Tamamlanmış okunacak kitaplar
39 stories
KIRMIZI GÜLLER ÇABUK SOLAR by ceyzabel
ceyzabel
  • WpView
    Reads 875,114
  • WpVote
    Votes 63,662
  • WpPart
    Parts 54
"Ve unutma Zümrüt; tüm çiçekler yavaş yavaş, kırmızı güller çabuk solar." *** 1980 yılının Mayıs ayında, Dilektaşı Mahallesi'ndeki aylardır boş olan daireye genç bir adam taşındı. Tek başınaydı, bir karısı veya çocukları yoktu. Kimseyle konuşmazdı ve soğuk çehresi, tenindeki yanığa benzer farklı renkte izleri, şüpheli hareketleri nedeniyle kimsenin de onunla konuşmaya niyeti pek yoktu. Mahalleli, bu suskun ve gizemli adamın dönemin şartlarını da göz önünde bulundurarak bir Amerikan ajanı olduğuna karar vermişti ve adama kendi aralarında 'Dilsiz Ajan' diye sesleniyorlardı. Zümrüt Ayten Özsoy ise henüz yirmisine yeni basmıştı. Altı çocuklu bir ailenin ikinci çocuğuydu. Hayat hakkında bilgisi bu aileyle ve bu mahalleyle sınırlıydı. Liseyi yarıda bırakmak zorunda kalmıştı, hayata en büyük kızgınlığı da buydu. Hayallerini baltalayan şey yoksulluk ve yoksulluğunun sebebi ise başlarındaki sorumsuz babalarıydı. Çoğunlukla bu kalabalık mahallenin cıvıltısında ömrünün çürüyeceğini ve ailesine rağmen yapayalnız öleceğini düşünürdü. Onun için hayat, ışıltılı bir oyun sahnesiydi ve bu sahne, akşam babası eve geldikten sonra perdelerini kapatarak karanlığa bürünürdü. Ve bir gün Dilsiz Ajan nihayet konuştu. Zümrüt Ayten Özsoy ise hayallerine çok yakın olduğunun henüz farkında değildi. (30.03.2021)
GÖZYAŞIM by DilekDmrtsch
DilekDmrtsch
  • WpView
    Reads 1,573,074
  • WpVote
    Votes 61,789
  • WpPart
    Parts 62
Şimdi hiç bilmediğim bir şehrin, hiç bilmediğim bir sokağındayım... Yanlız mıyım? Tabiki de "Hayır"... Sensizliğim ve tıklım tıklım yalnızlığım benimle... Sen peki? Sende bensiz misin ? Yoksa aklından bile geçmeyen bir geçmişin miyim senin için ? Senin bir kere yolun benden geçerken, benim bütün yollarım sana çıkıyordu.... Nerede olduğum pek önemli değil ... Aklımda senin olduğun bir yerde, sensizlikleyim.... ☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆ Hikayemin kullanım, paylaşım ve çoğaltma hakkı yanlızca bana aittir. Bu durum noter tarafından da onaylı olup, benim bilgim dışında çoğaltılması, yayınlanması ve yazarı belirtilmeden alıntı yapılması yasaktır. Bu kuralların ihlal edilmesi durumunda, ihlal eden kişi yada kişiler hakkında kanuni yollardan işlemlerin başlatılacağı duyurulur. İlk yayın tarihi: 02.04.2015
Arıza tespit by BookGanstas
BookGanstas
  • WpView
    Reads 1,059,118
  • WpVote
    Votes 55,938
  • WpPart
    Parts 70
Gümüş rengindeki gözleri beni ilgiyle süzerken, "Neden tamircilik?" diye bir soru yöneltti. Birkaç saniye ölçercesine beklentili bakışlarına karşılık verdikten sonra, "Seni zerre ilgilendirmez," dedim sadece. Zaten benden daha iyi bir cevap beklemiyormuşçasına göz devirirken, "Normal bir kız neden tamirci olur ki?" diye sorgulamaya devam etti. Ben ağzımı açıp cevap vermeye yeltenmeyince, "Gerçi pardon normal bir kız dedim, ki sen o kategoriye girmediğine göre, tamirci de olabilirsin," dedi adeta meydan okurcasına. Gözlerimi küçümsercesine kısarken, "Sağ ol, onayını alınca çok mutlu oldum," dedim bıkkın bir alayla. Kendini zerre bozmamasının yani sıra eğlenircesine bir tavırla, "Peki neden bu kadar asabisin?" derken dudaklarında kibirli bir tebessüm oynuyordu. Sinirle dişlerimi birbirine basıp en kötü bakışlarımı yöneltirken, "Beni cinnetin eşiğine getirdiğin için olabilir mi?" desem de ters cevaplarım onu hiç etkilemiyordu. "Akümü neden çaldın?"
BUZ YANIĞI by EsranurOzer
EsranurOzer
  • WpView
    Reads 2,834,612
  • WpVote
    Votes 139,044
  • WpPart
    Parts 83
"SENİN DERDİN NE?" diyerek bağırdım karşımda beni sinir eden adama, ağlamamak için kendimle mücadele veriyordum. Ama nafile bir mücadele olmuştu. Çünkü, gözyaşlarım yine bana ihanet ederek, yanaklarımdan aşağıya süzülüyordu. Arkası dönük olan Melih, bir hışımla bana döndü ve "Ne dedin tekrarlasana" dedi. Sağ dudağı yukarıya doğru kıvrılmış, ela gözlerinde küçümseyici bir bakış vardı. "Senin derdin ne?dedim." dişlerimin arasından. aslında avaz avaz bağırmak istiyordum, ama sadece sinirden dişlerimi sıkmakla yetinmek zorunda kaldım. " Ben senin kölen değilim... Bana emirler yağdırıp durma. " Oldukça öfkeliydim ve ağzımdan çıkanı kulaklarımın duymasını isteyecek hiç değildim. Melih, hızlı adımlarla aramızdaki mesafeyi kapattı. "Ahu, hep unutuyorsun... Ben sana istediğim gibi davranırım." Ela gözleri, en koyu rengini almış tehlikeliyim diye bas bas bağırıyordu. "Davranamazsın" dedim. Cılız ve kısık bir sesle, cevap vermedi. Gözleriyle, gözlerimi işgal etmeye devam etti. Arkasını dönüp çıkışa doğru ilerledi. Nereden geldiğini bilmediğim bir cesaretle; "ASLA SENİN İÇİN GÜLMEYECEĞİM! YÜZÜMDE ASLA SANA AİT BİR GÜLÜMSEME OLMAYACAK!" diyerek haykırdım.Melih, olduğu yerde bir süre durdu. Bir anda bana dönüp, ateş saçan ela gözlerini, kahve gözlerime dikti. "Ben, bencil bir adamım Ahu. Benim için asla gülmeyecek bir kadının... Gözyaşlarını bile istiyorum." Ölüm kokan bir ses tonuyla "GÖZYAŞLARI BİLE SADECE BANA AİT OLSUN İSTİYORUM."
KAÇAK & KAÇIK | TAMAMLANDI  by Kubragnccc
Kubragnccc
  • WpView
    Reads 351,266
  • WpVote
    Votes 26,890
  • WpPart
    Parts 43
Lacivert ve gri... Farklı kalemlere ait, birbirlerinin zıttı iki mürekkebin rengi. Bu renkler kader adı verilen defterde çakışıp birbirlerine karışmışlardı, ansızın ve habersizce. Artık ikisi de bir olup farklı iki hayatı değil, aynı hayatın satırlarında dans etmeye; kelimeleri ilmek ilmek işlemeye başlamışlardı. Baskınlıkları akrebin ilerleyişine göre değişen iki rengin hikâyesini okumaya hazır mısınız? Onlar ara renklerdi. Onlar arafın rengiydi. Onlar birdi. Onlar hiçti. Ve hiçliğe karışıp sayfalarda yok olma yolculuğunda birbirlerinin kader ortaklarıydılar. Haydi, sayfaları çevirin ve kelimelerin birbirleriyle valsını izlemeye başlayın. K&K
GÜNLÜK ... by phaselis70
phaselis70
  • WpView
    Reads 36,762
  • WpVote
    Votes 2,126
  • WpPart
    Parts 14
"Gitme desem." "Kalamayacağımı biliyorsun. Beni en iyi sen tanıyorsun. Kalırsam sevdiğin erkek olmaktan çıkacağım. Bununla yaşayamam." "Döndüğünde bize ne olacak dersin? Birbirimizi şimdiki gibi sevebilecek miyiz yine?" "Bildiğim tek şey var. Ben seni şimdikinden daha çok seviyor olacağım." "Ben de, ben de seni." "Eğer dönmezsem, dönemezsem "Söyleme. Hiçbir şey söyleme. Ben bekleyeceğim." "Bak, yıldız kaydı. Bir dilek tut." "Tuttum. Her yıldız kaymasında aynı dileği tutacağım." "Şimdi bana söz vermeni istiyorum. Dönemezsem kaldığın yerden devam edeceksin hayatına." "Yapamam. Bunun için söz isteme benden. Yapamam, o kadar güçlü değilim." "Yapabilirsin ve benim için yapacaksın. Kaldığın yerden devam edeceksin hayatına. Söz ver." "Bu bir veda mı? Bir şey eksik sözlerinde." "Ben sana asla veda etmem, sadece iyi olmanı istiyorum." "Ama..." "Sus! Bir kitapta okumuştum. Hayata gözlerimizi açtığımız anda bir melek elini uzatıp işaret parmağını tam ağzımızın üstüne koyarmış: 'Sus, olur mu? Hiçbir şey söyleme!'dermiş. İşte her insanın dudağı üzerinde bulunan çukurluğun nedeni buymuş. O yüzden sus. Dudaklarından değil kalbinden geçenleri görmek yetiyor bana. Sana da yetmeli benim kalbimden geçenler." Bu onların son konuşmasıydı. Sonbahar, en sert rüzgarlarıyla kilit vurdu gönül kapılarına. Sadece yıldızların tanıklık ettiği, gökyüzünün görkemli parlaklığının mührü altında kilitlenen aşkın son demiydi bu. Rüzgar ters yönden esmiş, birini gökyüzünün parlak yıldızları arasına diğerini yeryüzünün bilinmezliklerine savurmuştu. Geride yetim kalmış bir aşk ve gökyüzüne takılmış bir yıldız kaldı.Bir de kendine düşman fısıltılar.
POBEDA by oliveandturtle
oliveandturtle
  • WpView
    Reads 455,764
  • WpVote
    Votes 39,980
  • WpPart
    Parts 47
İpek ve Atlas. İki ünlü dağcı, sıkı dost, hayata ve kadere ortak iki babanın çocukları. Sekiz yıl önce; dünyanın en zorlu 7000'liği kabul edilen Pobeda dağı tırmanışı İpek'in babasını hayattan aldığında, küçük kız henüz on yaşındaydı. Yıllar sonra edindiği bir bilgi, İpek'in ve annesinin hayatını alt üst edecekti. O gün o zorlu zirve yolunda yaşananların ardındaki gerçek neydi? İpek şimdi bu cevabı Atlas'tan almaya geliyordu. Derler ki, hayatta kalanın vicdani yükü ağırdır. Atlas'ınki kendi hayatı kadar ağırdı. (Bazı bölümler yetişkin içerik barındırmaktadır.) Başlangıç tarihi: 09.03.2018
MİM by cigdemgah
cigdemgah
  • WpView
    Reads 1,128,468
  • WpVote
    Votes 75,448
  • WpPart
    Parts 54
Sıradan bir hayatı olan Feza, üniversitede öğrencisidir aynı zamanda bir hastanede de danışman olarak çalışmaktadır. Tek gayesi kendisinden beklenildiği gibi bir an önce okulunu bitirip abisinin yanına yurtdışına yerleşmektir. Ama staj yaptığı doktorun hasta kayıtlarının ifşa edilmesi ile suçlanır ve okuldan uzaklaştırma cezası alır. Bu bir yıllık kayıp planlarını ertelemesine neden olur. Bir de üstüne okuldan bir arkadaşının hastane masraflarını ödemesi gereken bir fatura ortaya çıkmıştır ve paraya ihtiyacı vardır. Karanlık bir dünyada yetişmiş olan Talha Bahremoğlu, sıradan bir insan değildir ama mafya da değildir. Hayatta önem verdiği tek şey diyaliz hastası olan kız kardeşi Leyla'dır. Leyla'nın mutluluğu ve güvenliği için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Bir gün Leyla, diyaliz için gittiği hastanede Feza'nın kaybettiği defterini bulur. İçinde, Leyla'nın solmakta olan kalbine ışık tutan satırlar yazmaktadır. Böylece Leyla, Talha'dan defterin sahibini bulmasını ister. Talha, Feza'yı bulur ve onu Leyla'nın yanında tutmak için elinden gelen her şeyi yapar. . . . 2017
MÜMTENİ  by melektugceeee
melektugceeee
  • WpView
    Reads 1,534,469
  • WpVote
    Votes 77,438
  • WpPart
    Parts 49
Birlikte büyüdü onlar... Fakat büyüdükçe değişti birinin hisleri. Arkadaşlık değildi bu içindeki, sevdi Hafsa. İçin için, gizli gizli sevdi Fatih'i. Kimi zaman diline kadar taştı aşkı, ama her seferinde zorlukla yuttu. Zira konuşsa Fatih yüzüne bakmazdı. Peki Fatih öğrense gerçekten yüzüne bakmaz mıydı? 🍃 Öte yandan ikisinin de en yakın arkadaşları olan Esra ve Yiğit... Deli dolu, biraz da çılgın İstanbul'lu Esra ve arsızlaşan çağa ayak uydurmamakta kararlı, eski kafalı olmaktan fazlaca memnun olan Urfa'lı Yiğit.. Ya kader bu iki zıt karakteri devamlı yan yana getirirse? Nereye kadar karşı koyabilecekler hislerine? MÜMTENİ Yanlış anlaşılmalar, öfkeyle söylenen laflar ve tek tek kırılan umutlar... 🌾 Bu isimde yayınlanan ilk kitaptır. Tüm hakları bana aittir!
Çile by noktavirgul
noktavirgul
  • WpView
    Reads 308,372
  • WpVote
    Votes 21,900
  • WpPart
    Parts 32
-TAMAMLANDI- Ellerini öpüyorum ve yavaşça bornozunu omuzlarından sıyırıyorum. Beklediğim gibi bir göğsü yok. Sol göğsünün olması gereken yerde bir yara izi var.... Karşımda kanseri yenmiş genç bir kadın var. Yaşadıklarını yok saymak onun için ne çok zor olmuştur. O tir tir titrerken gözlerimin dolmasına engel olamıyorum. Yavaşça eğiliyorum... kalbinin üzerine yanan dudaklarımı bastırıyorum. Önce irkiliyor sonra ne yaptığımı anlayınca tekrar ağlamaya başlıyor. Yeniden bir öpücük konduruyorum. Sonra bi tane daha... Yarasından öpüyorum onu. Utandığı noksanını seviyorum. Ruhunu iyileştirmeye bu noktadan başlamalıymışım belki de... Hıçkırarak ağlamaya başlıyor, başını alıp göğsüme bastırıyorum, bana sımsıkı sarılıyor. "Benim de şimdi canım yandı Nurefşan.... Sen göğsün için ağlıyorsun ama ben... benim kalbimi söküp aldılar sanki. Senin ne acılara katlandığını düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyorum. "