T'de bulduklarım 30.01.2021
5 stories
SOĞUKSU: Karanlık Şehir & Kralların Savaşı by lisabrwns
SOĞUKSU: Karanlık Şehir & Kralların Savaşı
lisabrwns
  • Reads 116,816
  • Votes 7,935
  • Parts 45
• Wattys2018 Büyük Buluşlar Kazananı "Ben bu gece, şeytanın peşindeki gözlerimi kapatacağım soğuk bir güneşe. İçimde yanan ateşin kül ettiği duyguları tekrardan canlandırabilmek için." ❄️ Yüzyıllar öncesinden kalan davayı çözmeleri için Soğuksu şehrine savaşmak için gönderilen, Cadılar Konseyi'nin soyundan gelen beş genç erkek cadı, tıpkı ismi gibi soğuk, ıssız ve tehlikeli şehre vardıklarında hiç beklemedikleri olaylarla karşılaşırlar. Bu sırada babasının ölümünün ardından yas tutan Nehir'le ve bir süredir özel güçlere sahip olduğunu keşfeden fakat bunu en yakın arkadaşından başka hiç kimseye söyleyemeyen Naz ile yolları kesişecektir. İstemsizce kurulan güçlü bağların ardından, soru işaretlerini çözmek için tarihe gömülmüş sırları hep beraber ortaya çıkartmak zorunda kalırlar. Aşkın, arkadaşlığın, maceranın ve doğaüstü güçlerin tavan yaptığı bu hikâyeyi okurken, siz de tir tir titreyeceksiniz! [Bu hikâye 2015 Haziran ayında yazılmaya başlanmış ve 2017 Mart ayında ilk bölümü yayımlanmıştır.] Cover by @Wbrunette
KÖREBE by emirhanbikec
KÖREBE
emirhanbikec
  • Reads 35,031
  • Votes 4,318
  • Parts 17
Karanlık olduğunu sandığı bir hayatın içine derin bir karanlık çöktüren adamı tanıdığı gün, aslında kendi geçmişiyle tanıştığı gündü. O adamı tenine kabul ettiği gün, aslında güçlü bir intikamı tenine kazıdığı gündü. Onu sevmeye başladığı gün, kendinden nefret etmeye başladığı gündü. Bir ölüm. Bir kolye. Ölümü önceden gören bir kız. Ölümü yaklaşan her canı ait olduğu bedenden söken bir adam. Ve gerçekleşecek ölümlerle daha da imkansızlaşacak bir aşk. "Eğer hayat bir körebe oyunuysa, ben o oyunda gözleri bağlanan katilim ve etrafımda kurbanlarım. Şimdi hasat zamanı, dolanacak her birinin boğazına parmaklarım."
Rivayetler Mahzeni. by Melisagnnc
Rivayetler Mahzeni.
Melisagnnc
  • Reads 1,617,688
  • Votes 96,484
  • Parts 37
O gece bir sır düştü okyanusa, sır çarptı kayalıklara, kayalık ezdi büsbütün her şeyi ve sonra her şey esrarengiz bir şekilde başladı. O gece zihninden tüm benliği bir kalemle silip atıldı, ne geçmişine dair ne de kendisine dair hiçbir şey hatırlamıyordu. O gece derin bir bataklığı andıran adam geldi ve onu geleceğinden tutup geçmişe sürükledi, sürükledikçe karanlık bir boşluğun içinde sallandı. Sonra... Sonra, Derin bir tutku yılan gibi sarıldı bedenlerine. İç içe geçmiş bir zincir gibi ne kopabildiler ne de bir bütün olarak paslanmadan kalabildiler işte bu onların arasındaki âşkın basit bir betimlemesiydi. "Cinnetimin içindeki akıl hastanemsin sen benim." ❄⛓
NOVA by lalersoy
NOVA
lalersoy
  • Reads 2,015,495
  • Votes 33,872
  • Parts 11
Gezgin Kuzel, yurt edindiği bir kenar mahalle entrikasının merkezinde, bizzat kendisi, kendi için tasarladığı kalıpların içerisinde yaşayan genç bir kızdır. Tecrübeli bir rotaya, hayatı boyunca onu yalnız bırakmayan dostlara, dikenli bir maziye ve kuşlara sahiptir. Geçmişinden kopamayan yanı, iradesini bir örümcek ağı gibi saran korkularının arasında, onu yıllarca havasız bırakarak yetiştirmiştir. Bir gece yarısı üst kademeden dört yabancı adamın hayatına dahil oluşuyla sonu görünmeyen bir dehlizin methalinde bulur kendini. Gezgin Kuzel'in bu kısımda bildiği ve aynı zamanda bilmediği bir şey vardır. Bildiği, bu dehlizin onun başlangıcı olmayan bir sonu olacağıdır. Bilmediği ise, bu dehlizin uzun yıllar önce esasen onun için inşa edildiğidir. ©
103 GÜN by fundaygoodday
103 GÜN
fundaygoodday
  • Reads 125,433
  • Votes 9,769
  • Parts 39
07.04.2020 Geçmişi ardımda bırakıp önümü döndüğümde bile karşıma geçmişim çıkıyordu. Tüm yönlerim artık birbirine karışıyordu ve ben doğru yönün neresi olduğuna bir türlü karar veremiyordum. Etrafımda bir fırtına vardı. Beni oradan oraya savurup gücümü azaltıyordu. Bir sokağın ortasında gece göğsümün üstüne çökmüşken rüzgâr yüzüme çarpıyordu. Yan yana dizili evlerin bazılarının ışıkları açıktı. Sokakta evler, arabalar varken bile sokak terk edilmiş gibi duruyordu. Gece sokağın üzerinden çekilmişti ama güneş bu sokağı çok önceden terk etmişti. Karanlık hep buradaydı. Karanlık benim olduğum yeri esir alırdı. Gözlerime bakmazdı, gözlerimi hapsederdi. Kulaklarımı tıkamazdı, sesleri duymamı isterdi. Elimi ve kollarımı bağlamazdı; hareket edip bir yerlere çarpmamı keyifle izlerdi. Karanlık her zaman o adamın bedenine bürünürdü. Bana bakar, beni görür, beni arar ve beni her zaman bulurdu. Konu o oldukça dünya gerçekten de küçülürdü. Tüm ihtimaller yanar, yok olur ve onun kötülükleriyle tekrardan var olurdu. Sanki beni herkesin gördüğü bir yerde öldürse, dudaklarından adım nefretle dökülse, ellerinde kanım olsa ve gözlerinde nefes alırkenki son görüntüm belirse bile bir şekilde herkesi, kendisinin masum olduğuna inandırabilirdi. Ölmekten korkarken, bir ihtimal uğruna her şeyi hiçe sayarken, o kadar kötülüğün içinde onu tanıdım. Bana gülümsedi, beni gülümsetti, bana sarıldı ve göğsünde uyumama izin verdi. Uykularımı kaçıran korkularımın içinde bana uyumayı öğretti. Kötü olma ihtimalini her yüzüne vurduğumda beni anlayışla karşıladı. Tenim tenine değdi, benden alınan birkaç saati avuçlarımın içine koydu ve elleriyle ellerimi korudu. Cümleler dudaklarımdan dökülemedi ama o gözlerini kapatıp beni hep dinledi. ⌛ Tüm hakları saklıdır.