"Olmak istediğim kişi...?" Kendimle ve düşüncelerimle yalnız kaldığım her an kendime bu soruyu sorardım. Ama artık her şey değişti. Ben kendim olmak istiyorum. Ne olursa olsun aynanın karşısına geçtiğimde gördüğüm şeyle gurur duyabilecek birisi olacağım. Ve artık hayatımda yeni bir sayfa açıyorum. Her anında kendimi ve Minghaoyu seveceğim bir sayfa.

İlk tanıştığımız zamanlardaki gibi senden yine bir karar vermeni isteyeceğim Ju Yeon. Yine beni kurtarman gerekecek. Bu sefer sadece beni değil. Benden de kendini kurtarman gerek.

Sevgisizliğin sonucunda hayatlarından iyiliği silmiş, yolları birbirine çıkan 4 kadın... Dostlukları sayesinde yeniden kurmaya çalıştıkları hayat onlara neleri getirecek? -Joshua! Elimi tut. Yüksekliğin vermiş olduğu korkuyla gözlerimi kapatmak istesem de yapamadım. -Bu sefer buna izin vermem Rosé. Seni kurtaracağım. Bedeli ne olursa olsun... Bu karanlıkta bu sefer ben kaybolacağım...

Bazı şeyler değişmeli.

" Burada sıkışıp kalmış olmaktan nefret ediyorum! " Kendi kendime söylenirken bir yandan da önümdeki kapının kilidinin son aşamasının hızlıca dolması için dua ediyordum. " Hayır, sadece benim kötü tarafta olduğumu öğrenmiş olmak seni mahvediyor." Uzun zamandır duymadığım ses kulaklarımı doldururken yaşlı gözlerimi silip arkamı döndüm. Beni bu halde görmeyecekti. Silahımı çıkarıp karşımdaki adama doğrulturken yüzümde alaycı bir gülümseme belirmişti. " Senin hakkındaki hiçbir şey beni etkilemiyor bile Changkyun. " " Yalan söylüyorsun." " Bir adım daha atarsan seni vururum." " Yap o zaman." Yavaş adımlarla yürümeye devam etti. Bir yandan yanıma gelmesini ve kendimi kucağına atmayı istiyordum. Ancak içimdeki öfke buna izin vermeyecekti. " Sana dur dedim!" Silahın patlama sesi kulaklarımı doldururken gözlerimi kapadım. Açılan kapının sesi duyulduktan sonra arkamı dönüp kapıdan içeri girdim. Kilitleme düğmesine basıp koşarken bana bağırdığını duyabiliyordum. " Tekrar karşılaşacağız Wheein." • 26.07.21

" Hayır, hayır, hayır.. Lütfen ölme lütfen ölme.." Kanlar içindeki bedeni sıkıca tuttum. Kalbine saplanmış kazığa bakmamaya çalışıyordum. Göz yaşlarımın bulanıklaştırdığı gözlerimi silmek istedim ancak yerini hemen yenileri alıyordu. " Jake lütfen ölme. " Yarı açık gözleriyle bana bakan Jake hafifçe gülümsedi ve yorgun çıkan sesini dinledim. " Endişelenme. Beni bir kez buldun. Bir kere daha bulacaksın." " Ölmeyeceksin. Bir yolu olmalı." " Öleceğim Sora. Daha önce ölmem gerekirdi. Yüzyıllar önce kollarımda ölen senin yerine benim ölmem gerekirdi." " Böyle konuşma. Beni bırakamazsın. Jake duydun mu beni? Beni tek başıma bırakamazsın. Aç gözlerini!" Yağan yağmur kan gölünü genişletirken Jake gözlerini kapatmıştı. " Jake.. Jake lütfen..." Gözleri tekrar açıldığında güldüm. Elini yanağıma koyarken onu izledim. " Bir kez daha görüşeceğiz. Bana inanıyor musun? " " Ölme..." " Beni bekleyeceğine söz ver." " Jake..." " Söz ver Sora." Ağzımdan bir hıçkırık çıkarken gözlerim kapandı ama hızlıca geri açtım. " Bekleyeceğim.." " Özür dilerim. " Artık sesi fısıldayarak çıkıyordu. Gülümseyerek bana baktı ve gözleri kapanmaya başladı hızlıca dudağına bir öpücük bırakırken yanağımdaki eli düştü. Nefes alışının kesildiğini hissedince artık hıçkırıklarım bütün alanı dolduruyordu. Başımı boynuna sokup ağlamaya devam ederken biri tarafından çekildiğimi hissettim. Ancak onu bırakmaya niyetim yoktu. " Ölmedi... Bırakın beni ölmedi. Jake.. Jake beni bırakma.. " Kafamı kaldırdığımda ağlayan bir çift gözle karşılaştım. Diğer üç kişi de kafasını eğmişti. Bu benim hatamdı. Bir arkadaşları onları terk ederken diğeri de ölmüştü. İkisi de benim yüzümdendi. " Özür dilerim." Orayı terk etmeden önce söyleyebileceğim son söz buydu. • 16.11.21 - 07.08.22

Elimdeki anahtara bakıp derin bir nefes aldım. Kapıyı biraz zorlamayla açıp içeri girdim. Hiç değişmeyen bu ev, kafamın içindeki eksik anları anında tamamlamıştı. Titreyen bacaklarımla adım atmamla onunla geçirdiğim tüm zamanlar bir hayal gibi gözümün önünde belirdi. Gözüme takılan komidinin üstündeki tanıdık küçük sandığın ondan bana kalan son şey olduğunu anlamıştım... jeon jungkook | 97line

" Bunu nasıl yapabilirsin! O senin kardeşindi.." " Kardeşlik sadece kan bağı demek değildir sevgili Iseul.. Bir şeyi istersem önümde hiçbir engel olsun istemem." " Peki.. Ancak şunu bilin ki Lordum, benimle aranızdaki engel yalnızca Wooyoung değildi. Kalbim sizin en büyük düşmanınız. Bu yüzden de beni asla elde edemeyeceksiniz!" " Bana öldürmekten başka çare bırakmıyorsunuz Leydi İseul." " Beni öldürmenizden korkmuyorum bile.. Elinizi çabuk tutsanız iyi edersiniz." Lord acımasızca gülümsedikten sonra elindeki hançeri Leydi İseul'a yaklaştırmaya başladı. Hançer genç kızın kalbinin üzerinde durdu ve Lord fısıldadı. " Seni öldürmeyeceğim Iseul, kalbini öldüreceğim... Yeniden.." • 08.06.21 - 30.04.22

injun_: öğrenci kimlik kartının neden yatağımdan çıktığını açıklamak ister misin?? huang renjun |