Fantastik
3 stories
KARANLIK SIRLAR (KİTAP OLDU!) by Nisasyx
Nisasyx
  • WpView
    Reads 813,834
  • WpVote
    Votes 49,231
  • WpPart
    Parts 97
Kendisini tamamen dansa adamış bir kız Sima Kaya... Okulun popüler çocuğu kızların dilinden düşmeyen Uzay Keskin... Sırlarla dolu kimsenin asla çözemediği Karan... Sima senelerini verdiği erkek arkadaşı Uzay'ın onu yıllardır aptal yerine koyduğunu öğrendiği gün üç senesini çöpe atar ve ilişkisine bir noktayı koyar. İçindeki acıyı öfkesinden hissedemeyecek kadar hırslanan Sima hayatının dönüm noktasında olduğunun farkında değildir. Küçük bir kaza... Hayatının tamamen değiştiren kaza... 'Arkadan gelen gür sesle önümdeki oğlan omzuma sertçe çarparak koşmaya başlamıştı. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken dört kişiden oluşan genç çete peşinden koşarak gözden kayboldular.' O zamanın ertesi günü seçmeler vardı ve okula girdiğinden beri içindeki tuhaf hisse engel olamıyordu. Dokuz yaşından beri hayali olan dans için okulda düzenlenen bir yarışmaya katılmıştı. Her şey o gün başlamıştı. Arkasından geçen rüzgara yavaşça dönüp korkuyla etrafına baktı. Kimseler yoktu. Herkes kendi halinde okulun koridorunda sohbet ediyordu. "Sima ne oldu?" "H-Hiç... Sadece biraz ürperdim." Ürpermek değildi bu. Arkasından geçen her neyse kalbinin ritmini deli gibi yükseltmesine sebep olmuştu. O an... Seçmelerden çıkan genç kız sonuçların açıklanmasına son on dakika kala koridorda gördüğü gölgeyle gösteri odasından okulun koridoruna çıktı. İçindeki ürperti her saniye artarken dörtlü duvarın arkasından bir inleme duydu. İliklerine kadar hissettiği o korkuyla titrek adımlarını oraya yönlendirdi. Duvarı dönmeden önce derin bir nefes alıp gözlerini bir kaç saniyeliğine kapattı. Bir cesaretle duvarı döndüğünde gördüğü şey karşısında adeta dilini yutmuştu. İşte o an Sima'nın savaşı başlamıştı. Aslında o an her şey başlamıştı... Fantastik #1 Vampir #1 ~05.01.2021~ BÖLÜMLER YENİDEN YÜK
GÜZ DANSI by Limaei
Limaei
  • WpView
    Reads 637,760
  • WpVote
    Votes 84,677
  • WpPart
    Parts 54
❝Dansımız müzikle değil, bıçaklarla olur. Dansçı ne kadar zarifse bir o kadar da ölümcüldür.❞ Karanlığın ve ışığın büyüsünün hüküm sürdüğü bir dünya... Eleta Clesquen, Güz Krallığı sarayında yetişmişti ve topraklarının en becerikli dansçılarından biriydi. Eğitim merkezinde son yılını da tamamladıktan sonra Arena'larda tozu dumana katmak en büyük hayaliydi. Eleta'nın eğitim merkezindeki son yılıyla birlikte cinayetler de başlamıştı. Eleta gittikçe hayatının belirsizliğini, geçmişindeki ve zihnindeki boşlukları fark ediyordu. Doğru bildiği her şey çökerken yaşadığı her an tehlikedeydi. Geride kan kokusu ve dehşetten başka bir şey bırakmayan iki suikastçı peşindeydi: Gölge ve Hayalet. İşin kötüsü kadim bir bağla bağlı olduğu ruh eşi gittikçe Eleta'dan uzaklaşıyordu. Ve iki krallık, Gölge ve Güz Krallığı da değişiyordu. Karanlık ve ışık krallıkların sınırında dalgalanıyor, birbirlerine üstün gelmeye çalışıyorlardı. Eleta ise iki krallık arasında bir 'kördüğüm' dü. Çözülmeyi bekleyen ve sırlarla dolu... Karanlığın ve ışığın dansına hoş geldiniz. Bizim dansımız, ölümü kulağınıza fısıldayan bir ninniden ibaret. Üç kitaplık bir seri olan Ölümün Dansı Serisinin birinci kitabıdır! -------------------------------------------------- TÜM HAKLARI SAKLIDIR! Herhangi bir çalıntı, kopyalama vb. durumlarda yasal işlem başlatılacaktır!
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,124,113
  • WpVote
    Votes 720,859
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.