...
5 stories
ARAF (BEYAZ KAN SERİSİ 1. KİTAP) by agilmore2118
agilmore2118
  • WpView
    Reads 313
  • WpVote
    Votes 29
  • WpPart
    Parts 5
İçimde harlanan ateşin, zihnimde yanıp sönen ve kendini daima hatırlatan eşsiz güçlerimin yedi yaşından beri farkındayım. Fakat ben bir kuklayım... Güç hırsı tüm diyarı ve krallıkları ele geçirdi. Biz varisler ve veliahtlar onların güç gösterisinin bir parçası olmaktan ileri gidemeyeceğiz. Peki ya gidebilirsek? O zaman ne olacak? Burası Ardenya... Dört büyük krallık tarafından yönetilen ve her birinin birbirine düşman olduğu, peri masallarının hiç de güzel olmadığını kanıtlayan ve gün yüzüne çıkaran büyülü diyar... Vampirlerin yönetimindeki Eternum Krallığı Kurtların yönetimindeki Eskam Krallığı Cadıların yönetimindeki Pulvis Krallığı Ve son olarak Perilerin yönetimindeki Magia Krallığı ⚔️ Güç hırsı gözünü bürümüş bir aslan eninde sonunda elindekileri hatta kendisini kaybedecekti. Saltanat kendisinden kaçıp kurtulduklarını sananlara kendi ayağıyla gelecekti ve saltanat ilk kez büyük bir alçak gönüllülük ve nezaketle karşılanıp vahşi arzuların kurbanı olmayacaktı. ⛓️ 'Bu yara?' dedim kanayan yarasına bakıp içim acırken. 'Litya çiçeği özü' Fazla dozu yüksek ölçüde zehirleyen, güçlerin kullanılmasını zorlaştıran ama dozunda kullanıldığında iyi olan ve iyi şeyleri simgeleyen çiçek... 'Eş mührümüzün çiçeği bu olsun, yaşadığımız onca şeyi unutmamak için.' Gülümsedi. Sadece gülümsedi. Ben yarasını temizleyip sararken acıyan canına rağmen gözünü kırpmadan beni izledi.
SAKA VE SANRI(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 35,865,816
  • WpVote
    Votes 1,598,670
  • WpPart
    Parts 58
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,187,641
  • WpVote
    Votes 722,743
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
RAKUN by Alminanngg
Alminanngg
  • WpView
    Reads 56,430
  • WpVote
    Votes 2,912
  • WpPart
    Parts 9
"gece alınırsa intikam, saklanır karanlığa" Dünya harici üç farklı diyar olduğu söylenir efsanelerde. Göğe, yere ve sulara hakimiyet kuran... Diyar Efendilerinin çocuklarından biri olan Parla Tün Bozgun, kendi diyarının Aykırı olarak adlandırılan çocuklarındandır. Hayatının merkezindeki üç insan ona ihanet ettiğinde diyarının korkulan canavarına dönüşür: Rakun'a... Tünün intikamından korkan üç insan biçare Dünya'ya kaçar ancak Parla bir o kadar kararlıdır. Eğer evine zarar gelmişse Rakun'un saldırganlığı kaçınılmazdır. Parla intikamını hazırlamak için üç insanın peşinden Dünya'ya iner. Başka bir diyarın Aykırılarından olan Kuzey Par da tıpkı Parla gibi Dünya'ya inmek istemektedir. Ancak onun aradığı canavar Parla'dan çok daha tehlikelidir. Parla Tün, Dünya'ya inebilmek için Kuzey'i kandırmak zorunda kalır ve Dünya'ya indiğinde, artık yanında bir düşman daha vardır. Dünya'ya yabancı, kendi diyarlarına aykırı iki ruh, kurtarabilir mi birbirlerini öfkenin elinden? Yoksa onların öfkesi midir gündüzün sonunu getiren...