altustolduk's Reading List
38 stories
1984 by ClassicsTR
1984
ClassicsTR
  • Reads 57,035
  • Votes 1,904
  • Parts 17
İngiliz yazar George Orwell'in 1949 yılında yayımlanan ve kısa sürede kült mertebesine erişmiş eseri 1984, 1949 yılında yayımlanmıştır. Distopya türünde bir roman olan 1984, "Büyük Birader", "Düşünce Polisi", "101 Numaralı Oda", "2+2=5" gibi çeşitli terminolojileri ve kavramları günümüz lugâtına dahil etmiştir. George Orwell kitapları arasında en çok bilinen eserdir. Romanın adı "Avrupa'daki Son Adam" ismiyle yayımlanmak istenmiştir fakat Orwell'ın yayıncısı başarılı bir pazarlama stratejisiyle kitabın adını Bin Dokuz Yüz Seksen Dört olarak değiştirmiştir. Roman, II. Dünya Savaşı'ndan sonra oluşan totaliter rejimlere ağır bir eleştiri niteliğindedir ve romandaki alegoriler ve semboller bu totaliter devletleri işaret etmektedir. Çevirmen: Celal Üster Yayınevi : Can Yayınları İlk Baskı Yılı : 2000 Sayfa Sayısı : 352
Budala by ClassicsTR
Budala
ClassicsTR
  • Reads 39,344
  • Votes 970
  • Parts 51
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (1821-1881): İlk romanı İnsancıklar 1846'da yayımlandı. Ünlü eleştirmen V. Belinski bu eser üzerine Dostoyevski'den geleceğin büyük yazarı olarak söz etti. Ancak daha sonra yayımlanan öykü ve romanları, çağımızda edebiyat klasikleri arasında yer alsa da, o dönemde fazla ilgi görmedi. Yazar 1849'da I. Nikola'nın baskıcı rejimine muhalif Petraşevski grubunun üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Kurşuna dizilmek üzereyken cezası sürgün ve zorunlu askerliğe çevrildi. Cezasını tamamlayıp Sibirya'dan döndükten sonra Petersburg'da Vremya dergisini çıkarmaya başladı, yazdığı romanlarla tekrar eski ününe kavuştu. En önemli eserlerinden Budala 1868-1869 yıllarında Russki Vestnik dergisinde tefrika edildi. Dostoyevski bu romanında insan ruhunun labirentini çılgınlık, tutku ve hastalık prizmasında kırılan görüntüsüyle sergilemiştir.
Yeraltından Notlar by ClassicsTR
Yeraltından Notlar
ClassicsTR
  • Reads 64,601
  • Votes 2,493
  • Parts 21
Yeraltından notlar gerçek dünyadan kendini soyutlamış bir kişinin iç çatışmalarını ve hezeyanlarını konu alır. Bu roman Dostoyevski'nin daha sonra yazacağı büyük romanların ipuçlarını taşımaktadır.
Satranç by ClassicsTR
Satranç
ClassicsTR
  • Reads 60,962
  • Votes 1,970
  • Parts 7
Satranç, Zweig'ın psikolojik birikimini bütünüyle devreye soktuğu bir öyküdür ve bu öykünün baş kişileri, tamamen yazarın biyografilerinde ele aldığı kişileri işleyiş biçimiyle sergilenmiştir. Zweig ölümünden hemen önce tamamladığı birkaç düzyazı metinden biri olan Satranç'ı kaleme aldığı sırada, karısı Lotte Zweig ile birlikte göç ettiği Brezilya'da yaşamaktaydı. Satranç'ta da, olay yeri olarak New York'dan Buenos Aires'e gitmekte olan bir yolcu gemisini seçmiştir. Bu gemide tamamen rastlantı sonucu karşılaşan üç kişi: yeni dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic, sıradan bir satranç oyuncusu olan anlatıcı ve bir zamanlar çok usta bir satranç oyuncusu olan, ama hayli zamandır satrançtan uzak kalmış bulunan Dr. B., öykünün aktörleridir.
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat by ClassicsTR
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
ClassicsTR
  • Reads 50,361
  • Votes 2,157
  • Parts 10
Zweig bu novellası'nda bir kadının yaşamını bütünüyle değiştiren yirmi dört saatlik deneyimini anlatırken, insanda içkin saplantıların ve dayanılmaz arzuların sınırlarında gezinir. Özgürce ve tutkuyla içgüdülerinin peşine takılan bir kadının bu kısa ve yoğun hikâyesi, kadın kalbinin sırlarına ermiş ustanın kaleminde olağanüstü bir anlatıya dönüşür. Yapıtı için mekân olarak muhteşem atmosferiyle Fransız Riviera'sını seçen Zweig, 1920'li yılların sonlarında Avrupa'nın "kibar" tabakasının ikiyüzlü ahlak anlayışına yönelik eleştirel tavrıyla dikkat çeker.
Dönüşüm by ClassicsTR
Dönüşüm
ClassicsTR
  • Reads 62,662
  • Votes 1,772
  • Parts 7
Gregor Samsa, bir sabah, huzursuz edici rüyalarından uyandığında, devasa bir böceğe dönüşmüş olarak kendini yatağında buldu. Bir zırh kadar sert sırtının üzerine uzanmış, öylece duruyordu. Kafasını biraz kaldırıp baktığında, kahverengi bir kubbeyi andıran, boğum boğum olmuş ve tıpkı sırtı gibi sertleşmiş karnını gördü. Üzerindeki battaniye ha düşmüş ha düşecek gibiydi. Devasa vücuduyla kıyaslandığında acınacak derecede ince olan çok sayıda bacak, gözlerinin önünde umutsuzca çırpınıyordu. Bakışlarını pencere yönüne çevirdi. Kasvetli hava(metal pencere pervazına çarpan yağmur damlalarının sesini duyabiliyordu) Gregor'u melankolik bir ruh hali içerisine sokmuştu. "Neden uyumaya devam edip tüm bu saçmalığa bir son vermiyorum," diye düşündü. Ama bu son derece mantıksız bir düşünceydi, zira o, hep sağ yanının üstünde uyurdu ve içerisinde bulunduğu durum göz önüne alınacak olursa, kendini döndürebilmesi pek mümkün gözükmüyordu. Sağa dönmeyi ne kadar denerse denesin kendini hep aynı sırtüstü pozisyonda buluyordu. Herhalde gözlerini kapayıp (böylece kımıl kımıl hareket eden bacaklarını görmek zorunda kalmayacaktı) yüz kere denemiş olmalıydı. Ve yan tarafında daha önce hiç hissetmediği hafif bir sızı hissettiğinde daha fazla denememeye karar verdi.
Clarissa by ClassicsTR
Clarissa
ClassicsTR
  • Reads 4,809
  • Votes 307
  • Parts 14
1902 yılından Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesine kadar geçen dönemde, dünyanın halini genç bir kadının gözünden anlatır. Avusturyalı bir subayın kızı olan Clarissa bir manastır okulunda büyümüş, eğitimini tamamladıktan sonra Viyanalı ünlü bir sinir hastalıkları uzmanının yanında çalışmaya başlamıştır. Lozan'daki bir kongrede barışsever Fransız öğretmen Léonard'la tanışır. Birbirlerine âşık olurlar. Savaş yüzünden ayrılmak zorunda kaldıklarında Clarissa hamiledir. Üstelik karnındaki bebeğin babası aynı zamanda düşmanıdır da. Milliyetçi bir histerinin kol gezdiği parçalanmış Avrupa'da bu bebeği doğurmak yalnızca kişisel bir karar değildir artık. Yayınevi: Can Yayınları Çeviri: Gülperi Sert - Serpil Yalçın
On İkinci Gece by ClassicsTR
On İkinci Gece
ClassicsTR
  • Reads 3,702
  • Votes 192
  • Parts 18
Oyunları ve şiirlerinde insanlık durumlarını dile getiriş gücüyle yaklaşık 400 yıldır bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdürmektedir. On İkinci Gece'nin konusu yazarın öteki romantik komedilerinde olduğu gibi, aşktır. Gizlenen kimlikler, birbirine karıştırılan kişiler olayları gülünç hale getirir. Ancak konudan daha önemli olan, güzelliğiyle öne çıkar bir şiir diliyle gülmece öğelerinin sergilenmesi, ilginç duygu ve düşüncelerle kişilerin gerçeklikkazanmasıdır. Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Yıl: 2010 Çeviren: Sevgi Sanlı
Morgue Sokağı Cinayeti by ClassicsTR
Morgue Sokağı Cinayeti
ClassicsTR
  • Reads 7,867
  • Votes 346
  • Parts 5
Saat üç dolaylarında, St. Rock semti sakinleri Madam L'Espanaye ile kızı Matbazel Camille L'Espanaye'nin tek başlarına oturdukları bilinen, Morgue Sokağı'ndaki bir evin dördüncü katından gelen korkunç çığlıklarla uykularından uyandılar. Böyle başlar Edgar Allan Poe'nin Morgue Sokağı Cinayeti romanı... Dünya edebiyatında yazdığı korku ve polisiye eserlerle bu türün önde gelen kalemlerinden olan Poe, adını polisiye edebiyata tabiri caizse "kanlı" harflerle yazdırmıştır. İlk defa 1841'de Graham's Magazine'de yayımlanan kitap, Poe'ye uluslararası bir işlevlik kazandırdı. Şair, yazar ve eleştirmen, gizem ile macera içeren şiir ve öyküleriyle tanınmakta ve Amerikan romantizmi ile Amerikan öykücülüğünü öncüleri arasında yer alıyor. Yayınevi: Notos Kitap Yayınevi Yıl: 2008 Çeviren: Memet Fuat
Yakıcı Sır by ClassicsTR
Yakıcı Sır
ClassicsTR
  • Reads 4,486
  • Votes 363
  • Parts 15
Kısa bir tatil için Avusturya Alplerine giden bir baron, zamanını zararsız bir flörtle renklendirmenin yollarını aramaktadır. Kendine fazlasıyla güvenen ve gönül maceralarına her zaman açık olan bu müzmin kadın avcısı, kısa sürede kendisine bir av bulmakta hiç zorlanmayacaktır. Tanışıp yakınlaşmak istediği kadının on iki yaşındaki oğluyla ahbaplık kurarak işe koyulur. Yakıcı Sır annesini elde etmek isteyen bu narsist çapkın tarafından kullanılan bir çocuğun hikâyesidir aslında. Ne var ki, yetişkin dünyası bazen masum çocuklara büyüklere göründüğünden çok daha berrak görünmektedir... Yayın evi : Evrensel Basım Yayın Basım Yılı: 2004 Çevirenler: Burhan Arpad, Ahmet Arpad