"Ha-hayır" dedim titrek bir sesle. Önüme dönüp adımlarımı hızlandırdım. Araba arkamda kaldığında bir kapı sesi duydum. Bu benim panik olmama yetmişti bile. Hızlı adımları bırakıp koşmaya başladım. Koşarken neden topuklu giydiğimi düşünüp kendime küfrettim. Ayağımı burktuğumda duyduğum acıyla yere düşecekken belimde hissettiğim bir elle ayağım yerden kesildi. Biri bana arkadan sarılıp kaldırmış ve daha sonra omzuna almıştı. Ben çığlık çığlığa çırpınırken beni taşıyan adamın bundan biraz bile etkilenmediğini gördüm. Çırpınmam onu sarsmıyordu bile ama yinede bir umut çırpınıyordum. 'Belki' diyordum işte. Ben çırpınmaya devam ederken çoktan arabanın yanına gelmiştik. Arabanın kapısının sesini duymamla kendimi arka koltukta bulmam bir olmuştu.
Beni taşıyan adam arka koltuğa başka bir adamın yanına bırakmıştı beni, daha doğrusu atmıştı! Ben şaşkınlık ve korkuyla adama bakarken sert bir kapı sesiyle sıçradım. Beni arabaya getiren adam kapıyı kapatmıştı. Şimdiyse arabada üç kişi kalmıştık. Ön koltuktaki yüzünü göremediğim adam, yanımda keskin bakışlarıyla bana bakan mafya görünümlü adam ve ben. Sadece 'ben' işte. Şuan neden bu arabada olduğunu bilmeyen ben.
Uzun bir sessizlikten sonra konuştum. "Ne istiyorsunuz benden?" Her ne kadar sesimin titrek çıkmaması için uğraşsamda olmamıştı. Bunu bile becerememiştim. Sesim çok çaresiz çıkmıştı. Ben gerçekten korkak biriydim. Mesela şuan arabanın kapısını açıp kaçmam gerekiyordu ama buna bile cesaret edemiyordum. Ben sadece cesur görünebiliyordum, cesur olamıyordum. Yıllar gibi gelen o sessizlikten sonra keskin bakışlı mafya görünümlü adam konuştu. "Sana bir iş teklifim var Güneş Karaca." Ona şaşkınca baktım. İş teklifi mi demişti? Ne yani, bu yüzden mi zorla arabaya bindirmişlerdi beni? Adımı nerden biliyordu bu adam? Aklımda onlarca hatta yüzlerce soru vardı. Gözlerimi kırpıştırarak ona bakmaya devam ettim. Ben ne diyeceğimi aklımdaki sorulardan hangisini soracağımı düşünürken o konuştu. " Paraya ihtiyacın var değil mi? Ayda 2000 lira. " Ağzım açık kalmıştı. Bu devirde kim benim gibi birine 2000 tl maaş verirdi? Bu işin ne olduğunu gerçekten çok merak etmiştim. Şaşkınlığımı henüz atlatamadan "Nasıl bir iş? " diye sordum. Artık sesim titrek değil şaşkın çıkıyordu. Adam aynı ifadesizlikle cevap verdi "Oğluma bakıcılık ve özel öğretmenlik yapacaksın "
Bu gerçekten çok çok çok iyi bir iş teklifiydi. Basitti ve maaşı çok iyiydi. Biraz düşündüm, biliyorum düşünmeme bile gerek yoktu ama içime yatmayan şeyler vardı. Bu adamdan korkuyordum. Doğru söylediğini nereden bilebilirdim ki? Sanırım beni kaçıracağını falan düşünüyordum. Saçma demeyin, siz de böyle bir durumda olsanız sizde korkardınız. Emin olmayan bir sesle "Hayır" dedim ama hala düşünüyordum. Ya doğruyu söylüyorsa? Böyle bir iş teklifini kaçırmayı gerçekten istemezdi doğrusu. Kafam çok karışmıştı. Kabul etmeli miydim? Adam gülümsedi. "Emin misin? Benden korkmana gerek yok. Biraz kaba davrandı bizim çocuk sana kusuruna bakma. Korkutmasın bu seni." Yutkundum. Kafam fazlasıyla karışmıştı. Tekrar reddetmek için ağzımı açtığımda bir anda gelen cesaretle "Tamam " dedim. " Kabul ediyorum." Ne olursa olsun, böyle bir fırsatı kaçıramazdım. Bu çok iyi bir iş teklifiydi, sadece kendim için olsa kesinlikle kabul etmezdim ama Yıldız'ı da düşünmem lazımdı. O benim kardeşimdi. Onun için okuyor onun için çalışıyordum. Benim tek amacım kız kardeşime iyi bir hayat sağlamaktı. Onun için her şeyi yapardım.
Adam memnuniyetle başını salladı ve "Güzel, eve git ve valizini hazırla. Bir saat sonra aldıracağım seni." Dedi. Şaşkınlıkla ona baktım. "Ne valizi?" Ne valizinden bahsediyordu bu adam? Beni fazla meraklandırmadan yanıtladı beni. "Artık bizimle yaşayacaksın. Bu işi istiyorsan kardeşine bir süreliğine veda etmelisin." İçimde bir burukluk hissettim. Bu işi gerçekten istiyordum ama Yıldız'dan ayrılamazdım. Yutkundum. Onun için ondan uzaklaşman gerekiyordu sanırım. Bunu nasıl yapabilirdim? Onun benden başka kimsesi yoktu. Onu bırakamazdım. İtiraz etmek için ağzımı açtığımda "Tamam." Dedim. İtiraz edecektim? Kendimi hayır demeye hazırlamışken tamam demiştim. Yıldızı yalnız bırakmak istemiyordum ama içimde bir yerde onun iyiliği için bu işi onaylayan bir taraf vardı. Belkide onun etkisiyle tamam demiştim. Bilmiyorum. Zaten uzun süre çalışmayı düşünmüyordum. Durumumuzu toparlayana kadar çalışıp daha sonra başka bir iş bulmayı düşünüyordum. Yıldızı birkaç aydan fazla yalnız bırakamazdım. O her ne kadar kendi kararlarını alabilen bir insan olsa da benim küçük kız kardeşimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Güneş
AdventureTek isteği kardeşine iyi bir hayat verebilmek olan bir kız, Güneş. Tek isteği kardeşinin mutlu olması olan bir çocuk, Kaan. Kaan, hem Kaan'ın kardeşi hem de kendi kardeşi için yeni bir hayata başlayan Güneş'e intikam yemini ettirebilir mi? Peki onu...