_sikimsonik adlı kullanıcının Okuma Listesi
41 stories
BÜLBÜL KAPANI  by Loresimaa__
Loresimaa__
  • WpView
    Reads 19,674,700
  • WpVote
    Votes 1,266,059
  • WpPart
    Parts 42
"Bela yağmur gibi gökten yağarsa Başını ona tutmaktır, adı aşk..." . . . 🪶❤️‍🔥 Kapak tasarım; @Publiisherr
ÖYLE BİR UĞRADIM (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 369,730
  • WpVote
    Votes 21,150
  • WpPart
    Parts 8
"Ondan hoşlanıyor musun?" Kıskanç çıkan sesine ne tepki vereceğimi bilemiyordum. "Ona sarıldın." Kaşları çatıldı. "Hoşlanmasaydın sarılmazdın. Hoşlanıyorsun ki sarıldın." Burnundan nefesini sertçe verdi. "Bana bile sarılmadın." Ters ters baktı. "Bana niye sarılmıyorsun?" Kıskandığı kişi en yakın arkadaşıydı. Ve onun arkadaşı benim babamdı. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Eflah kim olduğumu bilmeden beni seviyordu ama ben, onun kim olduğunu bile bile ona âşık olmuştum. Benim günahım daha büyüktü. Bir insanın başına en kötü ne gelebilirdi? Babam gözlerimin önünde öldürüldüğünde ve onu öldüren annem olduğunda en kötüsünü yaşadığıma çok emindim. Artık annem cezaevinde, babam ise mezardaydı. Bundan daha kötü ne olabilirdi ki? 25 yıl geçmişe gitmek? Bu kötünün de kötüsü olabilir miydi? Ölümcül bir kaza sonucu kendimi 1998 yılında bulduğumda o an için bunun bir felaket olduğunu düşündüm. Felaket bir durumdu çünkü bu zaman diliminde anne ve babamla aynı yaşlardaydım. Onların hayatına bir yabancı gibi girmek zorundaydım. Ama aslında felaket sandığım şey mucize de olabilirdi. Mucizevi bir durumdu çünkü bu zaman diliminde annem cezaevinde, babam da mezarda değildi. Onların evlenmesinin nedeni annemin bana hamile kalmasıydı. Ana rahmine düşmeme sadece üç ay kaldığını anladığımda ise kendi doğumumu engellemenin nasıl olacağını düşünmeye başladım. Annemi cezaevinden, babamı da ölümden kurtarmanın tek yolu bu olabilir miydi? Belki de olabilirdi. Planını uygulamak için babamın arkadaşı Eflah'ın evine bir dadı olarak işe girmekse hayatımda verdiğim en kötü karardı. Bunu ona anlatmanın bir yolu var mıydı? Buraya ait olmadığımı, öyle bir uğradığımı anlatmanın bir yolu olmalıydı. Doğru insanı yanlış zamanda bulmak birine verilen en büyük ceza olmalı.
Duvarlar - TAMAMLANDI. by rosechinax
rosechinax
  • WpView
    Reads 1,522
  • WpVote
    Votes 454
  • WpPart
    Parts 27
*2021 Wattys Yarı Finalist kazananı.* "Duvarlar insanlığın hayatta kalmak için tek şansı." 25. yüzyılda insanlık bir virüsle mücadele etmekte. Dört yüz yıllık bu serüvende iki yüzyıl önce kurulan ve gücünü arttıran bir sistemde yaşıyor bazı insanlar. Duvarlar deniyor bu sisteme. Dışarıdan kimseyi almıyorlar. Ama Eren'i aldılar. Onu sekiz yaşındayken getiren General Yakup sistemi ikna etti. Eren bunun sebebini hiç anlamadı. Sorumluluk duyduğu için diye düşündü. Zamanla ona aşık olduğunu düşünmeye başladı. Ama Yakup ona karşı ne hissediyordu? İlk defa duvarların dışına çıktığında Eren hiç beklemediği şeylerle karşılaşacak. Ailesine gitmek istiyordu. Onların neden kaçtığını bulmak istiyordu. Ancak beklemediği olaylar onu bulacak. #17 Virüs - 16.11.2021 #9 Distopya - 08.09.2021
EYLÜL ve MAVİ by sukranDurmus
sukranDurmus
  • WpView
    Reads 1,713
  • WpVote
    Votes 156
  • WpPart
    Parts 18
Şiddet sadece fiziki bir eylem değildir.Ruhsal ve duygusal şiddete maruz kalmak,bir insanın soyut intihar biçimidir... O şiddet gören milyonlarca kadından biriydi sadece... Baharı seven eylülü özleyen... O sıradan bir kadındı aslında,şarkı dinleyen,yemek pişiren...Düşleri dünde unutulmuş,yıldız toplarken,rüzgara yakalanmış... O saçları hiç okşanmamış ve sevilmemiş milyonlarca kadından biriydi sadece...Kağıdı ve kalemi seven...cümlelere aşık...kimsenin umursamadığı... O en çok maviyi severdi...Bütün mevsimlere alışık bir hüzünle bakardı aynalara... O şiddet görüp susan milyonlarca kadından biriydi sadece...Hep gitmek isteyen,ama hep kalmayı tercih eden bir kadın... O aynanın karşısında birkez olsun taramadı saçlarını...yüzündeki izleri allıklarla kapattı. O milyonlarca kadından biriydi sadece...kalbi kırık kaldırım taşlarından,daha da kırıktı yüreği...koca bir şehir kördü ve sağırdı çığlıklarına... O yağmuru severdi birde yağmur yüklü bulutları,ansızın gelip gözlerinde dururlardı... O ait olmadığı bir yerdeydi... Yeşile küs Maviye aşık, Eylülü özleyen... O sevgiye aç onca kadın arasından biriydi sadece...
Arkada Kalanlar by alywithdw
alywithdw
  • WpView
    Reads 95,665
  • WpVote
    Votes 9,576
  • WpPart
    Parts 35
Yıllarca yetimhanede büyümüş Ada, kendisini çocukken terk eden ailesinden intikam almak isteyen zeki, asi bir genç kızdır. Alacağı bu intikamı yıllarca planlamıştır ve bunun için biyolojik babasının tek oğlu Rüzgar'a yakın olması gerekmektedir. Ada, kendisini yeni evlat edinen aile ile arasında bir anlaşma yapar. Kılık değiştirir ve Rüzgar'ın da öğrencisi olduğu, herkes tarafından "Karanlık Lise" olarak bilinen Atagül Lisesi'ne kaydolur. Ada'yı hiç tahmin etmediği bir dünya burada karşılar. Hiçbir şey tahmin ettiği kadar kolay olmayacaktır. En ince detayına kadar planladığı intikamı, birtakım beklenmedik engellerle karşı karşıyadır: Rüzgar'ın sevgilisi Hazal, Ada'nın varlığından duyduğu huzursuzluğu sürekli dile getirmektedir. Okuldaki çeteleşmelerin düzenine hakim olup kendisinden habersiz kuş uçurmayan çete lideri kız Aden'den bir şey saklamak neredeyse imkansızdır. Her nasılsa hep etrafta olup Rüzgar'ı koruyan yakışıklı ve gizemli Dolunay ise, Ada'nın intikam planlarına karşı en büyük tehlikedir. Hayatı boyunca yalnızlık ve öfkeyle büyümüşken burada karşılaşacağı aşk, dostluk ve aile kavramları ise onun için çok yenidir. Karanlık Lise serisinin bir yan serisi olarak kaleme almaya başladığım "Arkada Kalan"lar, sizlerle... (Okumak için Karanlık Lise serisini bilmenize gerek yoktur. Direkt başlayabilirsiniz.) - Alya Öztanyel (25.01.2021)
BAKANIN OĞLU by yaseminabvaa
yaseminabvaa
  • WpView
    Reads 1,281,843
  • WpVote
    Votes 53,630
  • WpPart
    Parts 21
Sen bana olursun.
EFSUNKAR by bendenisyazar
bendenisyazar
  • WpView
    Reads 859,716
  • WpVote
    Votes 28,789
  • WpPart
    Parts 44
Sevmek yürek ister derdi babam. Kendisinin yüreksiz olduğunu, o yüzden beni sevemediğini söylerdi. Ben doğarken annesini öldürmüş, bu yüzden babası tarafından ölüden beter edilmiş bir genç kızdım. Zor olan bu hayatta hiç mutlu olamayacağımı sanarken, ona rastladım. Arslan Karanoğlu'na. Adına destanlar yazılacak kadar yakışıklı, İstanbul kadar güçlüydü. Beni sevsin istedim. Belki biraz beni canımdan bezdirmişti ancak sonunda sevmişti. Hemde çok güzel sevmişti.
Kimse Sağ Çıkmaz (Tamamlandı) (Kısım 1 - Kısım 2) by BiCeruVar
BiCeruVar
  • WpView
    Reads 11,184,680
  • WpVote
    Votes 406,114
  • WpPart
    Parts 107
Kılıç ne kadar keskindi? Veya bir kurşun ne denli yakardı canı? Hangi insan ölümle dik başlı halde karşı karşıya dururdu? İnsanoğluydu işte. Ne keskin kılıçlar, ne de kavuran kurşun yarasına karşın ölümle göz göze gelmeye cesaret edemezdi. Yıkılan tabular yıllar arasında kaybolurken hatırlamazdı evlat denen mahlukat kendi kurallarını. Bir gün bir ormanda veya bir çöp konteynırında göğsünde bir kurşun yarası, cildinde ufak tefek morarmayı bekleyen kızarıklık ve karın boşluğundaki bıçak darbeleri insanın hayatının bittiği değil başladığı yerdi. Hiç olmadı bir çatıda son alınan nefes olduğu zannedilen oksijen yeni bir güne bambaşka nedenler için uyanmak demekti. Ve bir adam için o başlangıç Hera Amine'nin berbat geçen günü ile karşı karşıya gelirdi. ---- Hera Amine & Aren Rollas
ESİR by gizzemasllan
gizzemasllan
  • WpView
    Reads 10,663,293
  • WpVote
    Votes 507,629
  • WpPart
    Parts 69
"Öldürün o zaman." Duyduğum sert ve soğuk sesle irkildim. Sanki normal bir şeymiş söylüyormuş gibi bir çırpıda söylemişti. Bunların bana yardım etmelerini beklerken daha tehlikeli çıkmışlardı. Ölüm emri verilen adama bakıp vicdanımın sesine engel olarak usulca geldiğim yoldan geri döndüm. Yanlarından birkaç metre uzaklaşmışken bir silah sesi duydum. Bağırmamak için kendimi tutarak korku dolu gözlerimi adamlara çevirdim. Az önce ölüm emri verilen adam başından akan kanla yerde cansız bir şekilde yatıyordu. Diğerleri de başında hâlâ bir şeyler konuşmaya devam ediyorlardı. Yerdeki ölü adama bakıp kaldım. Hiç acımadan, bir saniye bile düşünmeden öldürmüşlerdi adamı. "Sen de kimsin?" Birinin beni fark etmesiyle hepsi bir anda bana döndü ama ben sadece az önce ölüm emrini veren adamın soğuk gözlerine baktım. "Ben şey..." Sustum. Söyleyecek bir şey bulamadım. Karanlıktan dolayı yüzlerini net olarak göremedim. "Sen ne?" dedi, bana doğru bir adım attı. Eş zamanlı olarak geri gittim. Bir saniye olsun bakışlarını benden çekmezken yutkundum. "Ben hiçbir şey görmedim." Tek kaşı kalktı. "Bizi mi izliyordun?" Korkuyla birkaç adım daha geri gittim. "Öyle bir amacım yoktu." Yine bana doğru bir adım attı. Korkudan tüm bedenim titremeye başladı. "Ne amacın vardı?" Cevap vermek istedim ama söyleyecek bir şey bulamadım. Tek istediğim şey şu an buradan kaçıp gitmek. Gözlerim adamın elindeki silaha kaydı. Bu daha çok korkmama neden olurken daha fazla durmanın bana bir faydası olmayacağına kanaat getirdim ve koşarak yanlarından uzaklaştım. "Yakalayın şunu!" Arkamdan bağırdı. Bunu duymak daha hırslı bir şekilde koşmama neden oldu. Resmen başımdaki bela birken iki olmuştu. Koskoca ormanda bir mafyadan kaçarken bir başkasının kucağına düşmüştüm.