Gözlerinizi açtığınızda yıkılmış bir evde uyanacaksınız. Tek çıkış yolunuz yerin altı olacak. Kendinizi bulduğunuz çıkış noktası her bir yanı kameralarla çevrili, her yeri izlenen bir plato. Tek amacınız ise alandaki ipuçlarını takip edip evinizi bulmak. Tüm yarışmacılar evlerini bulduğu an, kazanan belirlenmiş olacak. Öyleyse, sizi kaybetmemizi ister misiniz?

Eski bir akıl hastanesi, birbirini daha önce görmemiş 10 genç, gizemli notlar ve 1 katil... Bu onların savaşı, ruhları bedenlerinden acımasızca çıkartılıp işgence çektirilen 10 gencin... ve unutmayın... "Yıldızlara bakabiliyorsanız hâlâ umut vardır" ~ Eğer bir gün kitap olma gibi hir ihtimali olursa bölümleri en baştan ve daha detaylı yazacağım <3 Tanıtım filmi vardır izleyip konuyu daha net öğrenebilirsiniz♡

Nice ölüler, nice ölümler gördüm. Çoğu çığlık çığlığa son bulurken, pek azı sessizce olup bitti. Bazılarının ruhu bedenden ayrılıp gökyüzüne süzüldü. Kimininse ruhu yaşayan bedeninde can verdi. Gördüğüm ilk ölüm değildi bu. Sonuncusu ise hiç değildi. Yine de asla unutamayacağım bir ölümdü. Ben hayatın bir rehiniydim. Yaşıyordum çünkü ölemiyordum. Onunla ise aynı yönde yürürdük ve sonsuzluk hakkında konuşurduk. Ama burası bizim sonumuz oldu. Sadece birbirimizi yıktık. Aynı rüyayı gördüğümüzü sanıyordum ama bu rüya sadece bir rüya olarak kaldı. Oyunumuzun sonunda ayrılık vardı ve yalanlarla doluydu. Ödediğimiz bedel buydu.

Aslı yıllar önce acılarla terk ettiği şehri, güçlü bir şekilde tekrar ayak basar. Ancak işler her zamankinden daha karmaşık, daha can alıcı hale gelmiştir. Yüzleştiği gerçekler, onu bu şehirde kalmaya zorlar...