65.Bölüm

1.6K 115 385
                                    

Bir süre sonra Damla da gelmişti. Eşyalarını arabaya yerleştirdikten sonra onu bırakacağımız yere gidecektik. Barış da arabaya binince ona bakıp gülümsedim. İçimden geçen saçma düşünceleri baskılamak istiyordum. Şuan ne yeri ne de zamanıydı. Camı açıp bir kaç derin nefes aldım. Barış'ın elini yanaklarım üzerinde hissedince nefesim kesilmişti âdeta. "Ateşin mi var senin? Kıpkırmızı oldun."  "Hayır, yok ateşim. Dokunma şimdi Barış." Barış sorgular gibi bakarken derin bir nefes aldım. Elimle kemeri kontrol ettim. "Bak gidebiliriz artık."

Eli hâlâ yüzümdeydi. Elini ittim yavaşça. "Nisa ben bir şey mi yaptım acaba güzelim?" "Hayır. Barış ben şuan..." Barış'ın yüzüne bir gülümseme yayılırken beni başıyla onaylamıştı. "Tamam anladım ben." "Ama gülme." Arka kapı da açılıp Damla oturduğunda nihayet yola çıkmıştık. Yol boyunca Barış'a hiç bakmadım. Camı açıp hava almaya çalışıyordum. Radyoda rastgele bir şarkı açtım. Elim istemsizce karnıma giderken Damla'nın varlığını hatırlamamla beraber hemen geri çektim. Nihayet araba durduğunda ilk ben indim arabadan. Hâlâ Barış'a bakmıyordum.

Ben arabaya yaslanıp gökyüzünü izlerken Damla ile ikisini de başbaşa bıraktığımı fark ettim. Arabadan inmişler bir köşede konuşuyorlardı. Yanlarına gitsem ayıp olur muydu? Ne konuşuyorlardı acaba? Kıskançlık tenimi sararken Barış'a baktığımda içimde beliren az önceki duygular yeniden bedenimi kontrol altına almaya başlamışlardı. Derin bir nefes alıp yeniden gökyüzüne baktım kısa bir an. Yağmur yağacak gibiydi. Bir araba sesi daha duyulduğunda bakışlarımı Barış'a doğru çevirdim. Sonra da hızla yanına ilerledim. Damla artık gidiyordu.

Önce eşyalarını yerleştirdiler arabaya. Ben sadece bir kenarda durup olanları izliyordum. Damla Barış'a sarıldığında derin bir nefes aldım. Tamam Nisa sakin ol kız gidiyor zaten. Bakışlarımı yeniden kaçıracak olsam da durup onları izledim. Bir süre sonra birbirlerinden uzaklaştılar. Damla ağlıyordu, Barış'ın da gözleri dolmuştu. "Özür dilerim su damlası. Hayatını mahvettim belki de... Ama sana söz veriyorum bundan sonra mutlu olacaksın. Tamam mı?" Damla onu başıyla onaylarken gözyaşlarını da kurulamıştı. "Seninle yaşadığımız hiçbir şeyden pişman olmadım Barış. Böyle olması gerekiyormuş, bizim hikayemiz de yarım kalmalıymış demek ki."

Derin bir nefes alıp yeniden Barış'a bakmıştı. "Hayatımı mahveden sen değilsin. Kendini suçlama artık. Seninle çok güzel şeyler öğrendim ben. Sevmeyi, sevilmeyi... Sen de çok mutlu ol olur mu? Nisa çok seviyor seni bakışlarından belli... Bu kez yarım kalmasın hikayen." Barış başıyla onaylarken derin bir nefes aldım. Yeniden sarıldıklarında ise benim de gözlerim dolmuştu. Sonra ayrıldıklarında Damla arabaya bindi. Onlar arabayla uzaklaşırken Damla bize el sallamıştı. O gittikten sonra Barış'a baktım. Derin bir nefes alıp bana döndü. "Gidelim mi biraz bekleyelim mi?" Kollarımı açtığımda hemen gelip kollarımın arasına sığınmıştı.

"Ağlamak istiyorsan ağlayabilirsin. Kızmayacağım söz." Avuç içlerime bir kaç öpücük kondurmuştu. "Seni seviyorum Nisa'm. Bu vedaları seninle hiç yaşamayalım olur mu?" "Yaşamayalım tabii." Yüzünü avuçlarım arasına alıp gülümsedim. Dolan gözlerine baktım uzun uzun. "O çok mutlu olacak. Bak kendisi de dedi onun hayatını mahvetmedin sen. Sen böyle olsun istemezdin ki... Kendini affet artık. O yeniden başlıyor sen de yeniden toparla." "Hep yanımda kal ve bana böyle güzel güzel bak olur mu?" "Olur sevgilim. Olmaz mı hiç?" Boynuma bir öpücük bıraktığında gülümsedim. Yağmur yağmaya başlamıştı yavaş yavaş.

"Hadi ıslanmayalım Nis." Onu başımla onayladığımda arabaya binmiştik. Barış bana bakarken gülümsedim. "Sen çok güzel bir kadınsın." "O nereden çıktı şimdi?" "Seni her gördüğümde bunu sana hatırlatmayı seviyorum." "Teşekkür ederim sevgilim çok tatlısın." Dudağına minik bir öpücük kondurdum. Sonra yanaklarını okşadım uzun bir süre. "Nereye gideceğiz? Otele falan mı?" "Bir arkadaşımın evine ama yine başbaşa olacağız. Hem hastaneye falan da yakın. Çünkü senin hamile olduğunu öğrendikten beri buna dikkat ediyorum ben. Allah korusun bir şey olacak olursa."

ALACAKARANLIĞIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin