3. Bölüm

62 16 125
                                    

Stray Kids„
Victory Song.

3. BÖLÜM
“Kiara Dehşeti - Kısım 3”

"İşte! Geliyorlar!"

Kucağındaki elma sepetini telaşla yere bırakmış, koyu gümüş rengi uzun saçlarını geriye atmıştı Shima. Hwaseong bir an kıza bakakaldığı için neyden bahsettiğini anlamadan, "Kimler?" diye sordu başını yana eğerek.

"Babam," Shima yerine Shima'nın ikiz kız kardeşi Iwa Kami, ince bir sesle yanıtladı Hwaseong'u. Kardeşininkilerin aksine oldukça kısa ve kuzgun karası rengindeki saçları rüzgarla havalanarak atlamıştı elma ağacının en yüksek dalından.

Kuroo elma sepetlerini daha sonra geri almak üzere gözden uzak bir yerde toplamıştı. "Dikkatli ol," diye mırıldandı Iwa'ya bakarken. Iwa başını salladı ve daldan kopardığı son elmayı sepetlerin ortasına attı. Shima'nın, Hwaseong'un, Akira'nın, Kuroo'nun ve kendisinin olmak üzere toplam beş sepet dizilmişti ve Iwa'nın attığı elma hiçbirine denk gelmeden sekip yola yuvarlanmıştı. Akira koşarak elmayı yakalamaya giderken Iwa'ya gülmüştü. Bu, kızın yanaklarının yarı utanç yarı sinirden hafifçe kızarmasına neden oldu.

"Tamam, bunları burada bırakalım ve babamları karşılamaya gidelim! Şehre gitmeden önce Blurz'ü değil de burayı kullanmışlarsa kesin güzel şeyler olmuştur!"

Kuroo önlerinden yürürken kocaman gülümsediğinde iki yanındaki Iwa ve Shima da gülümsemişti. Kızların ağabeylerinin her zaman etrafına pozitif enerji yükleyen güzel bir gülüşü vardı. Köyleri Trost'ta bu gülüşten ve yaydığı enerjiden yararlanma fırsatı elde edemeyen bir tek Hwaseong ve Akira kalmış olmalıydı.

Kiara Duvarı'nın çevrelediği büyük Kiara şehrine girmeden önce iki küçük köy karşılardı Keşif Birliği'ni: Blurz ve Trost. Trost, Blurz'ün iki katı büyüklüğünde olduğundan askerler Kiara'ya gidene kadar birçok yüz görmek durumunda kalırlardı. Başarısızlıkla sonuçlanmış bir görevin ardından pek kimseyle göz göze gelmek istemezlerdi tabii. Ondan, hep Blurz kullanılırdı. Bu, askerlerin Trost'a geldiği nadir zamanlardan biriydi. Kuroo, Iwa ve Shima erkenden görebileceklerdi Keşif Birliği üyesi babalarını.

"Hey, Yagami-kun," arkadaşı Light'ın yanında seke seke ilerlemekte olan Akina sordu: "Neden Keşif Birliği'nin Blurz yerine burayı kullanmasını bu kadar kafana taktın?"

Light, sokakta yürürlerken Akina'ya kaçamak bakışlar atan birkaç çocuğa gözlerini kızın üzerinden çekmelerini emreden saldırgan bir bakışla karşılık verdi. Akina'nın bir tek kendisi tarafından fark edilmeyen duru bir güzelliği vardı. Dikkat çekiyordu. Light onunla arkadaştı ancak başka çocuklar Akina ile ilgilendiğinde içinde anlam veremediği bir sinir dalgası oluşuyordu.

"Dinliyor musun beni?"

"Hm?"

"Neden Blurz yerine burayı kullanmalarını çok umursadığını soruyordum." Keşif Birliği için ağır ağır açılmaya başlanan duvar kapılarına bakan bir tepeye gelmişlerdi.

"Bilmiyorum. İçimde kötü bir his var."

"Kötü bir his mi?" Akina devrilmiş bir kütüğe oturdu ve onun da oturması için Light'ın bluzunun kenarını çekiştirdi.

"Öyle işte," dedi Light otururken.

"Öyle işteyse içindeki kötü hisse güle güle desen iyi olur, iyi bir şey olmuş ki buraya gelmişler," Akina gülümsedi. O gülümsediğinde Light da gülümsemeye çalıştı. Ama içindeki his izin vermedi bunu yapmasına.

Savunma Birliği dışındaki sivillerin duvarların üzerinde oturması kesinlikle yasaktı. Özellikle yaşı henüz on üçten gün almış çocuklar orada bulunamazdı.

Hiç kimse Sakura Himejima'nın Kiara Duvarı'nın Trost ve Blurz arasında kalan kısmına nasıl tırmanabildiğini bilmiyordu ve asla da bilemeyecekti. O küçük ve cılız bedeniyle uçabiliyor falan olması gerekirdi elli metrelik duvara çıkabilmesi için.

Sakura, duvarının tepesinden birkaç saat önce Ejderler tarafından yağmalanmış, yıkılmış ve kül edilmiş Blurz ile Trost'u seyrediyordu. Ağlıyordu bir yandan, ama gözyaşlarının yanaklarından aşağı süzüldüğünü fark edemeyecek kadar dalgındı.

Dakikalarca oturdu yerden elli metre yükseklikte. Aşağıdaki insanlar o kadar telaşlıydı ki hâlâ Sakura'nın yukarıda olduğunu fark etmemişlerdi.

Arkasından gelen, hızıyla havayı yarmakta olan bir kancanın sesini duydu aniden. İrkilerek sesin geldiği tarafa baktı. Bir asker geliyordu ona doğru, ta duvarın en altından.

"Burada ne yapıyorsun?" asker, yumuşak bakışlı bir kadındı. Sakura onun gözlerinin yeşil çimenleri andırdığını düşündü.

"Nasıl çıktın buraya?" Petra duvarın üstüne tek parça hâlinde nasıl çıkabildiğine bir türlü anlam veremediği küçük kızı kollarının arasına aldı.

Petra üç boyutlu saldırı ekipmanlarını ustaca kullanabildiğinden, aşağıdan asansör istemesine gerek olmadığına karar vermişti. Herkes zaten yeterince meşguldü.

Sakura, Petra ikisini de duvardan aşağı indirmeden bir saniye önce duvarlara yaklaşan üç Ejder gördüğünü söylemedi. Biri gece gibi siyah, biri ışık saçarcasına beyaz iki tanesi uçarken pençelerinin arasında bir başka iriyarı Ejder taşıyorlardı. Onun kanatları yoktu, ama zırhlar ile kuşanmıştı.

Zırhlı Ejder.

Trost ve Blurz'ün ortasına düştü ve Kiara Duvarı'nın tamamını, insanlığın elinden aldı.

Fırtına AnıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin