🤍
13 stories
GÖKÇEN by Loresimaa__
GÖKÇEN
Loresimaa__
  • Reads 60,238,428
  • Votes 3,080,020
  • Parts 60
"Masalda da gerçekte de kalbi olmayan bütün kızların adı Gökçen'dir..." . . . Kapak: @birkadehsevgi- 🦋🖤
SOKAK NÖBETÇİLERİ by asliaarslan
SOKAK NÖBETÇİLERİ
asliaarslan
  • Reads 58,027,854
  • Votes 2,246,618
  • Parts 63
16 Mayıs 2021 güncellemesi: Bölüm yorumlarında fazlasıyla spoiler olabilir, eğer hoşlanmıyor ve keyif alarak okumak istiyorsanız yorumlara bakmayın. Bütün Sokak Nöbetçileri'nin gözleri benim üzerimdeydi, benim gözlerim ise onun turkuaz rengi gözlerinden ayrılmıyordu. Hepimiz yine bir amaç uğruna toplanmıştık. "Sokak çocuklarını her gördüğünüzde saçlarını okşayın," dediğimde gözlerim onun kumral saçlarına kaydı, alnına bir tutam saç düşmüştü ve her zamanki gibi dağınık, özensizdi. "Onları sevin, gülümseyin. Bir gün o çocukların büyüyeceğini ve karşınıza çıkacağını unutmayın." Hafifçe tebessüm ettiğimde canım hiç olmadığı kadar fazla yanıyordu. "Büyüdüm, büyüdün, büyüdük." Ona doğru bir adım attım ve başımı kaldırıp "Keşke hiç büyümeseydik," diye fısıldadım. "Keşke büyümeseydin. Keşke o sokaklara ait kalsaydık." Öfkeli değil, bıkkındı. Ruhsuz değil, tepkisizdi. Yalnız değil, kimsesizdi. "İçimi sokaklara çevirmenin bir yolu var mı?" diye sorduğunda sesinde ilk defa başkaldırı yoktu, vazgeçiş vardı. "Kendimi değil ama seni o sokaklarda yaşatıp gizlemek istiyorum."
FİRUZE by _Mehsa_
FİRUZE
_Mehsa_
  • Reads 413,717
  • Votes 21,456
  • Parts 17
𓇚𓇚𓇚 "Kaçma!" dedi Ezra yakarır gibi. " Bir kere de beni yakma, iki gözüm." Firuze kolunu kurtarmaya çalıştı. İzin vermedi Ezra. "Gitmem lazım." dedi Firuze titreyen bir sesle. Oysa sert çıkarmaya çalışmıştı sesini ama artık olmuyordu. Yıkılmıştı tüm duvarları, tutamıyordu bu enkazı. Bir kez daha gitmeye çalışınca Ezra'daki bütün ipler koptu. Şu Midyat hep sessizliğine mahkumdu ya! Sevdasını haykırınca göğe şimşekler çaktı sanki yer yüzünde. "Kahrolmayasıca! "dedi onu kollarına alarak. Bir kolu Firuze'nin ince belini sardı. Boşta kalan ise güzel gözlerini kaçırmasın diye Firuze'nin yüzünü kavradı. Bir kere daha isyanını haykırdı ona. "Kahrolmayasıca! Ben daha sana nasıl anlatayım seni sevdiğimi! " Firuze onun kollarında sarsıla sarsıla ağlamaya başladı ama Ezra bunu bile görmüyordu. "Senin sevdanı demire söyledim, boynunu büktü. Taşa fısıldadım, yükümden dağıldı. Şu dağa bağırsam yıkılır ama bir sen anlamadın Firuze!" Bir kere daha sarstı onu. Dudakları arasında sadece Firuze'nin göz yaşları, Ezra'nın ise haykırışları kadar bir mesafe vardı. Aşılsaydı bu uçurum, sönerdi belki bu hasret ama bir nefeslik bu mesafe kaybolmuş yıllar kadar uzundu işte. "Keşke kör kalsaydım!" dedi ona doğru." Keşke kör kalsaydım da senle kör olmasaydı şu gönlüm!" Firuze'nin gözlerine değdi gözleri. Ağladığını fark etti. O da yıkıldı karşısında. Saman alevi yandı sarı renginde. Söndü Firuze'nin kara gözlerinde. "Neden?" dedi yıllardır dilinin ucunda tuttuğu, boğazına düğüm ettiği soruyu sonunda sorarak. "Neden kaçıyorsun benden?" 𓇚𓇚𓇚 19.09
SANA UZAK YAKINLAR by halapenobiberi
SANA UZAK YAKINLAR
halapenobiberi
  • Reads 679,806
  • Votes 35,682
  • Parts 22
Koskoca dünyanın kendine kıyasla, küçücük bir mahallenin ismiydi Tanyeri. Kendi içinde büyük dertleri olan, onlarca insana ev sahipliği yapar ve ayrı ayrı korurdu her birini. Füsun, üniversiteyi bitirdikten sonra, evine artık mesleğini yapmaya hazır bir hemşire olarak dönmüş, senelerdir uzak kaldığı mahallenin içinde eski yerini bulmaya çalışıyordu. Korkut, onca senenin ardından annesine kavuştuğunda, beklemediği şeylerle sarsılacak, gerçeklerin ağırlığı altında ezilecekti. Onun mahalleye dönüşü ve bir fırtına edasıyla Füsun'un hayatını girişi neleri değiştirecekti? Peki ya Korkut, içine bulaştığı sorunlardan kurtulmaya çalışırken, bir de senelerdir içinde tuttukları ona ağır gelmeye başladığında neler olup bitecekti? Füsun'un yıllardır bildiğini zannettiği her şey, bambaşka gerçeklerle karşısına geçtiğinde, yaşananları nasıl karşılayacaktı? Tanyeri'nin küçük karmaşası herkesi kolları arasına çektiğinde, olacakları hiç kimse tahmin edemeyecekti. Mahallenin birbirlerine en uzak ama aynı zamanda en yakın olan iki sakini, kalplerinin karşısında kaldığında zaman nasıl bir yol izleyeceklerdi? • [V.XII.MMXXI]
KALBİMDEKİ YABANCI  by perahanim
KALBİMDEKİ YABANCI
perahanim
  • Reads 2,748
  • Votes 152
  • Parts 7
Vegas'daydım. Şeytan'ın şehrinde. Bir kitap yazmak için çıktığım yolda kendimi Vegas da bulurken benliğimi de Vegas da bulmuştum. Bir adam tanıdım. Gözleri mavi, ruhu karanlık. Kalbi kilitli bir adam. Gözlerine baktım. O gözlerde gördüklerim bugün bu kitabı var etti. Önce gözleri beni içine hapsetti. Sonra kalbi. Bir adım bile gitmek için adım atasım gelmedi. Bir adam sevdim. Hiç sevmediğim gibi. Bir adam tarafından sevildim. Hiç sevilmediğim gibi. Karanlıkla aydınlık. Karışırsa birbirine. Yıkılır duvarlar bir bir üzerlerine. ●○ Bu hikayedeki olaylar tamamen hayal ürünü olup gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi bulunmamaktadır. 09.04.23
Beyaz Konak by meksikaacmazi
Beyaz Konak
meksikaacmazi
  • Reads 804,043
  • Votes 60,911
  • Parts 110
"İntikam yolculuğuna çıkacaksan kendin için de bir mezar kaz." Parti ışıklarının sönmediği, topuk seslerinin eksik olmadığı ve kahkahaların hiç dinmediği bir cennetti Beyaz Konaklar. Adını sitenin zirvesine yapılmış, bembeyaz, görkemli konaktan alıyordu. Herkesin hayalini kurduğu ama her hayalini kuranın ya da parası olanın içine giremediği, İstanbul sosyetesinin görkemli dünyası.. Buzdağının görünmeyen kısmında ise bambaşka bir hayat yatıyordu. Yalanlar, yasaklar, entrikalar ve en yakınların bile birbirine ihaneti.. ama bunları kimse görmez, duymaz, duysa da inanmazdı. Çünkü burada entrikalar ışıklar söndükten sonra kapalı kapılar ardında yürür ve Beyaz Konaklar'da olan sadece Beyaz Konaklar'da kalırdı. Taa ki ardlarında bıraktıkları küçük kız çocuğu, intikam için geri dönene kadar... *** Bu hikaye tamamen hayal ürünü olup, gerçek kişi, kurum ve kuruluşlarla ilgisi bulunmamaktadır. • Gelişmeleri @beyazkonaklar instagram hesabından takip edebilirsiniz! • Yayınlanma Tarihi 24.06.2019
ATEŞKES | ASKIYA ALINMIŞTIR by halapenobiberi
ATEŞKES | ASKIYA ALINMIŞTIR
halapenobiberi
  • Reads 88,736
  • Votes 6,059
  • Parts 16
"Yalnız olmak zorunda değilsin, Veda. Bu süreçte tek başına olmana gerek yok." "Yalnız değilim ki," dedi Veda sesinin titremesini umursamayarak. Kaya fark ettiyse de yapacak bir şey yoktu. Sıcak parmaklar kendi elini nazikçe kavramışken, sevgiye olan ihtiyacı karnına ağırlık gibi oturdu. Bakışları ellerine kayınca yutkundu. Çekmek istemiyordu, bunun için hamle yapmadı. Hayatta seksten başka şeyler de vardı. Bunu biliyordu ama istemiyordu. İstemediğini sanıyordu. Kaya'yı yeniden görmek, her şeyin başa sarmasına neden olmuştu. Saçmalamaya devam ederken bakışları ellerinden çekilip odada dolandı. Yine de adamın gözlerine bakacak cesareti yoktu. "Yani Arhan var. Berkant var. Melda'yla Irmak var... Bir sürü arkadaşım var, bazıları yanımda değil ama onlar da hep yakınlarda yani..." "Bence sen onlardan bahsetmediğimi çok iyi biliyorsun Veda. Arkadaşlarından bahsetmiyorum.." "Ki-Kimden bahsediyorsun?" "Kendimden. Kendimden bahsediyorum..." • XXX.IX | texting içerir ama tam da texting değildir. ilk birkaç bölüm tamamen texting, kalanı ise ara ara texting içerecek genel kurgudur. Uyarı: Kitapta cinsel içerik, küfür vb. unsurlar filtresiz olarak yazılmaktadır. Başlayan herkesin bunu dikkate alması rica olunur.
SAHTE DOKUZ by merkeztandem
SAHTE DOKUZ
merkeztandem
  • Reads 11,006,094
  • Votes 611,483
  • Parts 64
Sosyal medya hesabı üzerinden futbol yorumculuğu yapan ve hayli popüler olan Dila Aral, kullandığı rumuz dolayısıyla herkes tarafından erkek zannedilmektedir. Mesaj kutusuna düşen bir fotoğraf ve ardından katıldığı olaylı canlı yayın sonrası hayatı tamamen değişir. Sosyal medyada yerin dibine soktuğu yetenekli futbolcu Barış Akdora'yla 6 ay boyunca çalışmak zorunda bırakıldığında ikilinin arasında dinamikler değişir ve güç savaşı başlar. Beraber çalışmayı öğrenebilecekler midir?
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK
bosverdilan
  • Reads 8,977,896
  • Votes 528,588
  • Parts 83
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.
İS KOKAN ZEYTİN AĞACI by sulisindunyasi
İS KOKAN ZEYTİN AĞACI
sulisindunyasi
  • Reads 2,446,461
  • Votes 217,886
  • Parts 42
"Benim topraklarımda ölmek için özel bir nedene gerek yok." Mihra Elnurova, Türkiye'nin güneyinde yer alan, ufak bir Türkmen ülkesi olan Karahan'da yaşamaktadır. Sıcacık bir ailede büyüyen Mihra, hayatın sert ve acımasız yüzüyle henüz tanışmamıştır. Ta ki ülkesinde baş gösteren iç savaşa kadar. Ülkenin çeşitli bölgelerinden ayaklanma, silahlanma haberleri gelirken hiçbir sorun olmadığına inanarak yaşayan genç kız, bir sabah bulundukları kasabaya ülkesini ve kendi topraklarını korumak için Türkiye'den askerlerin gönderildiğini öğrenir. Bu askerlerin arasında hayatının aşkının da olacağından bihaberdir. Yağmurlu bir günde şarkı söyleyip kendi kendine eğlenirken çitlerin arkasından kendini izleyen Türk askeri Yusuf Agâh Demiral'ı görünce Mihra'nın kalbi o zamana dek hiç atmadığı kadar kuvvetli atmaya başlar.