"Sen annemin istediği gelinin tam zıttısın. Boyama tahtası bir yüzün, sarı olan boyalı saçların, beyaz bir tenin, çılgın ve kıpır kıpır bir kişiliğin var...Ha birde bakire değilsen tam da annemin istemediği gelin tipine uyacaksın. Bakire değilsin değil mi?"

Lisedeki ilk yılımdan sonra her zamanki Bodrum tatilinin düşüncesi, benim için fazlasıyla sıradandı. Ama sıradan olmayan bir şey vardı ki o da yan evdeki çocuktu. (Tüm hakları yastığımın altında saklıdır)

Ölümü bildiğinizi sanıyorsunuz. Ama bilmiyorsunuz. Ona tanık olana kadar bilemezsiniz.Gözlerinizle görene kadar.Sonrasında o içinize işler , sizinle birlikte yaşar ve yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur.Hiçbir şey... İşte ben onunla tanıştığım gün öldüm.Bedenim belki buradaydı.Ama ruhumu aldı.Kendi ruhuyla birlikte çok uzaklara götürdü.Tehlikeli olması hoşuma gidiyordu.Bilemezdim, ruhumu kendi ruhuyla birlikte tehlikeye sürükleyeceğini. Ben sadece onu sevmeyi seçtim.O ise sevgisini nefrete dönüştürmeyi... Aynı zamanda hayatı da bildiğinizi sanırsınız.Etrafınızdaki şeylerin yakınında olup , elinizden kayıp gitmelerini seyredersiniz... Ama arada bir fark var.Ben siz değilim.Ben Rana Demir'im.Hayatımda ilk defa gerçekten sevdiğim kişinin ellerimin arasından kayıp gitmesini izleyemem. O sadece benim , hep benim olarak kalacak.Ve şimdi bunu kanıtlamanın zamanı geldi,"Seni lanet olası küçük sürtük çek ellerini sevgilimin üstünden."

3 sene sonra yazlığına geri gelen Beste , çocukluk arkadaşının yeni arkadaşlarıyla tanışır ve mükemmel bir yaz geçirir tabi istediği gibi bir sevgiliye de sahip olur .