Her şey bitti

7.7K 291 8
                                    

   Sercan'ın dönüş sebeplerini dinlerken ara sıra Kainat'ların olduğu tarafa göz atıyordum. Bir ara onunda bakışını yakalayıp, bir gülücük göndermiştim. Hâlâ Gamze'yle sohbet ediyordu. Kim bilir Gamze ona neler anlatıyordu?

   Saatimi kontrol ettim. Ona gelmişti bile. Artık gitmemiz gerekiyordu. Bu gece her şeyi anlatmam lazımdı. Tekrar Kainat'ın olduğu tarafa baktığımda, karşısında Feraye'yi gördüm. Sercan'la Fırat'ın lafını böldüm.

   "Feraye'yi de mi davet ettiniz?!" Dedim şaşkınlık ve öfkeyle.

   Fırat, Sercan'ın omuzunun üstünden bara baktı. O daha çok şaşırmış gibi duruyordu.

   "Saçmalama. Gamze onu günahı kadar sevmez. Hatta günahını sever, onu hiç sevmez niye çağıralım?" Dedi. Sercan dan müsade isteyip beni kenara çekti. "Kainat'a oynadığın oyundan, Feraye'nin haberi var mı?" Dedi panikle.

   "Tabi ki var. Plânı o yaptı zaten." Dedim.

    Hayretle bana baktı. Onun aklına nasıl uyduğumu sorguluyordu. Aslında bende.

   Bir buçuk ay önce...

  Pars gömleğini omuzlarına geçirdi. İlk düğmeyi iliklerken ayağa kalktı.

   "Buna canını sıktığına inanamıyorum." Dedi Feraye.

   Yatak örtüsüyle göğüslerini gizlemeye çalışırken. Pars ona ters ters baktı. Bir şey demeden komodinin üstünden saatini aldı. Hâlâ birkaç düğmesi açıktı.

   "Hayır niye kızıyorsun ki? Madem sana küstahlık yaptı. Sende haddini bildir o ukalaya." Deyince Pars bu kez ona dikkatle baktı.

   "O nasıl olacakmış?"

   Sarındığı örtüyle, yatakta dizlerini sürüyerek yanına geldi. Örtüyü kaymaması için sıkıştırdı. Kollarını Pars'ın boynuna doladı.

   "Sana aşık olmanın küfür olduğunu söyledi madem." Pars hatırlayınca yüzünü buruşturdu. "Sende o küfürü ona yaşat." Pars hala anlamıyca yalandan pufladı. Ellerini Pars'ın gömleğinin düğmelerine götürüp birini açtı. "Diyorum ki. Onu kendine aşık et. O çok bilmişe, seni seviyorum dedirt." Dedi. İkinci düğmeyi açtı. "Zaten sana iki günden fazla dayanamaz. Sonra ona lafını hatırlatır dalga geçer, gülersin." Dedi.

   Eli üçüncü düğmeye giderken Pars ellerini bileklerinden yakalayıp, ondan uzaklaştı.

   "İyi fikir de. Nasıl aşık olacak?" Dedi. Tekrar düğmeleri iliklerken.

   Feraye küsmüş gibi yatağa oturup kollarını bağladı.

   "Öncelikle ona böyle davranma. Kibar davran. İltifat et. Çiçekler. hediyeler. Yemekler."

   "Bu kadar yani." Dedi, şüpheyle.

    "Evet, bu kadar basit. Dedim ya, zaten sana fazla karşı koyamaz."

    "Teşekkürler." Dedi Pars. Hoşçakal bile demeden odadan çıktı. Feraye yatağa sinirle vurdu.

    Bugün.

  "Kainat'a söyler mi?" Dedi. Kafamda bana söylediği sözler döndü.

  Canını nasıl yakacağımı biliyorum, Pars.

   "Pars söyler mi? diyorum."

  Fırat'a cevap vermeden bir küfür savurup bara doğru koştum. Birkaç kişiye de çarptım. Koşmaya devam ederken Fırat'ın benim adıma özürler dilediğini duydum.

ELMA ŞEKERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin