PARİS'TE SKANDAL

1.Bölüm

Holmes'u son zamanlarda nadir görüyorum. Bu aralar birbirimizden uzak kalmıştık. Marsilya'ya yaptığım kısa, eşsiz, paha biçilemez gezinti yüzündendi bu. Holmes'a gelmesi için ne kadar dil döktüysem nafileydi, gelmedi. Ben, kendi kendine olmanın efendiliğini, güzelliğini keşfetmiş, tam bir mutluluğa kavuşmuşken; 

Paris ruhuyla sosyal etkinliklerin her türlüsünden nefret eden Holmes ise Baker sokağındaki evinde eski kitapların tozlu sayfaları arasına gömülmüştü. Haftadan haftaya kokain ile hırsızları, uyuşturucunun yarattığı uyuşuklukla birlikte, güçlü tabiatının azgın enerjisi arasında salınıp duruyordu. Yine olduğu gibi suç araştırmalarıyla dinginleşiyor, engin zekası ve olağan üstü gözlem yeteneğiyle, ip uçlarından yola çıkarak polisin bile çaresiz kaldığı bazı vakaları çözüyordu .

2018 yılının 20 mart gecesi pratisyen hekim olarak açtığım muayenehanedeki kolu kırık bir hastamdan eve dönüyordum. Derken tesadüfen yada değil yolum Baker Sokağına düştü. Holmes'u yeniden görmek ve olağanüstü yeteneklerini nasıl kullandığına yeniden şahit olmak için içimde dayanılmaz bir arzu uyandı. Odasının ışıkları yanıyordu ve yukarı baktığımda, uzun boyunu ve geniş omuzlarının silüetinin iki perdenin önünden geçtiğini fark ettim. 

 Çenesini göğsüne dayamış , elleri arkasında kavuşmuş şekilde odanın içinde hızlı adımlarla dolanıp duruyordu.Her türlü alışkanlığı ve ruh halini yakından bildiğim için onun bu davranışının anlamını hemen çıkardım. Yine iş başındaydı. Zili çaldım ve onunla paylaştığım odaya girdim.

Kapıyı açtım ve birkaç adım sonra önümdeki merdivenlerin ilkini çıktım sonra sağ dönüp ikincisini çıktım. Beni coşkuyla karşılamadı. Zaten nadiren böyle olurdu; ama beni gördüğüne de sevinmişti. Tek laf etmeden ama dostane bir bakışla bana koltuğu işaret etti . Sherlock şöminenin önüne geçti ve beni baştan aşağı süzdü.

''Tatil sana yaramış,'' dedi '' Seni gördüğümden bu yana yaklaşık üç kilo almışsın Watson.''

'' İki buçuk,'' diye cevap verdim.

''Sahi mi? Bence biraz daha fazladır Watson. Gördüğüm kadarıyla yine pratisyenliğe bürünmüşsün. Tekrar çalışmaya başlayacağından bana bahsetmemiştin.''

'' O halde bunu nerden çıkarıyorsun?''

'' Görüyorum, gördüklerimden çıkarıyorum . Bilirsin...''

Masanın üzerinde duran pembe renkli kalın bir mektup zarfını bana uzattı.

''Posta ile yeni geldi,'' dedi 'Yüksek sesle oku.''

Mektup tarihsizdi ve üzerinde ne bir imza ne de bir adres vardı.

''Bu akşam saat sekize çeyrek kala,!! diyordu mektupta , sizi çok önemli bir beyefendi ziyaret edecek. Çok önemli bir konu hakkında fikrinizi alacak. Son zamanlarda Avrupa'nın kraliyet ailelerinden biri adına yaptığınız araştırmalar , böyle önemli konularda güvenilir biri olduğunuzu gösteriyor. Her kesimden sizinle ilgili edindiğim bilgiler bu yöndedir. Lütfen o saatte odanızda olunuz ve ziyaretçinin yüzündeki maskeyi madur görünüz.''

Öncelikle bu bir uyarlamadır. kitaptan ve filimden alıntılar ile hikaye devam edecektir. çok uzatmayı düşünmüyorum. umarım hoşunuza gider. (çaylak ben) :) Yorumlarınız benim için çok önemli . Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin :) Seviliyorsunuz <3