KORUMA | bxb

Sergi

23.12.2020

***

Medya: Twice-I can't stop me

Bu aralar bu şarkıya takmış durumdayım. Günde 2 kere dinlemesem kendime gelemiyorum mvdfkvmkfvk Sözlerin bir kısmını aşağıya bırakıyorum. Tam Emir'e uyuyor :D Neyse öptüm sizi keyifli okumalar... ❤❤❤

Arabada mülteciler gibi 6 kişi toplanmış gidiyorduk. ''Ayrı arabalarla gelseniz olmuyor muydu?'' Ablamın arkadaşları bana tip tip bakarken Deniz, abim olduğu için bir şey dememişti. ''Doruk!'' Abim uyarıcı bir sesle konuşunca homurdanıp kollarımı göğsümde birleştirip pencereye diktim gözlerimi.

Hep beraber sergiye gidiyorduk. Yolda Mete'yi alacaktık. Cihangir ve Emir'de gelecekti. Onlar gelince abimi de ikna etmiştim. Keşke etmeseydim. Melis'in gözleri parlamıştı. Sabahtan beri ablasıyla fısır fısır telefonda konuşuyordu. Nah veririm sana abimi...

Kulağına doğru fısıldayıp düşüncelerimi dile getirdim. ''Şu salağın ablasıyla muhatap olma. Ben sana taş gibi bir hatun bulacağım.'' Deyip elimi göğsüme vurdum. ''O iş bende'' deyip göz kırptım.

Abim kafasını iki yana sallayıp güldü. ''İşimiz sana kaldıysa...'' Ben hala sırıtırken araba durdu.

Mete'nin kapısının önüne geldiğimizde, o da binince devam ettik. Vito ile gidiyorduk. Karşılıklı olan koltukların bir tarafından ablamlar, diğer tarafta biz üç erkek oturuyorduk.

''Çok heyecanlayım'' diye gülümsedi Mete. Garibim... Biliyom ben senin neden heyecanlandığını.

''Yaa ben de ben de...'' dedim ona aynı şekilde gülümsemeye çalışarak.

Sonunda sergi alanına vardığımızda arabadan indik. Basından birkaç kişi fotoğrafımızı çekti. ''Hoş geldiniz'' Melis'in ablası da geldiğinde yüzümü buruşturdum. ''Nasılsın Doğancığım''

Doğancığın siks- ay yok bir dakika o olmaz...

''Ay durun poz verelim.'' Aman hiçbir fırsatı da kaçırma...

Bizi de yanına aldı abim ama ahtapot kadın abimi kollarıyla sarıp ikili olarak poz vermeye başladı. ''Doruk.'' Ben onları büyük bir nefretle izlerken aşkilotam bana seslendi. Kafamı çevirip 32 dişimi göstererek gülümsedim Cihangir'e.

Beğeniyle süzüp ıslık çaldım. Gömleğin üzerine giydiği ceketiyle çok şık olmuştu. ''Çok yakışıklısın'' Bana gülümseyip: ''Sende mükemmel görünüyorsun.'' dedi. Salak salak sırıtırken Mete yanımdan ilerleyip Emir'i yanına gitti. Tabi Emir'in gördüğü yoktu. Çünkü o gözlerini abime dikmiş tuhaf bir sinirle bakıyordu. ''Merhaba''

''Merhaba.'' dedi Emir sonunda onu fark ederek. ''Çok yakışıklı olmuşsun.'' Emir onu kısaca süzüp omzunu patpatladı. ''Sağ ol kardeşim sen de.'' deyip yanımıza ilerledi. Mete'nin bariz şekilde yüzü düşmüştü.

''Hadi içeriye girelim'' dedim ve abime bakış attım. Beni kurtar diyordu sanki. ''Abiciğim ahtapot-ay pardon Sedef abladan kurtulup yanımıza gelsene'' Cihangir şokla bakıp gülmemek için zor tuttu kendini. Sedef denen kadın bozularak baktı abime. Buda kardeşlerini koruyan ablam gibi sanmıştı herhalde abimi. Mala bak! Abim yedirir mi sana beni..!

''Ben gideyim.'' Abim bana kurtardığı için minnettar bakışlar atıp bizimle beraber içeriye girdi. Etrafı incelemeye başlarken ablamlarda arkadan geliyordu. Mavi, siyah ve ara ara kırmızı renklerin olduğu bir tablonun önünde durduk.