Askeri Kurgu
5 storie
LAVİNİA di Dramkralicesix
LAVİNİA
Dramkralicesix
  • LETTURE 555,594
  • Voti 35,303
  • Parti 42
*Yetişkin içerik!* "Tarih.." Hırıltı nefesini dışarıya doğru üflemişti. Parmakları sıkıca sardığında telsizi, gözleri koyulaşmıştı. "Nasıl yazılır biliyor musun?" Göğsü büyük bir gururla kabardı. "Bir hilal uğruna toprağa düşen canlara iyi bak! Dağlarda size kök söktüren, ana kuzularına." Boğazında ki damar şişmiş üzerindeki tene baskı uyguluyordu. "Konu vatan olduğunda yardan, anadan babadan geçen askerlere bak." Boğuk sesi oldukça toktu. "Tarih nasıl yazılır görürsün!" Ayaklarının dibindeki bez parçasına iğrenerek baktı. "Astığınız bez parçası postallarımın altında it! Daha bayrağını koruyamayan devlet mi kuracak." Alayla güldü. "Gönder lan adamlarını. Yirmi, otuz, kırk! Sonuç her zaman bu olacak." Sesi öfkeyle yükseldiğinde, Şivan elini saçlarına doğru götürerek çekiştirdi. Büyük patron mühimmatın alındığını duyduğunda hiç hoşnut olmayacaktı. "İte kopuğa verecek vatan toprağı yok bizde!" Beybolat telsizi kapattı. Kitap kapağı için kirikcicekpapatya teşekkürler.💙🙏 |08.02.2021|
Gecenin En Doğusu di Kalemimdenkitabim
Gecenin En Doğusu
Kalemimdenkitabim
  • LETTURE 5,857,193
  • Voti 324,743
  • Parti 67
... "Soğuk, açlık, susuzluk, uykusuzluk, işkenceler.. Aklının alıp alamayacağı her şeyi göğüsleyebilirim. En karmaşık bombaları imha edebilir, en büyük savaşlardan tek bir sıyrık almadan çıkabilirim. Gözümü kırpmadan ölüme bile koşabilirim ama.." dedi ve susup derin bir nefes aldı. "Ama?" dedim hevesle gözlerine bakıp. Nefesini dudaklarıma verip alnını alnıma yasladı yeniden. Ve gözlerini kapattı. "Ama sensizlikle nasıl başa çıkılacağını bir türlü bulamıyorum." dedi ve sağ elimi tutup kalbinin üzerine koydu. Benimkinden farksız bir şekilde, sabırsızca çırpınıyordu güzel kalbi. "Sen olmadığında burada bir şeyler ters gidiyor. Nefes aldırmıyor. Herkesi tek bir emriyle dize getiren Fırtına, kalbine söz geçiremiyor. Çünkü.." dedi ve derin bir nefes daha aldı. Bu aldığı kaçıncı derin nefesti? Neden buna takılmıştım şu an? Hiç mi hiç sırası değildi.. "Çünkü içinde öyle bir kadın var ki.. Öyle masum, öyle güzel, öyle zeki ve.. Ve öyle benim.. Bazen çıldırtan, delirtip çileden çıkaran; boynunu sarıp sarmalayan atkısını, saçlarına değen beresini, yansımasını izleyen aynasını bile kıskandığım.. Öyle bir kadın ki; sevmemek mümkün değil. Öyle bir kadın ki; adını duyan herkese karanlık, bir bana aydınlık.." ... Not: Başlamadan önce Doğu'yu okumak mecburiyetinde değilsiniz. Gecenin En Doğusu'nu ondan bağımsız olarak da anlam kargaşası olmadan tamamlayabileceğiniz şekilde kurguladım. Ufak tefek noktaları da elimden geldiğince açıkladım. Sevgiler.
Aşkın Kokusu:BARUT di Kaktustugce
Aşkın Kokusu:BARUT
Kaktustugce
  • LETTURE 2,566,395
  • Voti 138,291
  • Parti 52
Yaşatmak... Bazı insanlar, bazı insanları yaşatmak için doğarlar. Kendileri için değil başkası için yaşarlar. Her gün belki de yüzlerce insanın acısına bir nebze de olsa merhem olabilmek için saatlerce ayakta, uykusuz bir halde oradan oraya koşturup dururlar. Yaşatmak için. Bir nefesin daha son bulmaması, bir bedenin daha kara toprağın altına girmemesi için. Şüphesiz bu kutsal görevi ancak kutsal bir ruh yapabilirdi. Ve öldürmek... Canını alanın canını almak. Kan dökmek ve ellerine baruttan başka bir kokuyu haram kılmak. Ama silahı ateşlerken katil olarak değil yiğit olarak anılmak. Şehitlerimizin kanlarını kendine katarak gökte dalgalanan bayrak için can almak. Yaşamak ve ölene kadar öldürmek. Şüphesiz bu kutsal görevi de ancak kutsal bir ruh yapabilir. Aynı dünya da tamamen farklı hayatların içinde yaşayan iki farklı insan. Tek ortak yanlarıysa başkaları için yaşamaları. Bu, bir hemşire ve bir jandarma özel harekatçının hikayesi. Biri yaşatmak için diğeri öldürmek için savaşırken aşk da onları bir araya getirmek için savaşacaktı.
İS KOKAN ZEYTİN AĞACI di sulisindunyasi
İS KOKAN ZEYTİN AĞACI
sulisindunyasi
  • LETTURE 2,404,025
  • Voti 216,647
  • Parti 42
"Benim topraklarımda ölmek için özel bir nedene gerek yok." Mihra Elnurova, Türkiye'nin güneyinde yer alan, ufak bir Türkmen ülkesi olan Karahan'da yaşamaktadır. Sıcacık bir ailede büyüyen Mihra, hayatın sert ve acımasız yüzüyle henüz tanışmamıştır. Ta ki ülkesinde baş gösteren iç savaşa kadar. Ülkenin çeşitli bölgelerinden ayaklanma, silahlanma haberleri gelirken hiçbir sorun olmadığına inanarak yaşayan genç kız, bir sabah bulundukları kasabaya ülkesini ve kendi topraklarını korumak için Türkiye'den askerlerin gönderildiğini öğrenir. Bu askerlerin arasında hayatının aşkının da olacağından bihaberdir. Yağmurlu bir günde şarkı söyleyip kendi kendine eğlenirken çitlerin arkasından kendini izleyen Türk askeri Yusuf Agâh Demiral'ı görünce Mihra'nın kalbi o zamana dek hiç atmadığı kadar kuvvetli atmaya başlar.
Nöbet Başında Aşk (Kitap Oldu) di Deein_Deniz
Nöbet Başında Aşk (Kitap Oldu)
Deein_Deniz
  • LETTURE 2,997,289
  • Voti 37,482
  • Parti 10
Not- Bu bir Asker kurgusudur. Sadece ön okuma yayında. "Başında Aşk" serisinin Semih ve Mihrem'in hikayesidir. Dağ Başında Aşk / Kurt ve Gamzeli Nöbet Başında Aşk / Semih ve Mihrem Silah Başında Aşk / Uğur ve Menhus & Mihrem Çelik işinde başarılı üst düzey bir askerdi. Her şeyi altüst eden bir hata yaptığını fark ettiğinde ise çok geç kalmıştı. Yaptığı hata onu Iğdır Merkez Komutanlığına götürdüğünde hatasını düzeltmek için elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdı. Ama atladığı bir pürüz vardı. Aşk, kapıyı çalınca açacak mıydı? ... Semih Karaaslan 1.95 santimlik boyu ve dev cüssesiyle görenin bir daha unutamayacağı bir adamdı. Keskin nişancı olduğu kadar bakışlarıyla da insanların içini okurdu. İhaneti en derininde hissetmiş bir anda dört yıllık ilişkisini bitirmişti. Her şey bitti derken yeniden başlar mıydı? Peki, kalbini hissettiğinde ne kadar görmezden gelebilirdi? .... "Oğlum sikeyim yapacağınız işi!" Bağırtıyla açılan kapı sertçe duvara çarptı. Sakin bir şekilde arkamı döndüm. Dışarıdan gayet sakin görünebilirdi halim ama gözlerime bakan anlardı içinde yanan alevi. Karşımda gördüğüm adamla kaşlarım çatılırken, gözleri büyümüş şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. "Tekmil ver asker!" diye bağırdığımda gözlerini kırpıştırıp bana baktı. "Teğmen Semih Karaaslan/Aydın," deyip selam verdi kendine geldiğinde.