En 2
7 stories
ESARET   by LaleSarhan
LaleSarhan
  • WpView
    Reads 6,177,829
  • WpVote
    Votes 259,386
  • WpPart
    Parts 99
Ruhsuz bir adamla evlendim. Ruhsuz, duygusuz, gaddar, kaba ve insanlıktan yoksun bir adam... Artık Karahan konağında o ruhsuz adamla bir ömür geçireceğim. Ben beyaz gelinlikle annemin evinden çıkarken herkesin gördüğü gelinlik değildi, üzerimdeki... Kefenimdi... O gelinlik üzerimden çıktı ama kimsenin görmediği kefenim hâlâ üzerimde. Kimse görmese de ben görüyorum. Ben her gün öldüğümü sanırken, aslında o adamı gördüğüm gün öldüm ama bilemedim. Ben kim miyim? Hande İnanoğlu. Kerem Karahan'la evli, hayatı cehennemden daha cehennem sıradan biri... Çok sevdiğim arkadaşım Zehra'mın katkılarıyla.. Sonsuz teşekkürler NOT: TÖRE HİKAYESİ DEĞİLDİR!
GAYYA KUYUSU by eresbos_ate
eresbos_ate
  • WpView
    Reads 275,617
  • WpVote
    Votes 2,511
  • WpPart
    Parts 4
Yirmi birinci yüzyılda iken doktordum, şimdi ise bulunduğum bu yüzyılda da şifacı olmuştum. Peki ya, ben buraya nasıl gelmiştim? YAZAR NOTU; BU HİKAYE TAMAMEN HAYAL GÜCÜMÜN VASITASI İLE OLUŞMUŞTUR, GERÇEK TARİH İLE BİR İLGİSİ BULUNMAMAKTADIR. AYRICA HİKAYE, TARİHİ BİR KURGU OLMASININ YANINDA FANTASTİK ÖĞELER DE İÇERMEKTEDİR. ******* 🔥 Tüm hakları @eresbos_ate' ye aittir. Çalınması ya da kopyalanması durumunda gereken işlemler yapılacaktır.🔥
AMADE by sokratesdiyorki
sokratesdiyorki
  • WpView
    Reads 1,579,772
  • WpVote
    Votes 55,780
  • WpPart
    Parts 33
Aşkın hiç bu kadar acıtacağını düşünmemiştim. ° Küçücük gördüğü kıza amade olan adamın hikayesi. ° Bir kelebek kondu gönlüme. Usulca kendini hiç belli etmeden. Bir kelebek kondu gönlüme. Kelebeklerin ömrü kısa değil miydi? Neden yıllardır yaşıyordu, hatta çoğalıyordu o kelebek gönlümde? Bir kelebek kondu gönlüme ve sen adam o kelebeğin kanatlarını kırdın. Hiç acımadan.
VİRANE by GlFrat
GlFrat
  • WpView
    Reads 71,604
  • WpVote
    Votes 2,390
  • WpPart
    Parts 14
Karanlıkların diline pelesenk ettiği acılarla boğuşan Leyal, bir nefes daha çekebilmek için yaklaştı uçurum kenarına. Ona ölüm en yakışacak tondu belki de. Arkasında bırakacak kimsesi olmayan,herkes tarafından bırakılmış bir küçük kızdan ibaretti. Ruhu ayaklarının önüne fütursuzca atılmış,boğazındaki yağlı ilkmek çoktan çekilmişti. Ona ait olan tek şey bedeniydi. Uçurumun dibinden çöktü ve ayaklarını aşağıya doğru sarkıttı. "Atlamayı düşünüyor musun?" dedi Barut arkasından. Arabanın kaputuna yaslanmış,kızın her hareketini kehribar hareleri dikkatle kontrol ediyordu. Leyal sarsıldı ilk baş. Sonra omuzlarını silkti. Endişesizce. Ne olurdu ki şimdi atlasa. Kim ağlardı ya da kim üzülürdü arkasından. Toprağa karışmış babası mı,yoksa üvey babasımı. Ya da koynunda kabuslarına veda ettiği bu adam mı? "Bilmiyorum. " dedi. Aslında gerçekten ölmek istiyordu. Artık bu yükler omuzlarını acıtıyordu. Bir an önce kurtulsaydı. Cesedi bir mezara konmasa da olurdu. Kim ziyaretine gelirdi ki? Barut saatine göz attıktan sonra ellerini göğsünde birleştirdi ve iç çekti. Sonra o hiç bir duygu barındırmayan sesini,dağları titretecek,uçurumları yıkacak kadar güçlü çıkardı. "Beş dakikan var. Kararını ver. Beş dakika dolduğunda ölmek istesen de buna izin vermeyeceğim. " dedi ve derin bir nefes alıp devam etti. "Beş dakika sonra seni kollarımın arasına aldığımda , bu gece yine koynumda uyuduğunda,yeni bir sabaha uyanacaksın. Ve kız çocuğu,kollarımın arasında parçalanacak olsanda...gidemeyeceksin. " Yayınlanma tarihi 15.03.2017