Annesi ile küçük bir köyde yaşayan 17 yaşında Arin, bir gün annesini bir yangında kaybeder ve bir başına kalır. Köylü kızı evlendirmeye karar verir. Ağalardan birisi kızın yaşlı bir adamla evlenmesine göz yumamaz ve oğlu ile evlendirir. Kapak tasarımı @paralevm

Yaş Farkı Vardır (9 yaş)! Lütfen bunu bilerek okuyunuz... Atabey Ailesi yıllardır yaptığı mafyacılık işlerine son verip emekliye ayrılmıştı. Çağlar Atabey 4 oğlu, karısı ve yakın aile dostlarıyla huzurlu hayatının tadını çıkartıyordu. Ta ki bir gün şirketine bir mektup gelene kadar... Yıllar önce ölen kızının aslında yaşadığını ve ölü bir bebekle karıştığını söyleyen bir mektupla bütün dengeler bozulur. Bir yandan hasta annesi ve öfkeli babasıyla uğraşırken okumaya çalışan Çiçek bir yandan da şehit sevgilisinin yasıyla kavruluyordur. Bunun üzerine bir de yıllar önce karıştığını öğrenen Çiçek'i karmaşık günler bekliyor.

bir tim ve bir kız bebek bir gece vakti askeriyenin lojman kapısına bırakılan bir bebek ve görevden yeni dönmüş 4 kişilik bir tim. Ay timi.

"Üsteğmen... Evlensen ya benle." Dört kelime. İki hayatı bilinmez bir oyuna sürükleyen dört kelime. Peri'nin sığınacak bir liman ararken tutunduğu tek adam. Ve Mahir'in aklını susturup kalbini dinlemek zorunda kaldığı tek kadın.

Dudaklarımdan acı kelimeler döküldü. "O bileklerini kesmiş." Yanıyordum, bedenim acı ile kasıldığında kan kokusu ciğerlerime işlemişti. "Boynunda da hep kan var. Çok kanamış, uyanmıyor. Benimle konuşmuyor." Hattın diğer ucunda birkaç hareketlilik oldu. "Onun nabzına bakabilir misin Narin, nasıl bakacağını biliyor musun?" Dokunamam boynuna ya canını acıtırsam? Öyle yoğundu ki kan nerenin kesik olduğunu anlayamıyordum bile. Gelen çaresizlik ile "Bilmiyorum." diye sızlandım. "Nasıl yapacağımı bilmiyorum. Lütfen birisi gelsin." İçim yana yana ağladım, boğazım tahriş olana kadar bağırdım. "Yalvarırım annem bugün ölmesin." Bugün ölmesin, bugün benim doğum günüm. Başlangıç: 28 Nisan 2024

Kızından başkasını gözü görmeyen, sert, kararlı, iddialı, ama bir o kadar da sevecen. Henüz 28 yaşında olmasına rağmen işinde en iyi sayılabilecek bir avukat: Han Arslaner. Bıcır bıcır, çok konuşan, çok gülen, çok koşan, çok seven, çok yiyen, gözlerinde isimlerini taşıyan, 2 yaşında bir bebek: Yeşim Feza Arslaner. Peki ya bir gün dünyaları tersine dönerse, var olan her şey yok olur, yok olan her şeyin en baştan var edilmesi gerekirse ne olur? Kıyamet kopar. Ve onlar için kıyametin kopması, yarından bile daha yakın. Henüz onlar bilmese de...

Gökçin babasız büyümüş bir çocuktu ta ki annesi onu babasına teslim ettikten sonra

Üç yaşında minicik bir kız... yıllardır uzaklarda soğuk ve sessiz adam Önlerine bir kapı açılır;adımları hem sessiz hemde tereddütlü aralarında sözcükler değil geçen yılların kırgınlıkları konuşur,bu yıllardır bilinçsizce birbirlerini arayan iki yüreğin hikayesi. bu kelimelerin yetmediği duyguların hüküm sürdüğü bir hikaye.Babasını yeni bulan Mehru ve kızı olduğunu yeni öğrenen Çakır Pusat Mehru ve babasının hikayesine davetlisinizz.

Gelincik... Herkes ona böyle seslenirdi. İnce narinliği, kırılgan ama bir o kadar da dimdik duruşu yüzünden. Daha çocuk yaşta, yaşıtları oyun peşinde koşarken, o evlenmemek için sessiz bir savaş veriyordu. Ama bir gün, hayatına hiç beklemediği bir gerçek düştü; öyle ağır, öyle sarsıcı ki... Aradan on beş yıl geçtiğinde, tesadüfen öğrendi: Onu büyüten insanlar, öz ailesi değildi. Üstelik bir değil, tam dört tane abisi vardı. Kanından, canından olan ama yüzünü bile görmediği dört yabancı... Daha bu gerçeği hazmetmeye çalışırken, hayat bir kez daha onu köşeye sıkıştırdı. Bir sabah uyandığında, kendini zincirlenmiş bir kaderin içinde buldu. Kaçırılmıştı... Gözleri, istemediği bir gelinliğin beyazlığıyla kamaşırken, dudaklarından dökülen tek şey sessiz bir "hayır"dı. Ama kimse duymuyordu. Bir anda, zorla nikâh masasına oturtuldu. Kalbi çırpınan bir kuş gibi çırpınıyordu göğsünde. Peki şimdi ne olacaktı? Bir yanda hayatı bir anda altüst olan genç bir kız... Diğer yanda, yıllarca varlığından bile haberdar olmadıkları bir kız kardeşe sahip olduklarını öğrenen dört adam... Kan bağının ilk defa bu kadar yakıcı ve karmaşık hissettirdiği bir hikâye başlıyordu.

Evet yeni bir kurgu ve yine ben. Kurgu yine olağan dışı şeylere yer vermemektedir. kızımız bir gece arkadaşı ile dışarı çıkarken başına gelecekleri bilmiyordu. peki kızımız başına gelen olaydan 5 ay sonra gerçek ailesi tarafından bulunursa? Abileri onu zorla götürmeye çalışırsa? kızımız 24 yaşında yeni mezun bir mimar. Annesi tarafından 6 yaşında terk edilmiş. 18 yaşında yaşadığı yurttan ayrılmış tek başına yaşam mücadelesi vermiş bir kız. yeni bir gerçek ailem kurgusudur. 3 abi ve kızımızın buluşması ve başlarına gelen olaylar. ufak bir not: +18 yok. küfür argo şiddet içerir. kuruguyu beğenmeyen okurlar lütfen sessizce moralimi bozmadan kitabı bıraksın.