatim boyunca yaşadığım en iyi an gibi hissetmiştim. İlk başta şaşırmıştım, sonrasında karşılık verdiğimde gözlerimi kapatmıştım. Hem dudaklarının, hem de çileklerinin tadı aynı anda fazla gelmişti fakat şikayetçi değildim, hoşuma gitmişti.

Beni öpmüştün. Dudaklarımızı buluşturmuştun. Geri çekildiğinde ikimizin de yanakları kıpkırmızıydı, aynı senin çileklerin gibi.