Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
''Çok esrarengiz'' dedi. ''sence ne anlama geliyor Sherlock?''
''Henüz elimde bir bilgi yok. Elimde bilgi olmadan bir teori üretmek büyük bir hata olur. İnsan teorileri gerçeklerle uyduracağına , farkında olmadan gerçekleri teorilere uydurmaya çalışır. Gelelim mektuba; ondan ne çıkarıyorsun Watson?''
Mektup kağıdını ve gelen kağıdı iyice inceledim.
''Bu yazıyı yazanın hali vakti yerinde olsa gerek,'' diye söze girdim. Sharlock'un akıl yürütme tarzını taklit etmeye çalışarak.
''Böyle bir kağıdın paketi 3 frangdan aşağı değildir. Acayip sağlam ve sert bir kağıt.''
''Acayip... doğru kelime bu,'' dedi Holmes . ''Kesinlikle İngiliz kağıdı değil.''
''İyide e-mail varken neden mektup göndersin ki'' diye düşünüyordum. Holmes anlamış olacak ki
''Ya gizlilik yada eski kafalı''dedi Holmes ve bana '' Kağıdı ışığa tut da,bak'' dedi.
Dediğini yaptım ve kağıdın filigramına ''Mrs'',''P''ve ''Cie'' ifadelerinin işlenmiş olduğunu gördüm.
''Bundan ne çıkarıyorsun Watson dostum?'' diye sordu Holmes.
''Kağıt üreticisinin adı şüphesiz; ya da isminin baş harfleri olsa gerek.'' dedim.
''Hiç de değil. 'Cie' frsnsızca'da 'şirket'' anlamına gelen 'compagnie' ın kısaltmasıdı.
Bizdeki 'Co'gibi. 'P' tabikide 'paper' yani 'kağıt'. Şimdi de 'frg' için internetten yardım alalım.'' dedi Holmes. Laptopunu açtı ve arama motoruna aramak istediği kelimeyi yazdı .
'Montpellier'
'Menton'
'Saint-Malo'
Buldum 'Marsilya': Marsilya, Fransa'nın güneydoğu'sunda bulunan, Bouches-du-Rhône ilinin ve Provence-Alpes-Côte d'Azur bölgesinin merkez şehridir. Fransa'nın ikinci en büyük kenti olarak ün yapmış bir kent; ayrıca çok sayıda cam ve kağıt fabrikalarıyla da ün yapmış. Aha dostum buna ne diyorsun?' dedi Sharlock.
''Hatırlat dostum bir ara gezmeye gidelim,'' dedi ve göz kırptı. Bir of çektikten sonra
''Tanrım yaptığım ısrarları unuttu herhalde .'' dedim. Sherlock gülümsedi
''Kesinlikle .Ve mektubu yazan adam bir Fransız . Garip cümle yapısına bakıldığında anlaşılıyor. Öyleyse yapılacak tek bir şey kalıyor.; Fransız malı kağdına yazan ve yüzünü göstermemek için maske takan bu Fransız'ın ne istediğini bulmak, kendisi bütün şüphelerimizi gidermek için şimdi buraya geliyor.''
Sözünü henüz bitirmişti ki sokaktan bir araba sesinin frenlerini duydu ve ardından zil çaldı.
İki bodyguard içeri girdi ve '' Siz Sherlock Holmes'u ve bay Watsonu almaya geldik.'' dedik.
Şaşkın gözlerle godyguardlara bakıyorduk. müşterinin kendisinin gelmesini bekliyorduk. ardından bir Bodyguard ''Konunun ehemmiyeti ve güvenliği için sizi almaya geldik.'' dedi.
''Ben artık gitsem iyi olur, Sherlock,'' dedim.
'' Sakın ha doktor.Olduğun yerde kal . Ben sensiz ne yaparım? Hem, bu iş çok ilginç olacak gibi. Kaçırırsan yazık olur.!!
''Ama senin müşterin...''
''Onu kafana takma . Yardımına ihtiyacım olabilir.İşte şimdi gidebiliriz."
