Geçmişin intikamı peşinde olan iki adam ... Dudaklardan dökülmesi dahi sakıncalı tehlikeli aşklar öyküsü... Kan kokan , zeka dolu bir macera ... sen hazır mısın . Ohalde başlayalım

Slow burn, zamanla ve yavaşça gelişip büyümek anlamında kullanılan bir deyim. Hayatın biraz sığ, küçük ve siyah-beyaz olduğu dönemlerin muhteşem bir karşılığı. Asla bitmeyecek bir sürecin başlangıç noktası. Bu hikaye ise, tuhaflık derecesinde normal olmasını umduğum bir kötü çocuk-iyi kız klişesi. "...Doğrularının içindeki tek yalan şimdi tüm yalanlarının içindeki tek doğru haline gelmişti. Emin olduğu, güvendiği her şeyin bu denli pamuk ipliğine bağlı olması benliğinde bir şeylerin yer değiştirmesine, kendine yabancılaşmasına sebep oluyordu. Şimdi Rüya, tüm mükemmelliğinde uzakta, bir tuvalette oturmuş avcuna karaladığı formüllere korkuyla bakarken Güneş'i düşünüyordu..." ("Hormones" adlı Tayland gençlik dizisinden esinlendiğimi de ekleyeyim. Nadiren doğru anlatılan kötü çocuk karakterine sahip, güzel bir dizidir kendisi.)

Miray, sıradan hayatında büyük hayaller kuran bir kızdı. Furkan ise skandallarıyla adını manşetlere kazımış bir yıldız... Bir gece, kaderin kurduğu tuzakta yolları kesişti. Ve o andan sonra hiçbir şey kontrol altında kalmadı. Gizli sırlar, yasak tutkular ve kaçınılmaz bir aşk onları bekliyordu.

TAMAMLANDI ✅ Güneşi batan bir kadının gecesine kaç yıldız doğabilir ki! Bin kez ölümle yüz yüze gelen biri yalnızlıktan ne kadar korkabilir! Genç Kadın kayan her yıldızına denk başka yıldızları gökyüzünden avucunun içine düşürürken artık korkmuyordu kimseden! Çünkü Genç Kadın tüm heveslerini, tüm hayallerini küçük Firûzenin omuzlarına yükleyip bir başka kişinin yalnızlığına teslim etmişti ruhunu; Süveydâ'ya... Ve bir hikâye böyle başladı. Küçük kız çocuğunun yaşadığı travmalar sonucu artık başka bir kimliğe bürünmesiyle oluşan sır yumaklarını çözebilecek miydi bu intikam hırsı? Peki bu yolda tüm kararlılığıyla yürürken hiç mi engellere takılmayacaktı bu Kadın! Hep birlikte bu intikamın sırlarını yavaşça aralayalım ve Firûze' nin direnişine ortak olalım. Ya da Süveydâ' nın mı demeliydim!? 🍁 Aşeka diye bilinen sarmaşığın zehriydi sevdiğini yavaş yavaş yok etmeye mahkûm kılan... Bende yıllar sonra bir şey fark ettim; kaybettiğim herkesin bu zehirli sarmaşığa kurban gittiğini... Sonra bir karar verdim.. Bu illeti kökünden yok edecektim, zehrine boyun eğmeyip her dalını kendi ellerimle kesecektim. 🍂 Bilemedi Genç kadın. Aşekâdan kaçarken çoktan bu vereme yakalandığını, artık tedavisi mümkün olmayan bir zehrin vücuduna dadandığını bilemedi! -"Her sarmaşık Aşekâ değildir, Matmazel. Tıpkı her aşkın zehirli olmadığı gibi..." /10 Eylül 2020/ yayım tarihi 🐞 /3 Mayıs 2021/ bitiş tarihi 🐞 *Kapak tasarımı şahsıma aittir* NOT; kitaptaki her cümle şahsıma aittir. Kurgu şahsıma aittir. Konunun bir benzeri, sözlerden çalıntı, izinsiz alıntı vs vs gibi sorunlarla yüz yüze kalırsam şayet yasal haklarım devreye girer! Dava açmaktan geri durmam! BİLGİNİZE‼️

Değişiklikler..tanımadığım sokaklar, trafik lambası var mı diye kafamı kaldırıp baktığım o en yabancı caddeler. Bana göre güzellikler içinde büyütülmüş insanlarda kaybetme kaygısı daha ağır basar ve benim hiç kaybetme kaygım olmadı. Usulca kendi halinde büyütülmüş yalnızlaştırılmış ve bir o kadar da yıpranmış bir çocuk düşünün her sene öğretmen babasının tahini çıkınca babasının elinden tutup şehir şehir gezen ve yanlarına aldıkları ufacık bir bavulun içine biraz kıyafet ve bir yığın umut sığdıran tek varlığının babası olduğunu sanan17 yaşındaki atlas. Siz hiç tek varlığınızı ufak esen bir poyraz rüzgarında havadaki uçağın yere çakılmasıyla kaybedip 70'li yaşlarındaki babanenize sığınmak zorunda kaldınız mı? Babasının ölümünden sonra eşyalarının içinden çıkan bir mektup bazı yalanlara ışık tutup acımasız ve zorlu engellere boyun eğen izbe bir kahvehanede kötü yollara sapan atlasın umut ışığı mı olacak, intikam ateşi mi?

Yaşadıklarım beni kıyametin sınırlarında gezdirecekti. Yahut yanılırsam ölen ruhuma nefes olacaktı. Denizin altında kaybolan ruhunu arayan küçük bir kızın hikayesi. MARNERO 2020 (Çalınma veya alıntılama olduğunda gerekli işlemler yapılacaktır.)

kardeşlerim 9.bölümden sonrasını ni anlatır harika ve Ömer kardeş oldu'nu biliyordur bunlar ilerde iyi anlaşmaya başlar ama olaylar okula 14 yeni öğrenci gelmesiyle değişir bu 14 öğrenci ile pek anlaşamazlar taki Melisa nın başına tuvalette gelen kavga olayına kadar saf değiştiren iki arkadaş alev ve Fırat Peki ya ilerdeki bölümlerde süsen kadir'in başına gelenlerin sorumlusunu öğrenip elektirik akımı yayarsa peki bu düşman guruplar tek düşmanlarının bir kişi oldu'nu öğrenip birleşirlerse alev ve Fırat bir şey saklıyor bir sirlari var bu çocuklar kötü bir amaç için deneye tabitutuldu güçlere sahip oldular ama bu deneyi yapan 4 bilim insanı deneyin kötülük için oldu'nu öğrendi saf değiştirdiler Peki şimdi ne olacak bir savaş olcak bir uçurumun kenarına gelecekler kim düşecek kim kalacak aşk, kardeşlik , dostluk bu kitapta görecek siniz ve en önemlisi birleşince oluşacak gücü sizi uçurum a davet ediyorum bu gençlerin hikayesini hep beraber yaşayalım mutluluğunu da hüznüde

Adam kadının nefesini hissedeceği kadar yakınındaydı. Dokunsa öperdi, öpmedi ama çünkü kadının inadını biliyordu. "İstesem Seni burda öperim" Kadın gözlerini karşısındaki kara gözlerin buğusuna bırakmadan ağzının içinde gevelediği sözcükleri diline vurdu. "Öpemezsin!" "Az önce ne dedin?" Adam kadına bir milim daha yaklaştı, kadının çiçeksi kokusu buram buram adamın iliklerine işliyordu. "Öpemezsin dedim ya" adam kaşlarını hafifçe yukarı kaldırıp dudaklarını büktü. "Ondan önce" "Bişey demedim" kadın yüzünü adamın tam tersine çevirdi. Kollarını göğsünün üzerine bağladı, bu hareketi ona hırçınlık katmamış aksine onu daha çok arzulanır kılmıştı. Gömleğinin açık kısmı göğsünün tüm güzelliğini öne seriyordu. Adam bir kaç dakika kadının mahzeninde takılı kaldı. "Ama ben duydum" "Ne dedim?" "Öpecek adam öper dedin dimi" Kadın biraz utanarak birazda sertçe adamın yüzüne döndürdü bakışlarını. Bişey demeliydi ama ne? "Ben..." Adam kadının dolgun Kırmızı dudaklarını dudaklarına dokundurdu. Dokunuşunda şehvet yoktu, masum ama ateşli bir dokunuştu. Adam yavaşça kadından kendini çekti. "Haklıydın güzelim" Kadın tepkisizce adamın yüzüne baktı, Adam tam gidecekken bir kez daha kadının nefesinin tam karşısındaydı. Bakışlarındaki özgüven yeri göğü inletirdi. "Bana aşık olucaksın" "Ben aşka inanmıyorum" "Ya inanırsan ?" Bu kez kadın oyunun tadını aldı, dudaklarını adamın boynunun oyuntusuna dokundurdu. Adamın hissettiği haz daha öncekilerine benzemiyordu. Kadın sadece adamın duyacağı şekilde fısıldadı. "İnandır beni "

Efnan Koca taş duvarlı konağın önünde demir kapının açılmasını bekledi. Kapı ağır ağır açılırken karşısında gördükleri elindeki bavulunun sapını dahada sıkmasına sebeb olmuştu. Kaçarak gittiği bu konağa şimdi kendi isteğiyle tekrar dönmüştü , aşiretin kabul etmesi hiç te önemli değildi , şimdi karşısında Fıraz tüm endamıyla duruyodu. Arkasında saklanan kız elini korkarak karnının üzerine koydu. Efnan bakışlarını kocasının arkasındaki kıza sabitledi. Korktuğu olmuştu, Fıraz artık ona ait değildi. Şimdi ne yapıcaktı ya arkasına bakmadan tekrar gidicekti yada kalıp bu defa sevdası için çabalıcaktı....

Gecmişe gitmek için bir biletiniz olsaydı, hangi padişahın dönemine gitmek isterdiniz ? Ben geçmişe sadece bir araştırma için gitmiştim. Başıma geleceklerden habersizdim. Bilseydim eğer geçmişi değil, geleceği değiştirirdim.. O adam, sadece şehri kuşatmamıştı, bana ait olan benliğimle ruhumuda kuşatmıştı.. Ona karşı koyamamam gücünden değil, ona karşı hayranlığımdan ve kudretli aşkımdandı... O aşık olunası adam mı kimdi?? O adam, Fatih Sultan Mehmet'ti. Başlangıç: 12.02.2021 •#1korku 01.03.21 •#1 Fantastik 07.03.21 •#1aile 13.03.2021 •#1Osmanlı 16.03.2021 •#1Romantizm 30.05.2021 •#2Aksiyon 31.05.2021 •#3Macera 31.05.2021 •#2Bilim kurgu 02.06.2021 •#5Aşk 03.12.2021