Shakespeare'in Venedik Taciri eserinde de dediği gibi; aşk kördü ve aşıklar görmezdi.Bu hikâyede göremeyen kişi Jeon Jeongguk'tu.
Kollarını sıkı sıkı beline doladığı o narin adamın, aslında hiçbir zaman orada olmadığını görmemişti. Onu sevmekle o kadar meşguldü ki, yumuşak dudaklarına öpücükler dizerken gözlerinin nasıl da boş baktığını görmemişti. Minik ellerini sıkı sıkı tutarken gevşetmek için gösterdiği çabayı görememişti. En önemlisi de, onu kalbinin en güzel köşesindeki yere yerleştirmişken, onun kalbinde hiçbir yerinin olmadığını görmemişti. Görememişti.
Zaten hep böyle olmaz mıydı?
Birisi hep daha çok sever, daha çok benimser ve daha sadık olurdu.
Kim sevgisinin karşılığını aynı şekilde almıştı ki Jeongguk alsın?
Bitmişti.
İlişkileri yalnızca dört ay sürmüştü. Hoş, bu bile fazlaydı. Belki de Jeongguk bir aylığına iş için farklı bir şehre gitmek zorunda kalmasaydı, çok daha erken biterdi.
Peki, dört ay birini böylesine sevmek için kısa bir süre değil miydi? Değildi. Zaten belli bir süre -yaklaşık üç ay- arkadaş kalmışlardı. O kısa sürede her türlü haline şahit olmuştu. Arkadaş ortamına dahil edecek kadar değer vermişti.
Jeongguk için de garipti. Şıp sevdi değildi, gönlünü kolay kolay kimseye kaptırmazdı. Hâlbuki koca bir hazine saklıydı orada. Sevdiklerine istediği kadar altını, çoğu zaman fazlasıyla, verirdi.
Hatta şanslıydı ki elinde iki büyük hazinesi daha vardı.
Gençti, vücudunu kaplayan dövmeleri ve kaşındaki piercingiyle bazı insanlar ona yaklaşmaya çekinirdi. Tabii bazıları ise yaklaşmak için can atardı, ki bu çok sık olurdu. Çoğu insanın ilgisini çekiyordu. Sağlıklıydı. Yalnızca vücudunun iç kısmı değil, bedeninin her yeri 'ben sağlıklı ve fitim' diye bağırıyordu.
Öyleyse neden sanki onsuz hep eksik hissedeceğini düşünüyordu? Hâlâ zamanı vardı. Yerini çok da güzel doldurabilecek insanlara şans verebilirdi.
Hatta bunu yapacaktı. Park Jimin, siktirip gidebilirdi. Verdiği değerin yarısını dahi alamamıştı, öyleyse hâlâ onda takılı kalmaya ne gerek vardı ki? Evet ona aşıktı, evet onu sevmişti -belki de hâlâ seviyor olabilirdi ama geçecekti. O kimdi ki nihayetinde?
Elbette hiçbir şey bir gecede olmazdı, tıpkı ona aşık olması gibi.
Ancak şu an karşısında ondan hoşlandığını söyleyen sevimli bir kız varken fırsat ayağına gelmiş gibiydi. Onu kullanmaktan ziyade şans vermek istiyordu. Sonunu düşünmeden.
••••
Herkes LAU ya yb beklerken yeni fic salmam hakkında uzunca konusabiliriz ancak tutamadim kendimi:')))