29.BÖLÜM: FARK EDİLME

3.1K 113 7
                                    

Gençler ben yanlışıkla bu bölümü atmadan diğer böllümü atmişim. Kusura bakmayın gerçekten.

Elif ' ten
Serhatla tuvalette kilitli kalmıştık. Bir an telaşlanıp ne yapacağımı şaşırmıştım. O yüzden bir sağa bir sola gidip duruyordum. Serhat omuzlarımdan tutup beni durdurana kadar aklımda çok fazla saçma düşünce dönmüştü. Kafamı kaldırıp ona baktım. Serhat gülerek
"Elif sakin ol. Dünyanın sonu değil. Hem kütüphanedeki gibi olmaz aşağıda bir sürü insan var biri yokluğumuzu fark eder." doğru söylüyordu.
"Ne biliyim bi an panikledim. Telefonun yanında mı arasana Eylülü ya da selini."
Serhat "bende senin yanındadır diye düşünüyordum. Odada bıraktım ben."
"Bende sofrayı kurarken masana bırakmıştım."
"Merak etme ya annem falan gelir birazdan." o sırada kapının yanındaki alet çantasını fark ettim.
"Serhat şimdi onlar fark etmezki bizi yemeğe dalmişlardır. Sen şurdaki takım çantasıyla açmayı denesrne." dedim. Serhat çantaya ve bana baktı.
"Ben anlamam ki kapıdan falan. Anlasam şimdiye tamir etmiştim zaten." ilimizde güldük. Buraya ellerim yıkamaya gelmiştim. Bari yıkiyim dedim ve çeşmeye geçtim. Lavabo büyüktü iki çeşmesi vardı. Bana daha yakın olana geçtim ve musluğu açtım. O sırada suratına suların sıçraması bir oldu. Sadece suratına değil tüm lavaboya sıçrıyordu. Serhat küfürler savurarak çeşmeyi kapattı. İkimizde sırılsıklam olmuştuk. Birden sinirlerim bozuldu vr gülmeye başladım. O da benimle birlikte gülmeye başladı.
Serhat "bu bozuk diğerini kullan dicem ama ihtiyacın yok bence artık." dedi ve güldü.
"Bu tuvalet çok sorunlu." dedim. Yine güldük. Aynaya baktığımda rimelim akmıştı resmen pandaya dönmüştüm. Diğer musluğa geçip suratımı temizledim. Havlunun kuru kalan yeriyle sildjm. Neredeyse 10 dakikadır buradaydık ama kimse yokluğumuzu fark etmemişti.
Serhat "yokluğumuzu fark etmediler resmen." dedi.
"Sanırım çok sevilmiyoruz." dedim ve ilimizde güldük. Her yerim ıslaktı üşümeye başlamıştım. Burası soğuktu.
Serhat "üşüyor musun?" diye sordu.
"Yoo üşümüyorum."
"Elif resmen titriyosun. Yalan söyleme böyle beklersen ateşin çıkacak." dedi.
"Ya birazdan gelirler bir şeyler ayarlarız o zaman şimdilik mecbur böyleyim." serhat kapıya gidip biraz vurdu ve evdekilerle seslenmeye çalıştı ama duyan yoktu.
"Daha sesli bağırsak duyarlar bence." dedim.
Serhat "ben bas gitar çalıyorum. Annem de sürekli beni dinlememek için eve özel olarak ses yalıtımı yaptırdı. İki yan odada benim odam var. Değil aşağıya oraya bile sesimizin gittiğini düşünmüyorum."
"Onlar bize bakmaya gelmediklerine göre bizim gittiğimizi falan düşünmüş olmasınlar?"
Serhat "olabilir. Heleki aşağıda kızlar varken her şeyi düşünmüş olabilirler." artık cidden üşüykrdum. Yere oturup fayansa dayanmıştım. Fayanslar, yerler, kıyafetlerim hepsi soğuktu. Serhat yavaşça yanıma gelip elini anlıma koydu.
Serhat "ben böyle ateş anlamamki." dedi. Sonra yere çömeldi ve dudağını anlıma dayadı. Bende onun çenesine bakıyordum. Geri çekilip
"Elif senin ateşin var. üstündekilerden hemen kurtulmamız gerek." dedi.
"Yuh." dedim bir an boş bulunarak.
"Yani Yuh derken ne yapabiliriz ki?" dedim. Serhat ayağa kalkıp üstündeki gömleği ve içindeki uzun kollu
t-shirtü bir hışımla çıkardı. Kafamı hemen yana çevirdim ve "yavaş." dedim. Serhat beni kolumdan tutup ayağa kaldırdı.
Serhat " bunları giyi hemen. Yoksa üşüteceksin. Yarın okul var." dedi.
"Ne yapmamı bekliyorsun? Sen varken üstümü mü değiştiriyim?" dedim.
Serhat " doğru. Tamam ben arkamı döniyim. Sen değiştirince söylersin." dedi. Ve arkasını döndü.
"Şey... Biraz daha uzaklaşsana." dedim. Serhat güldü ve kapının tam önüne gitti. Hızlıca üstüme kıyafetleri geçirdim. Gömlek ıslaktı o yüzden giyimedim.
"Tamam arkanı dönebilirsin." dedim. Serhat bana baktı ve "yakışmış." dedi.
"Sen ne giyiceksin şimdi? Gömleğin ıslak böyle durursan sen hasta olursun bu sefer." dedim.
Serhat "bana bir şey olmaz güzelim. Merak etme sen." dedi. Güzelim dediği için sanki karnımda kelebekler uçuşmuştu. Bu duyguya kendince son verip yere oturdum ve cesaretimi toplayarak serhata seslendim.
"Serhat."
"Efendim." elimle tanımı göstererek
"Gel otur. " dedim. Serhat yavaşça gelip yanıma oturdu. Kolumu kaldırıp omzunun üstüne koydum diğer elimide önünden geçirerek ellerimi birbirine kenetledim. Kalp atışlarının hızlandığını duyabiliyordum.
"Benim yüzümden üşümeni istemem." dedim. Serhat elini belime doladı ve beni kendine çekti. Kulağıma eğilerek "sen yanındayken ben zaten üşümem." dedi. Utanmıştım. Başımı omzuna yaslayıp yere bakmaya başladım. Serhat konuşmaya başladı.
"Geçen gün berkenin canlı yayınında Dediklerimi duydun mu?"
Başımı onaylar şekilde salladım.
"Demek zamanı geldi ha?" dedi.
"Neyin zamanı geldi?" dedim.
"Sana açılmamın." dedi. Kalp atışlarım hızlanmıştı. Olduğum yerde kaskatı kesildim. Serhat kollarını üzerinden çekti ve kafamı kaldırarak göz göze gelmemizi sağladı.
"Elif. Benimle sevgili olur musun?" diye sordu. Sanırım heyecandan dilim tutulmuştu. Hiç bir şey söylemedim ve yanağına bir öpücük kondurdum.
"Sanırım kabul etmezsem daha çok fazla yerde kilitli kalıcaz." dedim. İlimizde güldük. O sırada dışarıdan sesler gelmeye başladı.
Eylül "elif? Nerdesin?"
"Burdayız eylül. Kilitli kaldık." diye bağırdım. İkimizde ayağa kalktık. Eylül kapıyı açtı ve bize bakakaldı. Aslında doğaldı. Serhatın üstü çıplak benim kıyafetlerim yerde ve onun kıyafetlerini giyiyordum. İkimizinde saçları ıslaktı ve her taraf su içindeydi.
Eylül "savaş mı çıktı burada?" diye sordu. İlimizde güldük ve dışarıya çıktık.

Eylül ' den
Serhat ve elif yukarıda olanları yemeklerinj yerken anlatmışlardı. Şimdiyse serhat 'nasıl yokluğumuzu fark etmediniz? Bu kadar mı önemsisiz sizin için' adlı şiirini okuyordu. Susmak bilmemişti. Herkes serhatın dediklerine gözlerini deviriyor elif ise sürekli gülüyordu. Kesin içeride bilmediğimiz şeyler olmuştu. Seline baktığımda benimle aynı fikirde olduğunu anlamak çok zor olmadı.
Saat yediye gelmek üzereydi elifin annesi aramış ve eve çağırmıştı. Serhat onu bırakmak için arabanın anahtarını zorla almış ve birlikte çıkmışlardı. Onlar gittiği gibi 'ne kadar efendi kız, çok tatlı, gelinin hayırlı olsun, maşallah çok güzel, çok yakışıyorlar Allah bozmasın' gibi cümleler evi kaplamıştı. Saat dokuza gelmek üzereydi ve benim şimdiden uykum gelmişti. Bugün çok yorulmuştum. Annemle birlikte kalktık.
Selin "eylül yarın mert beni almaya gelecek senide bırakırız okula aradığımda kapıya çıkarsın." dedi.
"Tamamdır canım." dedim ve herkesi öpüp annemle çıktık. Bizim arkamızdanda selinler çıktı. Yıldız teyze yeni ehliyetini almıştı. O yüzden iki mahalle ötemizdeki markete bile arabasıyla gidiyordu. Alışmam gerekiyor diyordu. Hepimiz arabalarımıza bindik ve evlerimize doğru yola çıktık.
Annem "kızım uzun zamandır birlikte vakit geçiremiyoruz. Eskisi gibi gece kaçamağı yapalım mı?" aslında çok yorgundum ama annemle vakit geçirmekte istiyordum.
"Nereye gidiyoruz?" dedim direk annem gülüp
"Geçenlerde bir dondurmacı keşfettim. Buraya biraz uzak ama tadı efsane."
"Sür bakalım o zaman melike sultan. Bende bir tadına bakiyim şu dondurmanın."
Annem yavaş yavaş arabayı sürmeye devam etti. Vardığımız yer küçük şirin bir dükkandı. İçeriye girip dondurmalarımızı yedik. Dükkanın sahibiyle annem çoktan arkadaş olmuştu. Çok tatlı bir kadındı. Annem bana dönerek
"Bu da benim kızım eylül." dedi.
"Memnun oldum kızım. Bende esra."
"Memnun oldum efendim." dedim. Esra teyze ile biraz daha sohbet edip oradan çıktık. Çok tatlı bir kadındı. Arabaya binip eve doğru yol aldık. O sırada arkamızda bir araba belirdi. Annem yol vermesine rağmen sürekli kornaya basıyor ve selektör yapıyordu. Annem sinirlenip "geçsene be adam." dedi. Adam o sırada gaza basıp yanımızdan geçip gitti. Camları filmliydi. İçeride olan kişiyi görememiştim. Annem birkaç şey mırıldandıktan sonra yola odaklandı. Eve vardığımızda direk içeriye geçtim. Koltuğa kendimi bıraktım annem de hemen yanıma geldi.
"Kızım arabada bir kaç poşet bırakmışım alıp gelebilir misin?"
"Tabi alırım annecim. Sen keyfine bak." dedim ve anahtarı alarak evden çıktım. Poşetleri alıp eve dönerken bir ses duydum. Bir şey devrilmişti sanki. Arkamı dönüp baktığımda karşı sokakta bu tarafa doğru dönüp bir adam gördüm. Kapşonu kapalıydı ve yüzü gözükmüyordu. Onu gördüğümü fark ettiğinde arkasına dönüp uzaklaştı.

Gençler bu bölümde böyle oldu. Umarım beğenmişsinizdir. Yorum ve oy↙↙↙ atmayı unutmayın. Sizleri seviyorum💙💙💙.

Çete GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin