En iyiler
6 stories
ŞEYTAN ♠Los Gemelos Serisi♠ by Hayal_crtk
Hayal_crtk
  • WpView
    Reads 11,064
  • WpVote
    Votes 1,087
  • WpPart
    Parts 16
⚠BİLİM KURGU DEĞİLDİR⚠ Ruhu şaha kalkmış kovulmuş şeytanlar görüyorum, kimse bilmedi onları şeytan yapanın kanatlarını koparanlar olduğunu, kimse görmedi kanatları koparken akan kanı, kimse duymadı kanatları koparken atılan çığlıkları ve kimse hissetmedi kanatları koparken çekilen acıyı. Masum melekler katledildi ve şeytanlar doğdu. Bu gün yapılan yarına kaldı, ancak içlerinden bir şeytan çıktı , akıttığı son göz yaşıda kan oldu. İntikam yeminleri edildi acımak yoktu artık. Hazırlanın şeytanlar dönüyor kanatlarını almaya geliyorlar , ama o kanatlar artık melek olmak için değil. Gökyüzüne iyi bakın artık şeytanlarda uçuyor , onlarda kanatlı. ... "Neden bu kadar kötüsün" "Bebekler kötü olarak mı doğar?" "Hayır , onlar masumdur" "Peki büyüyünce niye kötü olurlar?" "Hayat onları kötü biri yapar"? "Hayır , onların kanatlarını koparırlar ve geriye sadece tek seçenek kalır" "Seçenek ne?" "Şeytan olmak" yüzünde arsız bir gülümseme peyda oldu ve üzerimden kalkmadan , yüzüme yumruğunu indirdi ve kulaklarımda şeytanların kahkasını duydum. 1#neşter . 30 aralık 2019 1#katliyam . 30 aralık 2019 🔥 ❄ 🔥 ❄ 🔥 ❄ Yeni kurgumla karşınızdayım hazır ol wattpad ŞEYTANLAR geliyor. Bu yükü kaldıramayabilirsin. ⚠DİKKAT⚠Piskoloji bozacak türde bir kitaptır kaldıramayabilirsiniz. YAZAR : Hülya ÇÖRTÜK Sanırım sınırlar zorlanacak. Tüm hakları saklıdır.
Vampirler Arasında  by Hayal_crtk
Hayal_crtk
  • WpView
    Reads 323,519
  • WpVote
    Votes 14,307
  • WpPart
    Parts 36
Kalbim deli gibi hızlanırken korkuyla geriye adımladım , kaçmalıydım bu çocuğu görmeye dayanamıyordum. "Dur" göğsüm derin nefeslerim yüzünden inip kalkarken kafamı olumsuzca salladım. "Sakın kaçmaya kalkışma" demesiyle eğdiği kafasını yavaşça kaldırdı ve kızıl gözlerini bana sundu. Gözlerini görmemle dahada korkarken kafamı tekrar olumsuzca salladım kalbim deli gibi çarpıyordu ve soluklarım kulağımda yankılanıyordu. Arabamın kaportasından kalktığı an , dahada geriye adımladım ve üzerime bir adım atınca göğsüm dahada hızlı inip kalkmaya başladı. Kızıl gözleri göğüslerime kayınca dudağının kenarı yavaşça kıvrıldı ve gözleri tekrar gözlerime çıktı. Ağzındaki otu alıp serseri bir şekilde kenara sıktı ve adımları yavaşça üstüme gelmeye başladı kalbim göğsümü yarma pahasına atarken , geriye adımlamayı bıraktım ve arkamı dönüp koşmaya başladım. Asvalt yolda izimi kaybettiremeyeceğimi bildiğim için sık ağaçlı ormana daldım. Ağaçların arasından ay ışığının sayesinde görebildiğim kadar koşarken arada ayağım taşlara takılıyordu. "Sana kaçma demiştim!" ✴✴✴ Ölüm kadar güzel , öldüren kadar kötü ve kızıl gibi kanlı... Bu neyin hikayesiydi böyle... ●°•○°•● Yazar : Hülya ÇÖRTÜK Tüm hakları saklıdır
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,802,119
  • WpVote
    Votes 192,433
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,294,949
  • WpVote
    Votes 692,984
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,114,298
  • WpVote
    Votes 720,513
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
AŞK-I BEKÂ EFSUNKAR (+18) Devam ediyor... by gizliligindeyasar
gizliligindeyasar
  • WpView
    Reads 201,688
  • WpVote
    Votes 10,199
  • WpPart
    Parts 33
"Bak, ben eskiden böyle bir adam değildim. Duygularımı hissettirmem gereken hiçbir kadın olmadı daha önce hayatımda." Kafamı kaldırdım, mavilerimi mavilerine sabitledim. "Şimdi ben varım ama, sevgini hissetmeye muhtacım. Neden beni görmek istemiyorsun?" Derin bir nefes aldı. Gözleri bu kadar yoğun ve hisli bakarken sözleri nasıl bu kadar keskin olabiliyordu? "Sevgime mi muhtaçsın, ne de garip!" Yüzümde albenisi olmayan bir gülümseme yer edindi. "Evet, ama sen bunu da anlamazsın. Hatta ne yap biliyor musun? Git, defol git ve gerçekten sevebileceğin birini bul!" Gözlerini kıstı. "Seni gerçekten de sevmediğimi mi düşünüyorsun? Aptal, aptalsın! Senin için kendimden neler verdiğimden haberin yok!" Başımı salladım ve dudaklarımı dilimin ucu ile ıslattım. "Tamam madem öyle ya beni sevdiğini söyler, artık benim için bir kapı aralarsın. Ya da..." Sözümü bölerek ellerini saçlarının arasından hırsla geçirdi. "Seni seviyorum Alin. Bu kadar kör olamazsın!" Bağırması ile irkilsem de umursamadım. Beni seviyordu... Onu sevdiğim gibi... Wattpad'te Aşk-ı Bekâ adında yazılmış ilk hikayedir! Bütün hakları ile şahsıma aittir...