ezgigencer70
'' Ve masum, zavallı kızı bir lokma da yemiş.'' Sanırım ağzımın içine azıcık kustum. "Bu akılla bu yaşa gelmesi bile mucizeymiş Teyze." Boş yere sözde 'efsaneleri' ile bana nasihat tadında hikayeler anlatıyordu. Aynı yedi yaşımda olduğum gibi.
Eskimiş sarı koltuklardan kalkarak camın önüne ilerledim.
"Bu hikayenin başka versiyonu var mı?"
Cama yansıyan yüzünün şaşkınlıkla sarsıldığını gördüm."Nasıl yani? İyi kalpli canavarlar mı?"
Sesi her kelimeyle beraber şaşkınlık yüzünden bir omtav daha yükselmişti. "Canavarları kahraman olarak mı görüyorsun? " diye devam etti hayret içerisinde.
Sesinin altında yatan öfkeye iç çektim. "Hayır canavarların kimi yediğinden daha çok canavarı kim yiyor onu merak ediyorum."
Kaşları derince çatıldı. "Asla ama asla böyle düşüncelere kapılmamalısın Nora. Senin de annen gibi o yola savrulduğunu göremem.
Göz devirerek göğe baktım. Ben annem değilim. Her ne kadar onun günahının cezası benim üzerime baskı olsa da onun dediği gibi bu düşüncelere kapılacak bir kadın değilim.
Hafifçe gülümseyerek camdan ayrıldım. "Böyle söyleyerek bana hakaret ediyorsun."
Rahatlayarak gülümsediğinde hızla önünden geçtim.
Nasıl olsa canavara yem olmamak için nasıl canavar olunur öğrenmiştim. Bunun için ejderha başına, dişlere, pençelere veya kürke ihtiyaç yoktu.
Bir kaç sözcük yeterde artardı.
* * *
Elimde ki ayakkabıyı dışarıya fırlatarak öfkeyle bağırdım.
"Cidden! Cidden evimin etrafına mı işedin!"
Lanet olası doğu yakası ve lanet olası canavarlar!