"Eğer bir dönüşü daha yarıda kesersen kıçını tekmelerim Kim Arin!"
Hyunjin pistin öbür tarafından yüksek sesle bağırdığında abartılı bir şekilde gözlerimi devirmiştim. "Ara verelim." dedim düz bir sesle. Cevabını umursamadan kapıya doğru kaydığımda Hyunjin de siyah saçlarını düzelterek yanıma kayıyordu.
Pistin belime yetişen duvarına yaslandıktan sonra diğer tarafta yere bıraktığım sularımıza uzandım ve Hyunjin'inkini bana doğru yaklaşan bedenine fırlarttım.
"Kaşlarını biraz daha çatarsan isyan etmeye başlayacaklar." Dirseklerini duvara yaslayarak yanımda durduktan sonra alnımı ittiğinde eline vurmuştum sertçe.
"Odaklanamıyorum," dedim, şişeyi dudaklarıma yasladıktan sonra birkaç yudum içtim ve sürdürdüm: "düşecekmişim gibi geliyor."
"Düşmeyeceğini biliyorsun, kollarını doğru açman yeterli."
Başımı salladım, hafifçe terleyen kısa saçlarımı kulaklarımın arkasına sıkıştırırken Hyunjin kollarını göğsünde çaprazlayıp "Söyle bakalım," demişti. "odaklanmanı engelleyen şeyi."
"Şu kaptan bozuntusuna sinirliyim."
Şişeyi tekrar eski yerine bıraktıktan sonra Hyunjin gibi duvara yaslanmış ve omuzlarımızın çarpışmasını sağlamıştım. "Yüzündeki alayı görmeliydin Hyunjin, o aptalların önünde benimle dalga geçti resmen."
"Şu uzun çocuktan mı bahsediyorsun?" Gözlerini benden çekip arkamda kalan tribünlere bakarak sorduğunda başımı sallamıştım.
"Şu Jeongin ile köşede oturan çocuk mu?"
Kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken arkamı döndüm ve Hyunjin'in bahsettiği tarafa baktım. Çok uzak olduğu için pek net göremesem de açık renkli, uzun saçlarından tanıyabilmiştim; tribünlerin en arkasında, köşede Hyunjin'in kuzeni Jeongin ile oturuyor ve bizi izliyordu.
İkimiz de bariz bir şekilde ona döndüğümüzden dolayı alaylı gülüşünü tekrar görmüştüm, arından el sallamış ve sinirlerimin daha çok gerilmesine sebep olmuştu.
Ona bakmayı kesip Hyunjin'e döndüğümde büyük elini omzuma koydu, diğer elini sallayarak "Boş ver onu." dedi yumuşak bir tonda. "Bir dahaki sefere onu Kim Arin'e bulaştığı için pişman edeceksin."
Sesli bir şekilde güldüğümde Hyunjin de kıkırdamış ve elini omzumdan çektikten sonra pistin ortasına kaymıştı. "Ayırca seninle baş edebilen tek kişi benim!"
Baş parmağımı kaldırıp onu onayladıktan sonra hızlı bir şekilde kayarak ikili double axel zıpladığımda Hyunjin gülümseyerek bana bakıyordu.
"İşte böyle." dedi kolumdan tutup bedenimi kendine çekerken. Ardından uzun parmakları belimden kavradı ve bacağımı destekleyerek bedenimi twist fırlattığında kendi etrafımda dönerek birkaç saniye havada süzülmüş ardından kollarımı iki yana, sağ bacağımı da yatay bir şekilde kaldırıp buza inerek dengemi sağlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the red queen effect :: jung sungchan
Fanfictionbazen bir şeyler uğruna geri kalan her şeyi feda etmeyi göze alman gerekir. ©hisblackpearl 2020 | jung sungchan