"Sadece arkanı dön ve topu at. Kime gelirse o."
"Ya bir erkeğe gelirse?"
"O zaman baştan atarsın."
"Bu saçmalık." dedim gülerek.
"Hadi ama Harry, yoksa korkuyor musun?"
"Hayır, sadece.. her neyse. Umarım güzel bir kıza gelir."
Maggie Goldberg, yatılı okulda kalıyordu ve okulda sadece bir tane erkek öğrenci vardı;
Müdürün yeğeni, Harry Styles.
Tüm kızların gözü onun üstünde. Bütün kızlar ona hasta oluyor, ama o, onu ayartmaya çalışan kızlardan değil, onunla ilgilenmeyen kızlardan hoşlanıyor.
Onunla ilgilenmeyen kızların içinde Maggie'de var. Ve Maggie ona sataştığında birbirilerine yapacakları hakkında zerre kadar tahminleri yoktu.
"Sunshine and rain make a beautiful thing."
"Güneş ışığı ve yağmur güzel bir şey yapar."
Gözlerinin ışıltısı bitmek bilmeyen bir özlemle, elanın en hoş tonunu aldığında, kusursuz kirpiklerini kırpıştırdı...
***
"Tanrım..." diye mırıldandı.
Gözlerini bir şeylerden kaçırıyormuş gibi kırpıştırırken sözlerine devam etti : "Bu içtiğim bilmem kaçıncı martininin ve viskinin etkisi değil mi...Biraz sonra gözlerimi açacağım ve sen gitmiş olacaksın. Bende seninle sevişirkenki rüyalarımın içine hapsolacağım. Yine.Yeniden mahvolacağım. Tanrım neden..? Neden bana acı çektiriyorsun... Günahkar olduğumu biliyorum ama bunu yapmak yerine beni öldürüp cehennemine tıksan daha az acı çekerim. Lütfen..."
Gözlerini hafifçe kapattı ve derin derin iç çekerken, sağ eliyle karamsar renklerin en umutlusu olan siyah saçlarını karıştırdı. Şaşkınlıkla sözlerini bilinç altımda kontrol ediyordum. Benimle sevişirkenki rüyaları mı ? Benimle rüyalarda mı sevişiyordu ? Tanrım bu... Sapıkçaydı. Aslına bakarsan "sevişmek" kelimesi bile sapıkçaydı. Her neyse.
İki grup düşünün.
Birbirlerinden nefret eden iki ünlü grup.
Her zaman birbirlerine laf sokan, katıldıkları programlarda birbirlerini kötüleyen iki grup.
Kim bilir belki bir gün bu nefretleri aşka dönüşür...
One Direction vs. The Angels.