.
3 stories
K-- by blueanalien
blueanalien
  • WpView
    Reads 390,087
  • WpVote
    Votes 26,570
  • WpPart
    Parts 36
Kusur. Sınırlarınızın çok ötesinde. ~01.01.2016~
FREZYA (raflarda) / BESTE ÖN OKUMA by lemariz
lemariz
  • WpView
    Reads 2,315,299
  • WpVote
    Votes 37,471
  • WpPart
    Parts 26
"Bir varmış bir yokmuş, diye başlardı ya masallar; işte benimki de, olsa olsa hep yokmuş hiç varmıştı. Neyin hayaliydi kurduğum? Neyin cesareti, cüreti? Hiç yokmuş bir hayatın, hüzünlü umut kırıntısıydım ben, onu da kuşlar gagalamıştı..." ... İsmini siz seçin; isterseniz Cansu, isterseniz Hacer... Yaşamda, özensizce açmış bir çiçekti o. İstismarı yaşayan ve şiddete şahitlik eden, bir kimsesizdi. Geçmişinin izlerini, ruhunun en derinlerinde saklayarak hayata tutunurken; direndiği gerçeklerle hiç ummadığı bir yerde, hiç ummadığı bir anda, yüzleşecekti. Geçmiş hesaplarını kapatılırken; kimse yaralarının kanatılıp, sarmalanmasına hazır olup olmadığını sormamıştı. Timur, mahkûm olduğu önyargılarla hayatına girdiğinde, aşkın mucize iksirini tadacağını hayal dahi etmemişti. Timur; hayatın olgunlaştırdığı ve sorumluluklarla katılaştırdığı, kalabalığın içindeki yalnızlıktı. Sistemin doğurduğu ne suçlu, ne de suçsuz bir sistemsizlikti. Hayatını, doğruları için feda edilebilecekler ve edilemeyeceklerin ayrımını yaparak geçirirken; vereceği en yanlış hüküm, onun en doğru kararı olmuştu. O, özensiz bir çiçeğin, özenle açılmış yaralarını sarıp sarmaladığında; kendi üşüyen ruhunu ısıtacağını, asla hesap etmemişti. Kesişen yollar, önyargılar ve tehlikeli planlar arasında doğan, kalbimizdeki en masum aşk; FREZYA. Nefes alıyorsak, bir çıkış muhakkak vardır... ... 'FREZYA' sizi ağlatırken aşkla sarmalayacak sımsıcak bir sokak hikayesi... ... Dip not: okuduğunu anlayamayanlar ve başlıkları okumayı es geçenler için bu sadece bir ön okumadır!
Sinestezi by selen_sezer
selen_sezer
  • WpView
    Reads 425,311
  • WpVote
    Votes 23,138
  • WpPart
    Parts 34
Sesil, yirmi yaşına henüz basmış bir psikoloji bölümü öğrencisidir ve okuduğu bölümü seçmesinin en önemli nedeni, sekiz yaşındayken öğrendiği, modern tıbbın hala gizemini tam olarak aydınlatamadığı bir algı komplikasyonuyla dünyaya gelmesidir: Sinestezi. Bunun üzerine sekiz yaşındaki pek çok kişinin alamayacağı kadar radikal bir karar alır ve unutmak istemediği rengarenk anılarını düzenli olarak tuttuğu defterlerine kaydeder. Bu ona, her zaman yanında taşıdığı bir defter ve hayatı boyunca eşlik eden bir alışkanlık olarak geri dönmüştür. Tek bir kuralı vardır; o da tüm anılarını yazıya dökerken bir daha eşini benzerini yaşayamayacağını düşündüklerine yıldız atmaktır! Rakamların rengi ve renklerinse kendilerine ait tatları olduğu bir hayata uyum sağlamakta herhangi bir sıkıntı çekmemiş olan Sesil, bir Cumartesi akşamı yatıya gittiği ev partisinden sonraki günün akşamında odasında uyanmıştır; fakat ufak bir sorun vardır: Parti gecesini ve evine nasıl geldiğini hatırlayamamaktadır. Öncesinde aklında kalan birkaç imgeyle bu hafıza kaybını aydınlatmaya çalışan Sesil, bu durumu anı defterinde ayırdığı, boş, dört adet yıldızlı sayfayla çok geçmeden takıntı haline getirecektir. Daha sonrasında su yüzüne çıkan gerçeklerle kendisini, hiçbir algısıyla bütünleştiremediği bir adamın peşinde bulacaktır.