UZAYYY_00 adlı kullanıcının Okuma Listesi
7 stories
Kızıltepe Mahallesi by hazalaba
hazalaba
  • WpView
    Reads 3,929,231
  • WpVote
    Votes 158,250
  • WpPart
    Parts 47
*Abimin arkadaşı konulu mahalle kitabı "Ah be küçük kız. Beni peşinden koşturmayı çok seviyorsun," dediğinde soluklanmak için durduğu kısa saniyede kaslı göğsü sertçe yükseldi. "Koşma o zaman!" Aramızdaki mesafeyi tek adımıyla kapattığında belimin arkasına avcunu yaslayıp esir aldı ve bedenimi kendine sertçe çekti. Göğsüm göğsüne çarptığında soluğum kesilerek başımı kaldırdım ve gözlerinin içine baktım. Bakışları alev almışçasına yanıyordu. "Dikkatimi hiç çekmemeliydin," diyerek sırtımı arkamdaki duvara yaslayarak gözlerimin önünü düşen saçımı çekerek kulağımın arkasına sokup yaklaştı. Dudaklarımızın arasında tek nefeslik yer vardı. "Bensiz bir hayatı unut. Seni almasına asla izin vermem!" AŞK ONLARI ÇOK HABERSİZ VURACAK
Papatyalar Kimi Seviyor?  by umincre
umincre
  • WpView
    Reads 246
  • WpVote
    Votes 27
  • WpPart
    Parts 3
"Cemre düştü." Dedi Ahmet Selim, kısık sesle. "Artık papatyalar açabilir, cemre düştü."
BAZI İNSANLAR BÖYLE YAŞAR by filizpuluc
filizpuluc
  • WpView
    Reads 3,192,976
  • WpVote
    Votes 171,242
  • WpPart
    Parts 53
Lina Kara, babasıyla ettiği kavga sonucu babasını kendi kafasına sıktığı bir kurşunla kaybeder. Bu kayıp kendisinden de birçok şey götürür. Borçlar ve vicdan azabı arasında sıkışırken zaman pek iyi davranmaz ona. On ay kadar sonra eski halinden eser yoktur artık. Hissizleşmiş ve yaşama olan hevesini kaybetmiştir. Kendisini bazı insanlar böyle yaşar diye teselli ederek annesi ve kız kardeşi için yaşamaya devam eder. Sıradan bir gün çalıştığı çiçekçiye gelen gizemli bir adamın ricası üzerine bir çiçek teslimatına çıkar. Ölüm anlamına gelen çiçekleri teslim ettiği adamın babasının otopsisini yapan adli tıp uzmanı olduğunu ertesi gün savcılıktan gelen bir telefonla babası hakkında sarsıcı gerçekle öğrenir. Adli Tıp Uzmanı Aral Çakırca'ya götürdüğü ölüm çiçeklerinin ikisi için olduğunu anlar. Babasının peşindeki birtakım organizasyon üyeleri, Lina'nın, Kadir Kara'ya gidecek olan anahtar olduğuna eminken Lina bunun ne demek olduğuna başta anlamasa da zamanla yaşananlar anlam kazanmaya başlar. Bilmediklerinin bildiklerinden fazla olduğunu Aral Çakırca ve Savcı Yiğit Atalay'la bu olayı çözmeye çalışırken keşfeder ve ailesinin kendisinden sakladığı sırlarla bir bir yüzleşmeye başlar. Saklanırım göz önünde. Gelir geçer önümden. Ben görünmez değilim. Hiçe sayar beni gözünde... Bu bir bilmece... Söyle bana Lily... cevap ne?
BÜLBÜL KAPANI  by Loresimaa__
Loresimaa__
  • WpView
    Reads 19,647,100
  • WpVote
    Votes 1,264,976
  • WpPart
    Parts 42
"Bela yağmur gibi gökten yağarsa Başını ona tutmaktır, adı aşk..." . . . 🪶❤️‍🔥 Kapak tasarım; @Publiisherr
KARDELEN by umincre
umincre
  • WpView
    Reads 50,153
  • WpVote
    Votes 3,066
  • WpPart
    Parts 53
Sonbaharın gazabına uğrar ağaçlar, çiçekler. Kışın toparlanamazlar. Kış müsaade etmez onların canlanmasına. Üzerine yağan karlar altında boyunları bükülür çiçeklerin. Biri hariç: kardelen. Kardelene hiçbir kar tanesinin sözü geçmez ve kışın ayazına inat açar kardelen bembeyaz bir şekilde. O kışın üşüten güneşi varya, bir onu yakmaz, üşütmez. Kışa ne kadar baş kaldırsa da narindir, hassastır. Öyle her dokunuşa gelemez ve eğer severse suda da büyür kardelen. Sen her şeye rağmen, bana rağmen, benim kırıcı sözlerime rağmen açtın Kardelen. Beni delip geçtin, ezip geçtin. Baharlarını sildin, güneşini kararttın. Benim için kışa kafa tuttun. Benim yüzümden yıllarca gözyaşları içinde yaşadın sen. Ben yetişemedim sana Kardelen. Ben sana hiç yetişemedim. Ben gelemedim o kış günü kapına, küstürdüm seni güneşe. Bencilce biliyorum, istiyorum yine de. Bir kez olsun güneşe gülmeni. Bir kez olsun bahara kafa tutmanı. Bir kez olsun o gülüşlerinin ilkbaharın ılık ayazına karışmasını. Hercaiyi alt et Kardelen. Onun için sevdiğin ve onun yüzünden düştüğün kar tanelerine rağmen onu alt et ve onun yüzünden bakışlarından mahrum bırakma kışı. Unutma beni kardelen, hercaiyi unutma. Sana yetişemeyen, seni görmeyen, seni fark etmeyen diğer tüm çiçekler gibi, hercaiyi de unutma. Senin için mücadele etmeyen mevsimleri de unutma. Seni sevmeyen hiçbir çiçeği unutma. Yılma; kışa kafa tutmaktan, o ayaza rağmen sıcacık kalmaktan vazgeçme. Üşüme, güneşe küsme, kaçırma bakışlarını ama bekleme. Gelmek istese bile gelemeyecek olan o hercaiyi bekleme. Sana yetişemeyen kör hercaiyi de sakın affetme!
Maça Kızı 8 by dpamuk
dpamuk
  • WpView
    Reads 174,052,160
  • WpVote
    Votes 7,373,464
  • WpPart
    Parts 221
"Verdiğim acıyı silebilmek için her bir saç telini öpmek istiyorum," dedi. Önce nefes almayı bıraktım. "Ama bazen öpünce de geçmez," dedi. Buz kestim. ... BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA BİR İLGİSİ BULUNMAMAKTADIR! Yayınlanma Tarihi: 21 Mayıs 2017 Maça Kızı 8, üç kısımdan oluşan bir seridir; hepsi bu kitap altında toplanacaktır.
AĞAÇKAKAN by Bubenimtekhayalim
Bubenimtekhayalim
  • WpView
    Reads 7,420,734
  • WpVote
    Votes 321,505
  • WpPart
    Parts 57
*** "Hiçbir şey beni senin bu korkaklığın bu ilişkiye sahip çıkmayışın kadar üzemez. Seni seviyorum diye senden vazgeçemiyor değilim. Bugün olmaz yarın. Vazgeçerim. Bir başkasına aşık olurum!" dedim öfkeyle. Elini ağzıma kapattı, bir elini belime koyarak bedenimi kendine çekti. Savrulan bedenimin eğer tutmasaydı düşeceğine emindim. Ellerimi göğsüne koydum. Gözlerinin içine bakarken çatık kaşlarının altındaki yeşil gözleri, benim günlerdir denediğim ama yapamadığım şeyi yapıyordu. Öfkesini, bedenime ince ince işliyordu. "Madem öyle... Hazırlan." Elini çekmediği için anlamadığımı sadece bakışlarım ile iletmeye çalıştım. "Bir ay sonra nişan, şubat tatilinde düğün." Ben söylediklerinin etkisi ile şok olurken arkasını döndü, bizim evin bahçesine doğru bir iki adım attı. Ondan çıktığına emin bile olamadığım gür bir sesle bağırdı. "Aytekin!" Kalbim korku ile kasılırken yanına koştum. "Ne? Ne yapacaksın? Hey!" Beni dinlemedi, önüne geçip durdurmaya çalıştığım bedenini sola kaydırdı, bir daha bağırdı. "Aytekin!" Bizim evin ışıkları ile birlikte Cemile teyzelerin ışıkları da açıldı. "Ferhan..." Dediğimde bakışlarını ağabeyimin penceresinden bana çevirdi. "Ferhan yok..." dedi alayla. "Ferhan ağabey diyeceksin." Ellerini havada iki kez itiraz edercesine salladı. "Pardon! Korkak, gururlu, aptal ve sevmeyen Ferhan ağabey diyeceksin!" Bizim evin kapısı açıldığında son kez onu durdurmaya çalıştım. "Ferhan böyle değil. Bir anlık öfke ile değil!" dediğimde ellerimi tuttu, göğsünden indirdi. "Ne bağırıyorsun lan?" diyen ağabeyime aldırmadan bana bakarak konuştu. "Gözünde adamlığım kalmadı ya, bırak onun gözünde de kardeşliğimiz kalmasın. Ama sen..." Bakışlarını yanımıza gelmesine bir iki adım kalan ağabeyime çevirdi. "Bu saate sonra vazgeçme hakkına sahip değilsin." ***