SERİ
60 stories
Gençlik Kumpanyasının Hatıra Defteri by alizarbmbin
alizarbmbin
  • WpView
    Reads 457,362
  • WpVote
    Votes 27,420
  • WpPart
    Parts 26
Sevgili defter, Ben bugün aşık oldum. Sahne ışıklarının altında, Juliet'in pencereden Romeo'ya uzandığı gibi uzandı üzerime aşk. Üstelik ölüm iksiri içmeye de yemin ettik. Ey Hermia! Bükme o masum boynunu. Çiçekteki iksirin etkisi bir düş kadar kısa, aşksa masallar kadar uzun. Gerçeği gömmeye bir avuç toprak yetmez, gençlik çiçek gibi açacaktır elbet gerçeğin üzerinde. Gençlik, pop şarkılarındaki nakaratlar gibi hareketli ve çarpıcı çünkü. Bu bir gençlik kumpanyası, Ve ben bugün aşık oldum.
ACEM KIZI by ursula_mia
ursula_mia
  • WpView
    Reads 69,909
  • WpVote
    Votes 5,291
  • WpPart
    Parts 9
Yıl 1997; İstanbul'da gerçekleştirilen darbe sonrasında yedi büyük kabadayıyı katleden Ercüment Karadağlı, aldığı intikamın sonunda tutuklanarak hüküm giyer. Ve yıllar sonra yürürlüğe giren af yasasından yararlanan Ercüment Karadağlı, bütün görkemiyle içeriden çıkar, İstanbul'u kuşatan hainlerin sofrasında hayatta kalma mücadelesi verir. Bu uğurda karşısına çıkan gözleri sürmeli bir güzel ise ona aşkı, inancı ve sadakati tattırır. - Hikâyede şiddet, argo ve cinsellik vardır. 🔞
GÜNDÜZ GÜNCELERİ by SumeyyeDemirkan
SumeyyeDemirkan
  • WpView
    Reads 513,646
  • WpVote
    Votes 80,852
  • WpPart
    Parts 31
ÖYLE BİR UĞRADIM (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 370,173
  • WpVote
    Votes 21,157
  • WpPart
    Parts 8
"Ondan hoşlanıyor musun?" Kıskanç çıkan sesine ne tepki vereceğimi bilemiyordum. "Ona sarıldın." Kaşları çatıldı. "Hoşlanmasaydın sarılmazdın. Hoşlanıyorsun ki sarıldın." Burnundan nefesini sertçe verdi. "Bana bile sarılmadın." Ters ters baktı. "Bana niye sarılmıyorsun?" Kıskandığı kişi en yakın arkadaşıydı. Ve onun arkadaşı benim babamdı. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Eflah kim olduğumu bilmeden beni seviyordu ama ben, onun kim olduğunu bile bile ona âşık olmuştum. Benim günahım daha büyüktü. Bir insanın başına en kötü ne gelebilirdi? Babam gözlerimin önünde öldürüldüğünde ve onu öldüren annem olduğunda en kötüsünü yaşadığıma çok emindim. Artık annem cezaevinde, babam ise mezardaydı. Bundan daha kötü ne olabilirdi ki? 25 yıl geçmişe gitmek? Bu kötünün de kötüsü olabilir miydi? Ölümcül bir kaza sonucu kendimi 1998 yılında bulduğumda o an için bunun bir felaket olduğunu düşündüm. Felaket bir durumdu çünkü bu zaman diliminde anne ve babamla aynı yaşlardaydım. Onların hayatına bir yabancı gibi girmek zorundaydım. Ama aslında felaket sandığım şey mucize de olabilirdi. Mucizevi bir durumdu çünkü bu zaman diliminde annem cezaevinde, babam da mezarda değildi. Onların evlenmesinin nedeni annemin bana hamile kalmasıydı. Ana rahmine düşmeme sadece üç ay kaldığını anladığımda ise kendi doğumumu engellemenin nasıl olacağını düşünmeye başladım. Annemi cezaevinden, babamı da ölümden kurtarmanın tek yolu bu olabilir miydi? Belki de olabilirdi. Planını uygulamak için babamın arkadaşı Eflah'ın evine bir dadı olarak işe girmekse hayatımda verdiğim en kötü karardı. Bunu ona anlatmanın bir yolu var mıydı? Buraya ait olmadığımı, öyle bir uğradığımı anlatmanın bir yolu olmalıydı. Doğru insanı yanlış zamanda bulmak birine verilen en büyük ceza olmalı.
ALTI SANİYE | KİTAP OLDU by fatmasamataa
fatmasamataa
  • WpView
    Reads 57,622
  • WpVote
    Votes 6,474
  • WpPart
    Parts 13
Ekin, yıllar önce yaşadığı şehre yüksek lisans eğitimi için geri döner fakat şehrin üzerinde kara bulutlar dolaşmaktadır. Çalıştığı mağazanın genç bir adam tarafından izlendiğini fark eden Ekin, olacaklardan habersizdir. Art arda meydana gelen cinayetler, seri katil şüphesini doğururken mağazanın müdürünün ölümünden sonra oklar Ekin'i gösterir. Cinayetin peşine düşen Komiser Murat Karayel'e masumiyetini ispatlamaya çalışan Ekin, kendini geçmişle geleceğin karmaşasının ortasında bulur. Ekin'in tek bildiği, katilin gözlerinin içine daha önce baktığıdır. Geçmişin izleri, yerini gelecekteki kan izlerine bırakırken Ekin küçük intikamların peşinden koşar, Komiser Murat adaleti kovalar ve Poyraz kan izlerini silmeye çalışırken yağmur dansı yapar.
FARKLI ZAMANLARA AİDİZ by cinemaceviri
cinemaceviri
  • WpView
    Reads 440,750
  • WpVote
    Votes 26,980
  • WpPart
    Parts 41
Bedenim tir tir titremeye başlamıştı. Gözlerim dolmuş neredeyse ağlayacaktım. Etrafta yeni yeni fark ettiğim geçmişe ait şeyler vardı. Tabelalar, arabalar, insanların üzerindeki kıyafetler bile... Kaza yaparken duyduğum gibi bir korna sesi duydum, acı bir fren sesi. Bu sefer gerçekten öleceğimi düşündüm. Ta ki belimden tutulup çekilene kadar. Kalbim daha önce hiç deneyimlemediğim kadar hızla atıyordu. O kadar hızlıydı ki göğüs kafesimde bir delik açacağını düşündüm. Avuç içlerimin arasında az önce beni ölmekten kurtaran adamın gömleği vardı. Gözlerim kapalı, başım ise göğsüne yaslıydı. Burnuma dolan sigaraya karışmış çam kokusu beni sakinleştirirken adrenalinin etkilerinin yavaş yavaş bedenimi terk ettiğini fark ettim. İnsanların bağırtılarını duydum. Sanırım az önce beni neredeyse ezmekte olan adama bağırıyorlardı. Göğsüne yaslandığım adamın sesi de onlara karıştı. Başımı kaldırarak ona baktım. Göz göze geldiğimizde zamanın durduğunu hissettim. Hayatını ve gerçeklerini araştırmak için aylarımı harcadığım adamın kollarındaydım. Kenan Mollaoğlu'nun kollarındaydım! * Araştırmacı gazeteci olan Liya Meryem Başer, üzerinde çalıştığı makalesini teslim etmesi için yirmi dört saatten az bir süresi vardı. Ancak aklına oturmayan ufak bir nokta, onu o makaleyi yayınlamaktan alıkoydu. Ofisinden ayrıldığı o fırtınalı gecede bir kaza yaparak geçmişe gittiğinde ise onu bekleyen kaderinden tamamen habersizdi. +18 içerik mevcut
KATARSİS by e_gece
e_gece
  • WpView
    Reads 459,665
  • WpVote
    Votes 51,646
  • WpPart
    Parts 32
"Sen," dedi mimiklerini sabit tuttuğu çehresiyle. "Bana yürümüyorsun," dediğinde başımla onayladım. Hevesli bir baş onayı olmuştu bu, çünkü artık beni anlar gibi bir hali vardı. "Bana koşmuyorsun da," dediğinde gülümseyerek salladım kafamı bu sefer. Allah'ım sonunda ona takıntılı olduğum düşüncesinden sıyrılmıştı! "O zaman," dedi dudaklarını kıvırarak. "Sen bana depar atıyorsun." "Ha," sesi çıktı ağzımdan kabaca. Ağzımın yere düşeceğini hissediyordum şaşkınlıktan. Gözlerimi kırpıştırdım kıvrak dudaklarına karşın. "Bak," Sakin kalmaya çalışıyordum ama en etkili yol onun teniydi o yüzden nereden geldiğini bilmediğim bir cesaretle dizinden sarkıttığı elini tuttum. Sinirin hücrelerimden koşar adım kaçışlarını hissederken memnun kalmıştım. "İstediğini düşün ama yanında kalmama izin ver." •Başlangıç tarihi: 13.10.2018 Bir adamla tanıştım. Bana dokunduğu zaman tüm acımı alıyor.
KASIRGAYA KANAN SAKA by hazelnoya
hazelnoya
  • WpView
    Reads 3,897,431
  • WpVote
    Votes 211,452
  • WpPart
    Parts 39
❝Derler ki; çalınan hayatını daima hatırla, intikamın alevlerini soyunla harla. Bu ağılı taht bir hatıra; kalbi katran, ruhu Yakut Kral'a.❞ KARGALAR SERİSİ; AHVEB, EDİN ve KASIRGAYA KANAN SAKA kitaplarından oluşan bir seridir. Hangi kitaptan başlarsanız başlayın illa ki spoi yiyeceksinizdir. İstediğiniz kitaptan başlayabilirsiniz.
İKİNCİ TESADÜF by nehirvien
nehirvien
  • WpView
    Reads 30,587
  • WpVote
    Votes 3,145
  • WpPart
    Parts 11
❝Bir kez değil, birçok kez çıktın karşıma, her seferinde de tutuldum sana, Liza.❞
Avukat Sindirella by laviniapiaf
laviniapiaf
  • WpView
    Reads 1,670,472
  • WpVote
    Votes 51,504
  • WpPart
    Parts 26
Bir evin bir kızı değilim ama bir evin üç kızının en küçükleriyim. Bu sebeple küçük numara olmanın avantajını sonuna kadar kullanmaktan geri durmadım. Hep masallarla uyutulacağımı, sivri topuklu ayakkabılarım ve bir hukuk bürosunda pembe renkli tatlı dosyalarımla bir hayat süreceğimi düşündüm. Atlı arabam balkabağına da dönüşecekti, dönüşmüştü de. Fakat damarlarımda akan asil kanın ışıl ışıl bir soya dayandığına dair olan inancım beni yıldırmayacaktı. Güzel arkadaşlarım, size üzerimdeki prenses elbisesine nasıl çamur bulaştırmadan yürümeye çalıştığımı, birçok kere tökezlediğimi, binbir özenle yaptığım saçlarımın nasıl dağıldığını bile anlatacağım. Bir şairle adaş olan, kendisi başlı başına mısraları andıran adamdan da söz edeceğim. Nasıl zehirli ama en parlak ve en görkemli okla vurulduğumdan... Nasıl ağlanacak hâlime güldüğümden, Kraliyet kurallarını içimden tekrar ettiğimden, giyim kuşam zevkinden, adab-ı muaşeretten ve kas-yağ oranından... Sahi, ayakkabımın tekini düşürerek masal kahramanına dönüşmüş sayılır mıyım?