Merhaba ^^
Önclikle bu hikayeyi okumaya başladığın tarihi buraya ekler misin?
Bölüm 1: "İnsanın elinden umudunu da alırlarsa geriye neyi kalır ki?"
Umut
Genç adam odanın ortasında bir ileri bir geri volta atıyordu. Ellerini saçlarının arasından geçirip derin bir nefes aldı. Karşısındaki koltukta oturan iki arkadaşıda endişeli gözlerle onu takip ediyordu.
"Kardeşim, bunu yapmakta kararlı mısın? Başın çok büyük belaya girecek."
"Akın doğru söylüyor Umut. Başka bir yolu olmalı gel vazgeç bu işten."
Umut öfkeyle"Benim babamı öldürdüler. Sırf başhekim diye suçunu örtbas edebileceğini sanıyor. Babamın katili sefasını sürerken ben hiçbir şey olmamış gibi devam edemem. Benimle olmak zorunda değilsiniz bunu size defalarca söyledim. Bu yolun dönüşü yok."
"Yiğitte ben de seninleyiz kardeşim. Batacaksak birlikte batalım."
Üç genç birbirlerine sarıldıktan sonra planlarını son kez gözden geçirdiler.
"Ben kızın hastaneye giriş ve çıkış saatlerini öğrendim. Bu gece yarısı nöbeti bitiyor. Ben evde onu beklerken sizde kapıda nöbet tutacaksınız. Bir şey olursa bana haber vereceksiniz."
"Ya annesi ve babası da evdeyse?"
Umut, Akın'ın suratına birkaç saniye baktı.
"Sorun yok. O katilin gözünün önünde kızını kaçırmam daha iyi olur. Gözündeki korkuyu, çaresizliği görürüm. "
Umut arkadaşlarına sorun yok dese de yaptığının ne kadar tehlikeli olduğunu biliyordu.
Üç genç sonu belli olmayan bir yola birlikte çıktılar. Karanlıkta olsa yıllardır olduğu gibi birlikteydiler. Önemli olan da buydu zaten.
Umut evin önüne geldiğinde derin bir nefes alıp belindeki silahı ve eterli mendili kontrol etti. Kameranın göremeyeceğini düşündüğü kör bir noktadan evin bahçesine atladı. Hava yağmurlu ve bahçe çamur içindeydi. Yavaş ve emin adımlarla bahçeye açılan büyük sürgülü kapıyı kontrol etti. Bir iki zorlamasında kapı açıldı. Bu oda kaçıracağı odası olmalıydı. Odanın çoğu yerinde kitap ve fotoğraflar vardı. Umut masanın üzerinde duran fotoğraf çerçevelerinden birini eline aldı. Beline kadar uzanan koyu kumral saçları, kahverengi gözleri, bembeyaz yüzüyle ay parçasıydı sanki.
Umut elindeki fotoğraf çerçevesini bırakıp odanın kapısını sessizce araladı. Önce babasının katilini daha sonraysa katilin eşini sessizce bayıltıp ikisini de salonda ki sandalyelere bağladı. Ağızlarını da bantladıktan sonra karşılarına oturup ayılmalarını bekledi ve beklemesi çok uzun sürmedi.
Önce babasının katili birkaç dakika sonra onun eşi ayılmaya başladı. İkisi de çaresizce bağırmaya çalışıyordu.
Umut ayağa kalkıp babasının katiline yaklaştı.
"Sen benim babamı öldürdün. Benim hayatta kalan tek umudumu öldürdün. Sen de burada mutlu mesut ailenle yaşayacaksın öyle mi?"
Başhekim başta neler olduğunu anlamasa da karşısındaki çocuğun bir hafta önce baş ağrısı şikayetiyle gelen daha sonraysa ölen hastasının oğlu olduğunu anladı. O zamanda tehditler savurmuştu Umut. Ama başhekim bunu onun acısına vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlara Bak
FanficUmut, sönmeyen yıldızdı onun için. Sonu olmayan gökkuşağı Hiç bitmeyen bahardı. İsmi Bahar'dı bir kere Başında silahla kaçırıldığı gün belanın içine batmış, cehennemi yaşamıştı. O gün Yıldız sönmüş Gökkuşağının sonu görünmüş Bahar hiç gelmemek üzer...