Hoşgeldiniiiiiz efeniim. Sizleri ne çok özledim bir bilseniz..
Ha-haa-haaaapşuu !
Çok yaşayayım tabi çok yaşayayım,sağolunuz.Lakin bu hastalık beni heder etti.Mafetti.
Kaç gündür yataktan çıkamadım.
Ayy nasıl hasta oldum anlatayım efenim.Şimdi size demiştim ya hani araştırma ödevim var diye,işte ben o ödeve o kadar odaklanmışım ki...Ayy ben camı açık unut,ayy bir de yorgunluktan uyuyakal.
Haydiii bakalım,resmen hastalığa davetiye çıkarmışım.
Ama o kadar yorgundum ki kafamı masaya koyar koymaz uyuyakalmışım. O gün de bulut kardeşler Bay Rüzgar ile sabahlara kadar konuşmuşlar.Öyle bakmayın,onların en ufak fısıltıları burada fırtına oluşmasına yeter.Dünyaya ulaşana kadar fırtına,özelliğini kaybediyor,hafif rüzgar olarak geliyor gerçi.
Her neyse işte sabah çaycı efendi görmüş o halde beni,ateşler içinde yanıyormuşum.
Hemen Bay Buzdağını çağırmışlar,sonra demişler ki saçmalamayın,kızı iyice hasta edeceksiniz.Sonra Bay Güneş'i çağırmışlar. Bay Güneş de hastayım diye beni hemen iyileştirmek için iyice sıcaklık vermiş.Amanın o nasıl bir sıcaklıktır... Yandım Anam ! diye bi bağırdım ki sormayın gitsin.
Baş masalcı dünyaya inmişti o ara.Yani danışabileceğimiz pek kimse yoktu.
Balonya'nın başkanına gitmiş bizimkiler.E adamın işi başından aşkın.Demiştim ya festival var diye.
1 dakika,burnum için temizlik zamanı.
Şu peçeteyi uzatabilir misiniz? Burnum bugünlerde fazla şımarık.Sürekli onu sevip dokunmam için akıp duruyor.Bu arada birazdan çevreye vereceğim gürültüden dolayı özür dilerim. ^^
Hah,ne diyordum;en sonunda çaycı efendi demiş ki 'Bre millet ! Doktoru neden çağırmıyoruz ki biz?'
Tabi herkes o anda bir durmuş.'Hakkaten, demişler. 'Neden doktoru çağırmıyoruz?' Sonra bizim Saf öykücü var. Koşa koşa gitmiş hemen doktoru çağırmaya.
Fakat Balonya'da doktor yoktur ki.
O an kimsenin aklına gelmemiş.Çünkü burada hastalanan kişi sayısı çok az.Normalde bende hastalanmam.Bünyem kuvvetlidir ama işte yorgunluktan sanırım kendimi biraz ihmal edivermişim.Saf öykücü nefes nefes yanımıza geldiğinde demiş ki 'Doktor yok.' O anda herkes 'Haa,doğru ya.Burada doktor yok.' O ana kadar koruduğum sükunetimi bozdum ve 'Neden şifalı bahçeye gitmiyoruz?' dedim.
Bahçeye gittik.Çiçeklere selam verdim.Onlar da bana selam verdi.Bir görseniz çok tatlılar.^^
Oturduk hoşbeş sohbetten sonra oradaki koltuğa oturdum.Otururunca bana bir ağırlık çöktü ki anlatamam.Uyuyakalmışım.Meğersem uyumama sebep çiçeklerin salgıladığı kokularmış.Beni tedavi etmek için uyutmuşlar.Uyandığımda kendimi daha iyi hissediyordum tabiki.Ama hala tam anlamıyla iyi değildim.Akşam dostum Bay Gökkuşağı geldi ziyaretime.Kendi karışımından getirmiş.Bir dikişte bitirdim.Çok lezzetlidir karışım.
Şimdi isterseniz size ondan ikram edeyim. ^^
Aman canım çok uzadı değil mi,bende farkındayım.
Ertesi gün Baş masalcı geldi ve beni dizine yatırtıp bana bir masal anlattı. Masal bittikten sonra eskisinden de iyi oldum. Baş masalcı böyledir işte.Bir gün tanışmanızı isterim ^^Eee şeker şeyler,ne çok konuştum değil mi? İster inanın ister inanmayın,hastayken neredeyse hiç konuşmadım.Ayol konuşacak halim mi vardı,sizde pek alemsiniz.:)
O zaman şimdi hikayemize geçelim.Tabi önce şarkımızı açalım. ^^David Guetta - Dangerous
Bu adamın şarkılarına bayılıyorum yahu ^^
Hah,Bay Gökkuşağının karışımı da gelmişken bende hikayeme başlayayım.
Haydi bakalım. ^^^ Erkek Fatma ^
***
Saçını bağladı ve şapkasını ters taktı.Tişörtünü düzelttikten sonra ayakkabılarını giydi ve eline topunu alarak dışarı çıktı. Mahalleye adımını atar atmaz bir köşede oturmuş çekirdek çitleyen kızlar onu görünce birden gülüşmeye başladılar.İçlerinden biri ''Erkek Fatma yine top oynamaya mı gidiyorsun?'' diye bağırdı.
Kız,cevap vermeyerek yoluna devam etti.Onlar gibi olmadığı için yargılanmalara ve yadırganmalara alışmıştı.Nefesini boşa harcamayacaktı yeniden.
Sahaya gelince boş potalardan birine gitti ve ısınma hareketlerini yapmaya başladı. Ardından potadan biraz uzaklaştı ve atış yaptı.İsabet etmedi.Topu düştüğü yerden aldı ve tekrardan atış yaptı.Sahadaki diğer çocuklar kızın varlığını ilk başta yadırgasa da zamanla alışmışlar hatta kendi aralarına bile almışlardı.Ama bu dalga geçmedikleri anlamına gelmezdi. Fırsat buldukça kızla dalga geçiyorlar,kendilerince eğleniyorlardı.Kız her seferinde ağızlarının payını vermek istiyor ama tam anlamıyla yapamıyordu.Erkek gibi davranmanın nesi kötüydü ki? Bir ara baskılara dayanamamış akranları gibi olmayı denemiş,moda dergileri almış,yakışıklı erkek resimlerine bakmış,pembe dizi izlemeye çalışmış,annesinin eteklerini,topuklu ayakkabılarını giymiş hatta makyaj bile yapmıştı.Ama işi bitince ve aynaya bakınca kendini tanıyamamış ve yansımasından nefret etmişti. Rimel ve parlatıcı bir yere kadardı tamam ama topuklu ayakkabı mı?! Allah korusun !!
Kız bilmem kaçıncı atışını yaparken sahadaki oğlanlar onu maça davet ettiler.Kız hemen kabul etti.Ama karşı takımda bir eksik vardı.O sırada sahaya bir oğlan girdi.
Kavruk tenli,kaslı,uzun boylu,dağınık saçlı,yürüyüşünden bile kendini beğendiğini belli eden bir oğlan.
Karşı takım 'Ooo bro,hoşgeldin.Bizim takımdasın.' dedi.Oğlan beyaz dişlerini göstere göstere sırıtırken rakip takıma baktı ve kızı görünce şaşırdı ve durakladı.
Kumral saç,mavi göz,hokka burun,uzun kirpik,0 makyaj,bol kıyafetler...''Hımm.'' dedi oğlan içinden.''Bu kız diğerleri gibi değil. Erkek gibi giyinmiş ama içinde küçük bir kız çocuğu olduğundan eminim.Bunu kimseye göstermek istemediği için de kendini böyle korumaya almış.''
Bakışlarındaki şaşkınlığın az ötesinde kızı beğenmiş olması da vardı ama bunu kimse fark etmedi.
Kıza doğru bakıp ''Abini çağırmaya falan mı geldin,anneniz mi çağırıyor,hadi gidin.Burada maç yapacağız.'' dedi.Kız tam cevap verecekken oğlan diğer rakiplerine dönüp:
''İsterseniz şimdiden bizi tebrik edin.Maçı nasıl olsa kaybedeceksiniz.'' dedi. Kızın takımında homurtular yükselirken kız topu eline aldı ve yerde 1-2 kere sektirdi.
''Madem kendinden bu kadar eminsin o zaman dikkat et de maç sonunda egonu top yapıp sektirmeyelim dizimizde.''Kızın takımından ''Oooooohaa,vooov voooov,süper! '' sesleri yükselirken oğlan beklemediği bu cevap karşısında ne yapacağını bilemedi.
Şaşırdığı şey ise kızın top sektirişindeki ustalıktı,ona bakarken gözlerindeki ifadeydi,hele ona kızarken o gözlerinin kısılışı...
Oğlan bunları düşününce daha çok öfkelendi.''Sen de dikkat et bir yerine top gelirse ağlama.''
Kızın sol dudağı alayla yukarı kıvrıldı ve hiçbir şey demeden kafasını iki yana salladı.Takımlar yerlerini aldıktan sonra maç başladı.Kızın takımı oğlanı gördükleri an çöküşe geçse de kızın oğlana verdiği cevaplarla motive olmuş maça iyice asılmışlardı.Oğlanın takımı ise nasılsa yeneriz havasında oldukları için öylesine oynuyorlardı.Ama karşı takımın hırsını görünce onlar da kendilerine çeki düzen verdiler ve maç iyice kızıştı.
Kızın elinde top varken oğlan kızın yanına gidiyor topu almaya çalışıyordu.Ya da top kendi elindeyse bilerek kızın oraya gidiyor onunla mücadeleye girmek istiyordu.Kız beklediğinden daha haşin çıkmıştı ve bu oğlanın çok hoşuna gidiyordu.
İçinden '' İçindeki o küçük kızı ben keşfedeceğim.'' diye geçiriyordu kızın yanına her gittiğinde.Oğlanın takımı bir 3'lük atınca skor eşitlendi ve top kıza geldi. Tam atışını yapacağı sırada oğlan topu,kızdan aldı.Kızın takımından biri topu tekrardan aldı ve kıza pas attı.Kız potaya doğru giderken birden karşı takımdan birinin dirseği kafasına geldi ve kız kendini yerde buldu.Hamle çok sert gelmişti.Oğlan hemen kızın yanına çöktü ve kafasını kolunun altına aldı. Herkes korku içinde oğlan ve kıza bakıyorlardı.Birden oğlan bağırdı. ''Biriniz ambulans çağırsın.Ne bakıyorsunuz aval aval?''
Ambulans gelene kadar oğlan kızı bırakmadı.
Ambulans gelse de bırakmazdı.
Ambulans gitse de.O gözler ona bir daha bakmalıydı.
O alaycı sırıtışı bir daha görmeliydi.
O küçük kızı keşfetmeliydi...
***
deyip maçı bitiriyorum. Ahahahah :D
Eheheh ^^
Ya ama bakmayın öyle. Spor manyağı etiketi de yapıştırmayın hemen yahu.Napayım yani hastayken yapacak bir şeyim yoktu bende çaycı efendi ve Saf öykücüyle basketbol maçı izledim.
Her şeyden hemen etkilenen biri olarak da hikayelerime yansıyor,napayım ^^
Ama şimdi yani bu maç çok güzel bir maç değil mi? Bir aşkın filizlendiği bir maç. İşte bu maç desteklenir. ^^
Bu arada hikaye burada bitmedi.
Birden bu hikayeyi 2 bölüm yapmaya karar verdim.Baş masalcı biraz kızabilir.Genelde tek seferde bitirmemizi ister çünkü.Masal okulunda da böyle gördük ama aramızda kalsın bu istisna olur mu,şşş ! ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Balonya-ASKIDA-
Short StoryEvet,hoşgeldiniz. Her yer rengarenk balonlarla çevrili gördüğünüz gibi. Buranın adı '' Balonya. '' Ve ben de buranın masalcısıyım. İşim kolay gibi görünebilir lakin davulun sesi uzaktan hoş gelir. İnsanlara masal anlatmak sanıldığı kadar kolay d...