16 stories
Dönüşüm by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 63,684
  • WpVote
    Votes 1,817
  • WpPart
    Parts 7
Gregor Samsa, bir sabah, huzursuz edici rüyalarından uyandığında, devasa bir böceğe dönüşmüş olarak kendini yatağında buldu. Bir zırh kadar sert sırtının üzerine uzanmış, öylece duruyordu. Kafasını biraz kaldırıp baktığında, kahverengi bir kubbeyi andıran, boğum boğum olmuş ve tıpkı sırtı gibi sertleşmiş karnını gördü. Üzerindeki battaniye ha düşmüş ha düşecek gibiydi. Devasa vücuduyla kıyaslandığında acınacak derecede ince olan çok sayıda bacak, gözlerinin önünde umutsuzca çırpınıyordu. Bakışlarını pencere yönüne çevirdi. Kasvetli hava(metal pencere pervazına çarpan yağmur damlalarının sesini duyabiliyordu) Gregor'u melankolik bir ruh hali içerisine sokmuştu. "Neden uyumaya devam edip tüm bu saçmalığa bir son vermiyorum," diye düşündü. Ama bu son derece mantıksız bir düşünceydi, zira o, hep sağ yanının üstünde uyurdu ve içerisinde bulunduğu durum göz önüne alınacak olursa, kendini döndürebilmesi pek mümkün gözükmüyordu. Sağa dönmeyi ne kadar denerse denesin kendini hep aynı sırtüstü pozisyonda buluyordu. Herhalde gözlerini kapayıp (böylece kımıl kımıl hareket eden bacaklarını görmek zorunda kalmayacaktı) yüz kere denemiş olmalıydı. Ve yan tarafında daha önce hiç hissetmediği hafif bir sızı hissettiğinde daha fazla denememeye karar verdi.
Aşk ve Gurur by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 248,230
  • WpVote
    Votes 12,450
  • WpPart
    Parts 61
Gurur ve Önyargı, taşralı bir beyefendinin kızı olan Elizabeth Bennett ile varlıklı ve soylu toprak sahibi Fitzwilliam Darcy arasındaki çatışmayı anlatır. Gerçi Jane Austen bu iki karakteri birbirlerinin tuzağına düşmüş kişiler gibi sunar, ama "ilk izlenim"i tersine çevirmekte gecikmez: Soyluluk ve servetten kaynaklanan "gurur" ile Elizabeth'in ailesinin soylu olmayışı karşısında beslediği "önyargı", Darcy'yi mesafeli davranmak zorunda bırakır. Elizabeth'in davranışında da hem özsaygının uyandırdığı "gurur", hem de Darcy'nin züppeliği karşısındaki "önyargı" etkili olur. Zeki ve coşkulu Elizabeth yalnızca Austen'ın en çok sevdiği kadın kahramanı değil, aynı zaman bütün İngiliz edebiyatının en çok ilgi uyandıran kadın roman kişiliklerinden biridir.
Yeraltından Notlar by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 65,871
  • WpVote
    Votes 2,523
  • WpPart
    Parts 21
Yeraltından notlar gerçek dünyadan kendini soyutlamış bir kişinin iç çatışmalarını ve hezeyanlarını konu alır. Bu roman Dostoyevski'nin daha sonra yazacağı büyük romanların ipuçlarını taşımaktadır.
Kürk Mantolu Madonna by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 172,189
  • WpVote
    Votes 4,565
  • WpPart
    Parts 14
Hep başkalarının istediği gibi yaşayan Raif Efendi, memnuniyetsiz hayatının tek bir anıyla değiştiğine şahit olacaktır: Maria Puder isminde bir kadına âşık olduğunda... Babasının isteğiyle Berlin'e giden ve oradaki bir sanat galerisinde hayran kaldığı bir tabloyla karşılaşan Raif Efendi, tabloda resmedilen kadın portresinin Andrea Del Sarto tarafından resmedilmiş "Madonna delle Arpie" adlı tablodaki Meryem Ana (Madonna) tasvirine benzediğini düşünür. Raif Efendi, daha sonra takıntı derecesinde hayran olduğu tablodaki yüzün sahibiyle karşılaşacaktır. Madonna ismi, Orta-Çağ İtalyancasında "ma donna" öbeğinden gelmektedir. "Ma donna", kısaca "leydim" anlamına gelir ve Hz. Meryem'in sıfatlarından biridir. Roman, 73 yıl sonra 2016 yılında İngilizceye çevrilerek "Modern Klasikler" serisi adı altında "Madonna In A Fur Coat" ismiyle Penguin yayınları tarafından yayımlanmıştır. Kitabın İngilizceye çevirisini "Maureen Freely" ve "Alexander Dave" gerçekleştirmiştir.
Küçük Prens by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 192,349
  • WpVote
    Votes 14,023
  • WpPart
    Parts 28
"Hoşça git." dedi tilki. "Vereceğim sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez." Küçük Prens unutmamak için tekrarladı: "Gerçeğin mayası gözle görülmez."
Suç ve Ceza by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 182,612
  • WpVote
    Votes 4,280
  • WpPart
    Parts 41
Yoksulluktan öğrenimine devam edemeyen üniversite öğrencisi Raskolnikov, toplumun yararı için kuralların ve kanunların yok sayılabileceği düşüncesiyle, toplum içinde bir parazit, bir "bit" olarak saydığı tefeci kadını öldürür. Toplumu bir parazitten kurtarmak adına böyle bir olaya cesaret ettiğine kendisini inandırmaya çalışsa da vicdanının rahatsız edici sesinden bir türlü kurtulamaz. Bu cinayet ve kahramanın yaşadığı vicdan azabı çevresinde "suç" ve "ceza" kavramlarının derinlemesine tartışıldığı bu romanda; Raskolnikov'un ikilemleri ve iç çatışmalarından yola çıkarak insanoğlunun toplumsal, ahlaki ve dini değerleri de sorgulanır. Aynı sorgulamayı kendi içerisinde de farkında olmadan yapmaya başlayan okur, Raskolnikov üzerinden yaşamını, düşüncelerini ve sahip olduğu değerleri irdelemeye başlar. Suç ve Ceza Dostoyevski'nin Sibirya'daki cezaevinden döndükten sonra yazdığı, olgunluk döneminin ilk büyük romanıdır. "Suç ve Ceza'yı okuduktan sonra ilk kez yeteneğim hakkında bir kuşku duydum. Ciddi olarak bu işten vazgeçme ihtimali ölçüp tarttım." -Albert Camus- Yazar: Dostoyevski Çevirmen: Mazlum BEYHAN Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları İlk baskı yılı: 2011
Anna Karenina by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 70,037
  • WpVote
    Votes 1,962
  • WpPart
    Parts 48
Anna Karenina, 19. yüzyıl Rus toplumunun ruhsal dalgalanmalarına çarpıcı bir aşk ve ihanet anlatısıyla ışık tutan bir başyapıt. Güzelliği ve nezaketiyle çevresinde hayranlık uyandıran Anna Karenina'nın mutsuz ve monoton bir evliliği vardır. Üst düzey bir devlet memuru olan Aleksey Aleksandroviç ile evliliğinde tek tesellisi oğludur. Ağabeyi ile yengesinin aralarını düzeltmek için gittiği Moskova'da yakışıklı ve genç kont Vronski ile tanışması, Anna'nın hayatında dönüm noktası olur. Tolstoy, Anna Karenina'da sıradışı bir gözlem gücü ile aşk, evlilik, ihanet gibi temaların izini sürerken roman sanatına yepyeni ve uzun soluklu bir boyut katar. Modern dünya edebiyatının otoritelerince gelmiş geçmiş en iyi romanlardan biri olarak kabul edilen Anna Karenina, güncelliğini daima koruyacak bir eser. "Anna Karenina dünya edebiyatındaki en büyük aşk hikâyelerinden biri. Tolstoy'un kusursuz üslûbunun büyüsü her sayfada hissediliyor." -Vladimir Nabokov- Yayınevi: İletişim Yayıncılık Çevirmen: Ergin Altay Yılı: 2012
Alice Harikalar Diyarında by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 16,978
  • WpVote
    Votes 1,076
  • WpPart
    Parts 12
Alice Harikalar Diyarında, yazıldığı tarihten bu yana geçen yüz elli yılı aşkın süre boyunca, edebiyatın eşsiz eserlerinden biri olma özelliğini hep korudu. Hem çocuk hem de yetişkin edebiyatında önemli bir yere sahip olan bu kitap, hayal gücü zenginliğiyle küçük okurlara büyülü bir dünya sunarken, yetişkinler için bu büyüsünü içerdiği sembollerin anlam derinliğiyle gösterdi. Adının edebiyat tarihine altın harflerle yazılmasına yol açan eserleri kadar, matematikçi ve mantıkçı kimliğiyle de tanınan Lewis Carroll'un Alice Harikalar Diyarında kurgusu, metne serpiştirilmiş bilmecelerle okuru da kitabın bir kahramanı kılar. Alice Harikalar Diyarında hem çocuklar hem de macera dolu naif çocukluğunu özleyen ve yıllara meydan okuyan bir mantık labirentinde kendine sorular sormaktan çekinmeyecek okurlar için Modern Klasikler Dizisi'nde yerini alıyor.
Üç Silahşörler by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 8,950
  • WpVote
    Votes 309
  • WpPart
    Parts 48
On dokuzuncu yüzyılda bütün Avrupa'yı saran siyasal ve sosyal çalkantılar içinde yaşamasına rağmen, daha çok 16. ve 17. yüzyılın tarihsel olaylarını konu alan üç yüzden fazla roman yazdı. Döneminin sevilen ve çok okunan romantik yazarları arasında yer aldı. Üç Silahşor, Monte Kristo Kontu, Demir Maske ve Siyah Lale en tanınmış eserlerindendir. Üç Silahşor iki yüzyıl sonra bile hâlâ keyifle okunan sürükleyici bir aşk ve macera romanıdır. Çeviri: Volkan Yalçıntoklu
Notre Dame'ın Kamburu by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 19,897
  • WpVote
    Votes 777
  • WpPart
    Parts 53
"Quasimodo", Paskalya'dan sonraki ilk pazara verilen addır aslında. XX. yüzyıl Parisi'nde Notre-Dame Kilisesi'nin ön avlusundaki kerevete, kimsesiz bebekler bırakılırdı. Başrahip Frollo, böyle bir günde bulduğu sakat bebeği himayesine aldı ve ona Quasimodo adını verdi. Onu büyüttü ve zangoçluk işini verdi; ancak çanın sesi altın kalpli Quasimodo'nun giderek sağır olmasına yol açacaktı. Quasimodo, koruyucusu kabul ettiği Frollo'ya büyük bir sevgi ve bağlılık duyarak büyür. Oysa başrahip karanlık içdünyasına hapsolmuş, dizginleyemediği nefretinin pençesinde kıvranan biridir. Hayatı, çanlar ve Notre-Dame Kilisesi'nden ibaret olan Quasimodo, güzeller güzeli çingene kızı Esmeralda'ya, ilk görüşte büyük bir aşkla vurulur. Ne var ki başrahibin gözü de Esmeralda'dadır. Esmeralda'nın dünyasındaysa Yüzbaşı Phœbus'ten başka hiç kimseye yer yoktur. Artık sevgi ile nefretin, iyilik ile kötülüğün kıyasıya mücadelesidir yaşanan. Victor Hugo, olayları ince ince ördüğü Notre-Dame'ın Kamburu adlı ünlü eserinde, insan hayatında kaderin yerini de sorgulamış, kaleme alındığından bu yana birçok sanat eserine, özellikle de filmlere esin kaynağı olan muhteşem bir roman çıkarmıştır ortaya. Notre-Dame'ın Kamburu aynı zamanda Paris kentinin romanıdır. Hugo, şehrin o dönemini adım adım, duvar duvar, tarih tarih, o olağanüstü zengin diliyle anlatmış, Paris'in, diğer karakterlerden rol çalmasına yol açmıştır. Yayınevi: Can Yayınları Yılı: 2012 Çeviren: İsmet Birkan