okuyun okutun
10 cerita
MUHÂFIZ oleh mercanfatmanur
MUHÂFIZ
mercanfatmanur
  • Bacaan 29,365
  • Undian 3,376
  • Bahagian 35
"Benim değil. Koruduğun inancının muhafızısın." dediğimde aniden gözlerime baktı. Bir kılıç kadar keskindi bakışı. Gülümsedim. Kaşları çatık hayretle bakıyordu. Benim varlığımı algılıyormuş gibi. Şaşırmış gibi.. .........
İS KOKAN ZEYTİN AĞACI oleh sulisindunyasi
İS KOKAN ZEYTİN AĞACI
sulisindunyasi
  • Bacaan 2,401,786
  • Undian 216,631
  • Bahagian 42
"Benim topraklarımda ölmek için özel bir nedene gerek yok." Mihra Elnurova, Türkiye'nin güneyinde yer alan, ufak bir Türkmen ülkesi olan Karahan'da yaşamaktadır. Sıcacık bir ailede büyüyen Mihra, hayatın sert ve acımasız yüzüyle henüz tanışmamıştır. Ta ki ülkesinde baş gösteren iç savaşa kadar. Ülkenin çeşitli bölgelerinden ayaklanma, silahlanma haberleri gelirken hiçbir sorun olmadığına inanarak yaşayan genç kız, bir sabah bulundukları kasabaya ülkesini ve kendi topraklarını korumak için Türkiye'den askerlerin gönderildiğini öğrenir. Bu askerlerin arasında hayatının aşkının da olacağından bihaberdir. Yağmurlu bir günde şarkı söyleyip kendi kendine eğlenirken çitlerin arkasından kendini izleyen Türk askeri Yusuf Agâh Demiral'ı görünce Mihra'nın kalbi o zamana dek hiç atmadığı kadar kuvvetli atmaya başlar.
Rabbini Kalbinde Hisset oleh lameliiff
Rabbini Kalbinde Hisset
lameliiff
  • Bacaan 222,097
  • Undian 58,779
  • Bahagian 55
Ölüm! O nasıl bir boşluktu öyle? Ölümle yüz yüze gelmişti Stef. Şimdi iki seçenek vardı. Ya candı ya da canandı. Verdiği karar, canını seçerken cananını da kazandırdı. Ah... Kim derdi ki... Karanlıktaydı. Zifiri karanlık bir boşluktaydı. Ardından bir kuş kanat çırptı. Gülümsedi Stef, işte ışık oradaydı. Rabbini hissetmiş bir kalp, karanlıkta yanan bir ışığa tekabül eder. 🌷
Gün Gecenin Ardında oleh ozcanmerve
Gün Gecenin Ardında
ozcanmerve
  • Bacaan 20,624
  • Undian 1,541
  • Bahagian 6
Masanın kenarına iliştirilmiş küçük, kırmızı gonca gül oracıkta bana bakıyordu. Biri görmeden uzanıp çabucak aldım, masayı toplayıp süratle tezgâha döndüm. Bir selam ve bir veda mahiyetindeki bu küçük armağanın sebebinden bihaberdim, bir kere sorma cesaretini bulduğumdaysa tebessüm etmekten başka cevabı olmamıştı. Karabasan'a ısrarcı olmak için yeterli cesarete sahip değildim tabii. Bu güllerin yolunu gözlemekten hem utanıyor hem öfkeleniyor hem de kendime mani olamıyordum... Bu dilemmadan bana kalan hicap omuzlarımda nasıl müşkül bir külfetti, bunu yalnızca ben bilirdim. O hain, gaddar Karabasan'a olan yakışıksız meylim bazı vakit kendimden dahi sakladığım bir sırdı. Gelişinin, selamının kalbime kondurduğu heyecan, kendime dahi itiraf edemediğim mahrem bir utançtan ibaretti. Fakat tüm bunlara karşın vardı, buna mâni olmak ne mümkün. Tezgâha dönmeden evvel bakışlarım Başkan'ın fotoğrafına ve hemen üzerindeki koca mavi Rosav bayrağına takıldı kaldı, göğsümde taşıdığım isyandan utanarak gülün tomurcuğunu avucuma hapsedip sakladım. Beni maksadımdan ufacık bir gül bile alıkoyabilecekse o halde hürriyeti düşlemek ne haddime? Servis tabağında kalan son kurabiyeyi parmaklarımın arasında çevirdim ve çevirdim, nihayetinde bir ısırık alıp göğsümdeki akideyi anımsadım. Enfes marmelatı, taze incir ve hoş baharatlarla hazırlamıştım. Her zamanki gibi Gecegüzü'nün en iyisiydi hatta neredeyse Rosav Çöreğinin sırlı, zehirli marmelatı kadar lezizdi fakat elbette ondan bir yanıyla noksandı. Yine de bundan bile iyisini yapacaktım çünkü hayalim, hayatımı karartmak ihtimal dahilinde olsa bile Gecegüzü'nün en iyi tabağıyla belki unutulmuş, yitirilmiş o mücadelenin ateşini yeniden yakmak hatta belki de şansım yaver giderse gecikmiş bir intikamı almaktı.
TANYERİ oleh ozcanmerve
TANYERİ
ozcanmerve
  • Bacaan 187,170
  • Undian 11,244
  • Bahagian 17
"Sen bir tırtılsın" dedi bana. "...ben senin kelebeğe dönüşünü izliyorum." Ardından bir kez daha gülümsedi. Yemin ederim ki o gülümsemenin yerine bana bir tokat atmasını isterdim. Kelimelerin, acısına bulanıp gülümsemesinin altında sessiz sedasız ezilişini hissettim. Bilmediği bir şey vardı; ben, bilmediğimi sandığı o cümlenin devamını biliyordum, bunu onun satırlarında okumuştum. Sen bir tırtılsın, ben senin kelebeğe dönüşünü izliyorum... ve sonra kendi kanatların parçalayışını. Arsıl Alaz işte buydu, zihnimin dolunayı. Düşüncelerimi, her yanıma nüfuz eden karanlığın ıstırabından arındırıp ışığını avuçlarıma bırakan adam, o bunu hak etmiyor. Bense, kurak bir toprağa düşmüş küçük bir su damlasıyım. O toprağı yeşil vadilere dönüştüremem, dev bir nehrin çağlamasını sağlayamam. Düştüğüm toprak beni içine çekene kadar bir yanımı güneşin sıcağına feda edebilecek kadar güçlüyüm yalnızca. Yine de aldığım nefesin bile bir gün bana yabancı olacağını hatırlamak istemezdim. Helya ALAZ
Gözlerini Haramdan Sakın oleh ozcanmerve
Gözlerini Haramdan Sakın
ozcanmerve
  • Bacaan 5,442,382
  • Undian 288,077
  • Bahagian 75
Çatık kaşlarının ona nasıl bir hava kattığından habersizdi. Sinirli? Korkunç? Belki de her ikisi fakat bu bile yüzünün güzelliğini gölgeleyemiyordu. Düşüncelerimi, dişlerini sıkarak söylediği kelimeler böldü, "Benden uzak dur." Sol omzumda topladığım saçlarımı serbest bırakırken, attığım şiddetli kahkahayı bastıramadım. Gururuma dokunmuş muydu? Biraz. Pes edecek miydim? Hayır. Ben bir kızdım, o ise erkek. Ve kesinlikle yanlış replikleri paylaşıyorduk. "Bunu, benim söylemem gerekmez miydi?"
âmâ oleh siyahzambak02
âmâ
siyahzambak02
  • Bacaan 156,537
  • Undian 16,984
  • Bahagian 38
Ayağa kalktım. "Kinci bir insan değilim ama senin söylediklerini unutamıyorum Enes." Sesim bir fısıltıdan farksızdı. Boğazım ağlamamı durdurma çabalarımın sonucu olarak düğüm düğümdü. Ruhumun neresine dokunursam dokunayım bir yaraya denk geliyordum ve tüm bunların müsebbibi olan adam tüm bu yıkımdan habersiz bir şekilde tam karşımda oturuyordu. "Kardeşimi kaybettim ben. Bir cesedi bile yoktu. Ne onun ne kocasının. Onları o şerefsizlere şikayet edense kardeşim dediğim biriydi! Sırtımdaki bıçakları saymayı bırakmışken insanlara olan güvensizliğimi normal görmelisin Âhla." Yeşillerinin parladığını görmek beni bozguna uğratmıştı. İlk defa gözlerinin dolduğunu görüyordum. Şaşkındım. Bir şey dememe müsaade etmeden devam etti. "Etrafım kalleşlerle çevrili. Bergusi'nin dediği gibi Hz. Ömer'in fethettiği, Selahaddin Eyyubi'nin Haçlı işgalinden kurtardığı Filistin topraklarını, Kudüs'ü, Mescid-i Aksa'yı VIP kartlarına ve koruma araçlarına sahip olabilmek için sattılar." Ayağa kalktı. "Kudüs'ün bir karışından vazgeçen yarın Mekke'den öbür gün Medine'den vazgeçer." Sustu bir müddet. Doğru kelimeleri seçmekte zorlanır gibi bir hali vardı. "İşte bu sebepten güvensizliğimi mazur gör." dedi neden sonra. Islanan yüzüme değen rüzgar ürpermeme sebep oluyordu. Bir şey diyemedim. Arkamı dönüp gitmek ikimiz için de en iyisi olacaktı. Düşüncemi harekete geçirdiğimde adımı söylemesiyle durdum. Bugün rolleri mi değişmiştik? "Bacağın nasıl oldu?" Güldüm. Gözlerimden sağanak halde yaşlar boşanırken hem de. Deliriyordum galiba. "İyi." dedim. "Bacağım iyi. Ama kalbim gerçekten can çekişiyor." Kapak: @nurycl ⚘
KOD 571 oleh Batingam
KOD 571
Batingam
  • Bacaan 37,850
  • Undian 3,347
  • Bahagian 27
Sessiz bir gecenin karanlığında silah kayışını sağ omzuna takmış dolunaya dalıp gitmişsindir. Önünü aydınlatanda o'dur, korkunu bastıran da. Ya o dolunay kara bir bulutun arkasına girerse ? Her çekirge sesini mermi vızıltısının; her ateş böceği parıltısını susturucu takılmış bir namlu kıvılcımı'nın yerine koyarsın. Kafanı dağıtmak için sevdiklerini ve onlarla geçirip geçmişte kalan eğlenceli günlerini düşünürsün. Lakin bu da bir yere kadardır. O korku bastırılmaz. Belki o an kucağına bir aylık bir bebek verseler bir ordunun veremediği cesareti verir o yalnızlığına. Yalvarırsın için için, isyan edersin tuttuğun nöbete; " Bit lan artık bit !!! " Nöbetinin bitmesine sekiz dakika kala ensende ılık bir nefes hissedersin. O hissetmeni istediği için hissedersin. Dönüp bakmak gelir içinden ama buna ne tutulan başın izin verir, ne de kasılan baldırların. Eğer Türk askeriysen o nefes sana can olmaya gelmiştir. Yok değilsen; KARA MUHAFIZLAR'ın kara listesine çoktan girmişsindir. Ne arkanı dön; ne de o yüzü gör ! Bekle !!! Soğuk metalin boğazına yaydığı o sıcaklığı sadece bekle ! Bu hikaye 1998 yılında, 10 yaşında kaçırılıp ölüm makinasına dönüştürülen sekiz tane ana kuzusunun hikayesi. Not: Gerçek kahramanların, gerçekten yaşanmışlıkları ile harmanlanmış bir genel kurgudur. İçerisindeki kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür !!!
KARA MUHAFIZLAR  oleh Batingam
KARA MUHAFIZLAR
Batingam
  • Bacaan 83,231
  • Undian 8,888
  • Bahagian 52
M.S 680 yılında 'Börü Budun' ismi ile doğdular. Kutluk Kağan tarafından kurulan, Devlet'in zor günlerine destek çıkan, Devlet yıkıp Devlet kuran Aksakallılar'ın önderliğinde, Türk-İslam toprakları ve milleti uğruna ailesinden koparılıp ölüm makinasına dönüştürülen çocuklardır KARA MUHAFIZLAR! Adım Soyadım Rahman ALGANOĞLU! 12 yaşındayım. İki yıl önce, aynı beşikte sallanarak büyüdüğüm arkadaşım Koray ile birlikte okulumuzun önünden kaçırıldık. Hayatımda ilk defa deniz ile tanıştığım yer bu uçsuz bucaksız, yosun kokan ada olmuştu. Filmler ve kitaplar'ın doğru söylediğini, deniz suyu'nun tuzlu olduğunu Korhan Yüzbaşı'nın uyguladığı işkence eğitiminde anladım. 'İşkence anında sevdiklerinizi getirin aklınıza. Canınız az acıyacaktır.' diyorlardı. Ama bilmiyorlardı ki; Annem'in yaşlı gözleri aklıma geldiğinde daha çok yanıyordu canım. Burada öğrendim. Uzaklarda! Çok uzaklarda sevmemiz, uğruna canımızı, ailemizi fedâ etmemiz gereken Vatanımız varmış. Ben, mahallemizdeki Karakolda nöbet tutan asker Abilerime bakıp selâm verdiğimde; 'Allahım inşAllah ben de asker olurum.' diye dua ederken hayâl ettiğim bu değildi. Biz farklı olacağız. Fırtına olup eseceğiz, kan içip kin kusacağız. Adı Soyadı : Rahman ALGANOĞLU Yaş : 22 Kod Adı : KaraBasan Rütbesi : ALFA Görev Yeri : Doğu Türkistan Görevi : İNFAZ * Not: Kahramanlarımız'ın gerçekten yaşanmışlıkları ile harmanlanmış, uzun bölümleri'nin gerim gerim gereceği bir genel kurgudur. * İçerisindeki kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür...
+22 lanjut
Cennet Rüzgarı ريح الجنة oleh SawtAksa
Cennet Rüzgarı ريح الجنة
SawtAksa
  • Bacaan 199,167
  • Undian 22,580
  • Bahagian 51
Seni unutursam ey Kudüs! Sağ elim hünerini yitirsin. Seni anmaz, Kudüs'ü en büyük sevincimden üstün tutmazsam, dilim damağıma yapışsın! | Tevrat - Mezmurlar 137.