Simay Sargun
MEHLİKÂ
10.BÖLÜM
Ruh gibiydi. Bedeni, aklı, kalbi, her şeyiyle mahvolmuş durumdaydı Efsun.
Düşünme yetisini kaybetmişti artık.Ne yapacaktı? Kaybetmekten bu kadar korkarken, hasta bir adamla ne paylaşacaktı? Gözyaşları içinde uzandığı yataktan doğrulurken, saat neredeyse 5'e geliyordu. Böyle eli, kolu bağlı oturtamazdı. Ne olursa olsun Emir ile konuşmak zorundaydı.Ama bu cesareti kendisinde bulamıyordu. Karşısına geçip ne söylemesi gerektiğini dahi bilmiyordu ki. Bunun yüzleşmesini nasıl yapacaktı? Hızlıca üzerine değiştirip kendisini evinden dışarıya attığında ormanın içinde yürümeye başladı Efsun.
Elinde fotoğraf makinasıyla kafasını dağıtmak isterken, olduğu yerde kalarak köşede ölü bir kedi yavrusu gördü. Baş ucuna geçip yere çöktüğünde elini uzatıp dokunmak istedi ona, ancak bir anda kendisini geriye doğru atarak yere oturduğunda, ayaklarını karnına doğru çekerek hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
Ölmüştü işte...Minicik, küçücük bir kedi yavrusu ölmüştü. Şimdi annesi üzülmeyecek miydi? Ailesi üzülmeyecek miydi onun? Bağıra bağıra ağlamaya devam ederken, ayağa kalkacak mecali dahi kalmadığını hissediyordu genç kız.
Ama ayaklanmak zorundaydı. Ayaklanıp, düşünüp ve bir karar vermek zorundaydı.
Aksi halde asla ama asla iyi olmayacaktı. Bu da onun imtihanıydı işte, sevdikleriyle sınanıyordu ve sınanacaktı. Yapması gereken tek şey bu durumu kabul etmekti. Emir hastaydı ve bu durumda ne yapacaktı? Bilmiyordu. Kesinlike bilmiyordu.─═☆ ☆═─
Merkezde ki eve geldiklerinde, Emir derin bir nefes alarak etrafına bakındı. Bir süre burada kalmaya karar vermişti çünkü durumu pek iyiye gitmiyordu. En azından Sadullah buradaydı ve bir isteği olduğunda ona ilete bilirdi."Sonunda burada yaşama kararı aldın kardeşim! Neydi orası öyle ya? Rutubetli, eski..."
"İdille fazla mı takıldın sen?"
"Takılmamıza fırsat verse takılacağım ama benden pek haz etmiyor" diyerek sırıttı Sarp.
Emir düşünceli bir ifadeyle başını ellerinin arasına aldığında, şu anda sadece ama sadece Efsun'u görmek istediğini farketti. Ondan uzak kalmak istedikçe, daha fazla bağlanıyordu. Ama bunu ona yapamazdı. Efsun'a ümit veremezdi. Ne zamana kadar yaşayacağı bile belli değilken, aralarında bir ilişki olamazdı. Yine de ümit vermeden, bir şekilde onun yanında olmasını istiyordu.
"Efsun'u ara, buraya çağır"
"Ne? Oğlum sen çağırsana. Ben niye çağırıyorum?"
Sarp artık Emir'e şaşırmadan edemiyordu.Normal şartlarda eğer Efsundan hoşlanıyorsa sonuna kadar gider ve onu elde etmek için çabalardı Emir. Ama karşısında fiziksel olarak eski Emir olmadığı gibi, huy olarakta eski Emir kesinlikle yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEHLİKÂ
RomanceBir anda fısıldaşmalar arttığında, Efsun arkasına doğru döndü ve sarı spotların yanan ışıkları altında hayal gördüğünü düşündü. Evet kesinlikle hayal görüyordu.Bu karşısında gördüğü adam o değildi. O olamazdı... Gözlerini kırpıştırarak derin bir ne...