Yeni bölümden herkese merhabalar 🌼
Yorum ve oylarınızı bekliyorum.Keyifli okumalar dilerim.💜🌺🌺🌺🌺
''En güvendiğin insanların, bir yanılgıdan ibaret olduğunu anlayınca, köşene çekilirsin.''
Bukowski
🌺🌺🌺🌺
Beklentiler daima üzer.
🌺🌺🌺🌺Bölüm şarkısı :
Sufle-İçinde Aşk Var16.BÖLÜM
Feriha:
Hande bana çantamı doğru uzatırken artık sayamadığım kere aynı şeyi söylüyordu. "Sinirlenme tamam mı? Onu da dinlemeyi dene."
"Hande ben oraya-" neyse konuşup daha fazla kendimi yormak istemedim. "Tamam, sakin olmaya çalışacağım." dedim ve evden çıktım. Öncelikle caddeye kadar yürümeye karar verdim. Sonrasına orada karar verecektim. Ne hızlıca gitmek istiyordum ne de yavaş gidip bu meseleyi uzatmak...
Kafam karman çormandı.Yürürken kafamda defalarca söyleyeceklerimi planladım. Gerçi fazla söze gerek yoktu.
Bir insanı en çok üzen şey nedir?Evet hadi bu soru hakkında biraz beyin fırtınası yapalım.
Gerçek sandıklarımızın aslında gerçek olmaması mı?
Ya da bi kere daha düşünelim.Sevdiklerimizden yediğimiz kazıklar ve yine sevdiklerimizin ruhumuzda açtığı yaralar mı?
İhanet mi?
Yoksa yalnız kalmak mı?
Belki de en çok bunlar üzer bi insanı...
Gerçeklerim gerçek değilmiş.Ruhumda ise yaralar mevcut.Kandırılmış ve yalnızdım.Evet üzülüyordum ama aynı zamanda öfke doluydum.
Öfkeliydim...
Ama bu öfkem kendimeydi aslında.
Nasıl bu kadar kör kalabilmiştim?
Kendime bu yüzden öfkeliydim işte.Aptal!
Aşk insanı gerçekten kör eder miydi?
Evet edermiş...Ama artık gözlerimi açmış,uykudan uyanmıştım.Kendi masalımın sonunu yazmaya gidiyordum.
Masal dedim pardon.Masallar mutlu sonla biterler.Bizim mutlu sonumuz olmayacaktı...Kafamda bu düşünceler dönüyordu.Bitmek bilmeyen bi döngü içindeydim...Sürekli hata yaptığım yeri bulmaya çalışıyordum.Nasıl anlayamamıştım?
Bu ilişki ne zaman başlamıştı?
Kaza zamanı var mıydı?
Aradan geçen süreyi hesapladım.Aslında çok olmamıştı.Bu kadar süre içinde anlamam gerekmez miydi?
Ama anlamamıştım...Caddeye çıktıktan sonra ilk iş bir taksi çevirmek oldu. Arka koltuğa oturdum ve araç orta akan trafikte ilerlerken dışarıyı izledim.
Yolun nasıl aktığını bilmiyorum ama taksicinin "buradan mı dönelim? " demesiyle düşüncelerimden çıktım. Eve dönen yol ayrımına gelmiştik. "Evet, şu sokağa girelim," dedim ve çantamı kurcalamaya başladım. "Burada durabiliriz," dedim. Apartmanın önüne gelmiştik bile. Cüzdanımdan çıkardığım parayı adama uzattım ve teşekkür ederek arabadan indim.
Apartmana girdiğimde babam, merdivenlerden aşağıya iniyordu.
"Feriha, kızım okuldan mı? "dedi dışardan geldiğimi fark edince.
"Yok, ben şey-" dedim ama ne diyeceğimi toparlayamadım.
"Öyle bir yürüyüşe çıkmıştım," dedim. Verilebilecek en mantıklı cevap buydu. "Sen nasılsın baba?" dedim.
"Ben çok şükür iyiyim. Feriha bak ne diyeceğim sana."
"Söyle baba. "dedim. Ne söyleyeceğini merak etmiştim.
"Halanın dünden beri pek keyfi yok."
"Duruşmadan beri, "dedim.
"Aynen. Ben diyorum ki akşama beraber yemek mi yesek?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Şeye Rağmen
Romance"...Bu zamana kadar bir sürü şey yaşamıştık ve birbirimize dönmeyi başarabilmiştik.Peki bu her zaman böyle mi olacaktı? Her şeye rağmen yine birbirimize dönebilecek miydik?" Hepinize yeni hikayemle merhabalar.Hikayem Emir&Feriha üzerine kurulu.Ama g...